Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Pelin

Böylece yaşar gideriz; zamanın sürekli ölümüyle haşır neşir bir ruh; yitik anlamlarla, yeniden yakalanamayan anlarla, anımsanmayan yüzlerle haşır neşir, ta ki en son darbe bütün bu an'larımızı sona erdirinceye ve o ruhu, çıkıp geldiği boşluğa geri gönderinceye değin.
Reklam
Bütün uğraşlarla sevgiler, servet ve ün peşinde koşmalar, gerçeği aramalar, hepsi, tıpkı gerçeğin kendisi gibi akıp geçen ve hiçliğe dönüşen anlardan oluşmuştur. Gene de bizler bu hiçlikler dehlizinin içinde, geçmiş ve gelecekteki temelsiz barınaklarımızı yaratan o mucizeli yaşam gücüyle ilerler dururuz.
Yalanların virajlı tepeleri karşısında dehşete kapılmaktan hiç vazgeçmem; ama gene de bu yollara dalar dururum, onlara, beni yeniden gün ışığına çıkaracak kestirmeler gözüyle baktığım için herhalde. Oysa dünyadaki tek ölümcül yalan budur belki de.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Konuştuğum sürece, şimdi bile, düşüncemi tam olarak belirteceğim yerde seni etkileyecek, senden tepki alacak şeyler söylüyorum. Bizim aramızda bile bu böyle; birbirini aldatmak için daha güçlü nedenleri olan iki kişi arasında daha da beterdir elbet. Aslını ararsan bizler buna öyle alışığız ki doğru dürüst farkına bile varmıyoruz. Dilin tümü, yalanlar üretmekte kullanılan bir makinedir.
Kendisi hakkında söylenenleri aşırı umursamak sanatçının doğasında vardır. Başkalarının fikirlerini mantıksızlık derecesinde umursamış olan insanların enkazıyla doludur edebiyat alanı.
Reklam
Ve eğer bir kitabın telkin gücü yoksa zihnimizin yüzeyine ne kadar sert çarparsa çarpsın içine nüfuz edemez.
Unutma ki bu değerli mahsul aslında üzüm suyudur ve imparatorluğun mor kaftanı da kabukluların kanıyla boyanmış koyun yününden ibarettir... Algılar bunu (bir şeylere önce tutunup sonra da onları delip geçerek gerçekte ne olduklarını görmemizi sağlamayı) severler. Bu nedenle her zaman, yaşamımız boyunca bir şeyler bizim güvenimizi talep ettiğinde bunu yapmalıyız. Onları çırılçıplak soyup ne kadar önemsiz olduklarını görmeli, üstlerini kaplayan efsaneleri yırtıp atmalıyız. Marcus Aurelius
Her insan kendisini diğer insanlardan daha çok sevdiği halde neden kendi fikrine diğer insanlarınkinden daha az önem verir ?
Faydalı olan şey, eğer bu kadar güvenilir bir şekilde faydalı olmasaydı, tehlikeli olmazdı. Çok sık askıya alınmak zorunda kalırdı. Yaşayan bir şey gibi, kestirilemez kalmak zorunda olurdu. Daha sık ve daha şiddetli bir şekilde bize tavır almak zorunda kalırdı. Hala ölmek zorunda olmalarına rağmen insanlar faydalı olanda kendilerini tanrı ilan ettiler. Faydalı olan üstündeki iktidarları, bu gülünç zayıflıklarını görmemelerini sağlıyor. Böylece tahayyüllerinde gittikçe güçsüzleşiyorlar. Faydalı olan artıyor, fakat insanlar sinek gibi ölüyor. Faydalı olan daha nadiren faydalı olsaydı, ne zaman kesin faydalı olacağını tam olarak hesaplamak mümkün olmazdı Ani değişiklikleri, keyfiyeti ve hevesleri olsaydı, kimse kölesi olmazdı. İnsan daha fazla düşünür, daha fazla şey karşısında hazırlıklı ve metin olurdu. Ölümden ölüme olan çizgiler silikleşmemiş olur, bizde ona körü körüne kapılmamış olurduk. Bizimle, hayvanlara yaptığı gibi , güvenliğimizin ortasında alay edemezdi. Faydalı olan ve ona olan inancımız bizi böyle hayvan bıraktı; sayıları gittikçe çoğalıyor ve biz yalnızca çok daha çaresiz kalmış durumdayız.
Belirli bir olayla ilgili yaşanacak duygunun ve bununla paralel olarak ortaya konacak davranışın rengi, olayın değil, onu işleyen düşünce ve yorum süreçlerinin rengidir. Bir başka deyişle olayların kendilerine özgü bir rengi yoktur.
Reklam
Kıskançlık tamamiyle narsisistik bir duygudur -kıskanılan kişi ile hiçbir bağlantısı yoktur - kişi değildir; ilişkide, karşıda duran 'nesne'dir, kıskanılan.
İlişkide anlamı belirleyen ve yer tutan, 'reel' zaman aralıkları ve uzam bölümleri değildir : Her ilişkinin kendi bir 'iç' zamanı ve uzamı vardır; onların içinde oluşur, bu yüzden hiçbir ilişki, bir başka ilişkiden 'önce' ya da 'sonra' değildir; her biri, ötekilerle hem 'içiçe'dir, hem de onlardan 'apayrı'.
'Sahici ben' diye birşey yoktur -olsaydı bile ben onu bilemezdim; görseydim bile, tanıyamazdım.
Sevgi, bir kişinin, kendisini bekleyen bir kişinin kendisini beklediğini, bilmesidir.
... genellikle bize doyum veren ilişkiler kurduğumuz kişilerin yasını tutmak, aramızda yarım kalan çok fazla mesele olanların yasını tutmaktan daha kolaydır.
3.171 öğeden 3.136 ile 3.150 arasındakiler gösteriliyor.