"Şiirin incelemesi mi olur?"
"Neden olmasın!"
Çok az insan, adına şiirler yazılmasına layıktır! Adına şiirler yazılan birçok insan da o şiire layık değildir! Tâbi sonradan yani iş işten geçtikten sonra bu durum anlaşılır ve ortaya güzel şiirler çıkar.
Demek ki neymiş?
"Acı çekmeyen insan pişmez! Pişmek için acı çekmek gerekir!"
Acı çekenlere selâm olsun.
Ah ah, aşk acısı çekmeyen şiir mi yazar ben gibi... Şiir yazmak için acı cekmek gerekir kitabı yazan gibi... İlla acı cekmek mi lazım derseniz, mutluluktan da şiir yazanlar vardır da acı çekenler kadar güzel şiir yazamazlar. Siz siz olun acı çekmeden şiir yazmaya kalkmayın:))
"Can parçanız kimdir bilelim!
Güzel güzel sevelim!
Hayal kurduğunuzu görelim.
Hayal kurmasını bilelim.
Hayalden sonrasını silelim":))
Kısaca benim gibi, şiir yazmaya kalkmayın:))
Şiir de acı olur, yenilmişlik olur... Ve her işin de bir ehli vardır! Yazarı, güzel, duygusallığı yüksek ve aşk kokan şiirleri için tebrik eder, başarılarının devamını dilerim. Keyifle, zevkle okudum. Yayın evinden, Editörden kaynaklı bir kaç hata vardı ama onlarda büyütülecek kadar muhim olmayan hatalardı. Yazarın daha da ileri seviyelere gidebileceğini düşünüyorum.
Aşk acısı çeken bir insanın bu kitabı okuyup okuduklarından zevk alamamasını idrak edemem!
Kendi tarzını, üslubunu geliştirip güzel şiir yazmak yetenek ister ve yazarımızda da bolca var gibi...
Keyifli okumalar dilerim.
Bazen bir şeyleri kazanmak için kaybetmek gerekir. Tecrübe dediğimiz o şey kolay kazanılmıyor, pişmek için biraz yanmak gerekiyor ve unutmamalıyız ki kaybettiklerimizin bize kazandırdığı gücü hiçbir şeyle satın alamayız.
Yaşadığımız her olayla ilgili inanılmaz motive edici ve cesaretlendirici bir eserdi. Okuduğum kişisel gelişim kitaplarının en
Genç bir doktorun anıları .
Genç bir KÖY doktorun yaşadığı zorlukları diye bir başlık atmak isterdim ama haddim değil hemen susuyor ve incelemeye başlıyorum :)
24 yaşında fakülteden daha yeni mezun olmuş çiçeği burnunda deneyimsiz, korkularıyla mücadele eden kendine güvenmeyen , kendi korkularıyla adeta savaş içinde olup 40 defa söyleyerek (birşey 40 defa denince olur misali, tamamen psikolojik) başına getiren merhametli azimli bir köy doktorunun hem kendisiyle hem de köyde ki vakalarla (ilginç vaka ) mücadelesini okudum demek istemiyorum yaşadım..
Onunla birlikte kızağa binip uzak uzak köylere acil müdahale için gittim. Onunla üzüldüm onunla güldüm ..
Henüz mesleğe yeni atanan çiçeği burnunda bir köy öğretmeni olarak zorlu şartlar altında nelerle karşılaşabilecegimi anbe an hissetmeye çalıştım. Eserle özdeşleşmek istedim ve anında Kahraman gibi hissetmeye başladım.
Zorluklar karşısında mücadele edildiği sürece o zorluklar sizden korkmalı ..
İmkansız yoktur daha çok zor vardır ..
Ve alıntılar içinden en çok beğendiğim şu cümleyi bırakıyorum şuraya
"Köyde büyük tecrübeler kazanılabilir," diye düşünüyordum uykuya dalarken, " fakat okumak, okumak ve daha çok okumak gerek..."
Ben kendimi o diyarda o imkansızlikla o tipi de o soğukta kaybettim.
Kendimi aramaya gidiyorum ..
.
.
Pişmek için
Kendimize gelmek için şiddetle tavsiye ediyorum.
Kitapla kalın
Yanmak ister gönül
Pişmek,sen diyarında
Ruhun miracına varmak
Sidretulmüntehaya...
Olmadı bir çakıl taşı olmak
Bilinmeyen yollarda...
Ya da Arş-ı Alâ 'dan bakmak sana
Yükselmek gibi maveraya
- Erhan KEKLİK -
İnsan bir manada soğana benzer demişler . Yandıkça tatlılaşır .Ancak pişerse ,ateş görürse tatlılaşır. Yoksa insan acı kalırmış. Galiba biraz aşk fırınında pişmek gerekiyorm