Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Okumak, sadece okumak. Okuyan insan, dünyanın aklına yaslar sırtını. O zenginlerin arkadaşları birkaç finansçı, üç beş holding yöneticisi. Üstelik içtenlikten her zaman şüphe duyulan ilişkiler içindeler. Oysa benim dostlarım dünyanın gelmiş geçmiş en akıllı ve en yaratıcı insanları: Aristoteles, Platon, İbn Rüşd, Faulkner,Homeros, Nietzsche, İbn Haldun... Bunları hangi maddiyatla bir tutabilirsin?”
Hiç kimse bir şey bilemez, hatta bu bile kesin değildir. Doğru olduğuna inandığınız şeylere güvenemezsiniz çünkü yanılıyor olabilirsiniz. Her şey sorgulanabilir, her şeyden şüphe edilebilir. Bu nedenle yapabileceğiniz en iyi şey, açık fikirli olmayı sürdürmektir. Kendinizi bir düşünceye adarsanız, hayal kırıklığına uğrarsınız. Bu, eski Yunan ve daha sonra Roma'da birkaç yüzyıl popüler olan bir felsefi akım olan Şüpheciliğin ana öğretisiydi. Platon ve Aristoteles'ten farklı olarak, en aşırı şüpheciler herhangi bir konuda belli bir düşünceyi savunmaktan kaçındılar. Antik Yunanistan'da yaşamış Pyrrhon (M.Ö. 365-270), tüm zamanların en ünlü ve belki de en uç şüphecisidir. Hayatı da oldukça gariptir. Birçok şey bildiğinizi düşünebilirsiniz.
Reklam
Felsefenin ilk dönemlerde ki serüveni
İlkçağ Yunan felsefesi bir doğa felsefesi olarak başlamıştı ama bir Tanrı felsefesi veya teoloji olarak sona erecektir. İlk Yunan filozofları evre­nin neden yapıldığını, ana maddesinin ne olduğunu ve ondaki oluş ve değişmenin yasasını araştırmışlardı. Sofistler ve Sokrates buna bir tepki olarak doğayı bir yana bırakıp insanla, toplumla ilgili konulara eğilmişlerdi. Pla­ton ve Aristoteles, bu iki ilgiyi birleştirmiş, insan ve toplumla ilgili prob­lemleri evren ve Tanrı ile ilgili olarak geliştirdikleri genel metafizikleri için­ de ele almışlardı. Helenistik dönem felsefesi ise hemen hemen tümüyle in­san merkezci bir zemin üzerinde ilerleyerek insanın yapısı, evrendeki yeri ve mutluluğu ile ilgilenen bir antropolojiye, bir ahlak felsefesine dönüşmüştü. İsa'nın doğuşunu izleyen ilk yüzyıllarda ise ahlakla ilgili problemlerin felse­fenin ilgi odağından tam olarak uzaklaşmamakla birlikte ruhun kurtuluşu, gelecek dünyadaki hayat, Tanrı-evren arası ilişkiler gibi özü itibariyle din­sel diye adlandırılabilecek problemierin felsefenin merkezine yerleştiği gö­rülmektedir. Stoacılığın son döneminde açık bir şekilde ortaya çıktığına ta­nık olduğumuz bu gelişme Yunan felsefesinin son büyük akımı olan Yeni­ Piatonculuk ve onun en önemli temsilcisi olan Plotinos'ta doruk noktasına ulaşmaktadır
Sayfa 20 - İSTANBUL BiLGİ ÜNİVERSİTESİ YAYlNLARIKitabı okuyor
"İslâm felsefesi büyük ölçüde, İbn Rüşd ve İbn Sina gibi filozofların Platon ve Aristoteles'in fikirlerine kendi yorumlarını eklemeleriyle Yunan geleneğinden serpilmiştir. Bu filozofların çoğu, kadim metinlerin korunduğu ve tercüme edildiği Bağdat'taki Beytü'l Hikme (Bilgelik Evi) gibi büyük İslâm şehirlerinin medreselerinde ve kütüphanelerinde çalıştı."
Sayfa 162 - Kronik Kitap, 2022Kitabı okudu
PLOTiNOS, ÖZGÜN BiR FELSEFi DEHA
PLOTiNOS, ÖZGÜN BiR FELSEFi DEHA, GEÇ YUNAN DÜŞÜNCESi TARiHiNDE PLATON VE ARiSTOTELES'LE AYNI DÜZEYE YERLEŞTiRiLMESi MÜMKÜN TEK FiLOZOFTUR. Plotinos tüm felsefesini, Platon'un bir yorumu, doğru bir yoru­mu olarak sunmaktadır ve ortaya attığı bütün görüşlerin başlangıçlarını, kay­naklarını Platon'un kendisinde bulmaktadır. Ona göre felsefenin bütün önem­li hakikatleri Platon tarafından keşfedilmiştir. Bu nedenle Plotinos, yapması gereken şeyin sadece onları açıklığa kavuşturmaktan ibaret olacağı görüşün­dedir. Plotinos, Platon'un farklı eserlerinde, örneğin ruhun bedene nasıl indi­ği, evrenin zaman içinde yaratılmış olup olmadığı, maddenin Tanrı'dan ba­ğımsız bir varlığa sahip olup olmadığı gibi konularda ortaya çıkan farklı gö­rüşlerini çeşitli yöntemlerle birbirleriyle uzlaştırmaya çalışır. Plotinos, sisteminde Platon'un ne matematik, ne de poli­tika ile ilgili düşüncelerine yer verir. O, Platon'un ilk dönem yani sokratik di­yaloglarındaki ahlakla ilgili araştırmalarını da önemsemez. Platon'da ilgilendiği şey esas olarak onun idealar kuramı ve Timaios diyaloğunda kendini gösterdiği şekilde Tanrı-evren arası ilişkiler konusundaki öğretisidir.
Sayfa 30 - İSTANBUL BiLGİ ÜNİVERSİTESİ YAYlNLARIKitabı okuyor
Avrupa Karanlık Çağ'ın kasveti içindeyken İspanya'daki Endülüs'ten doğuda İran'a dek uzanan İslam imparatorluğunun kentlerinde bilim capcanlıydı ve giderek gelişiyordu. Bu toprakların âlimleri antik Yunan filozoflarının metinlerini bizler için saklamakla kalmayıp (onlar olmasa Aristoteles ve Platon'dan haberimiz bile olmayacaktı), o temeller üstünde yol alarak modern bilimi geliştirdiler. Âlimler dudak uçuklatacak kadar çok sayıda başarıya imza attılar. Örneğin, cebri icat ettiler.
Sayfa 122 - NTVKitabı okudu
Reklam
İlber Ortaylı' nın Kitaplığından Öneriler
Antik Dünya ve Orta Çağ'dan 20 Klasik Eser 1.Cicero/ Dostluk 2. Cicero/ Siyaset Sanatı 3.Seneca/Mutlu Yaşam Üzerine 4. Aristoteles/ Retorik 5.Ksenophon/ On Binler'in Dönüşü 6.Platon/ Şölen 7.Aristophones/ Eşekarıları 8.Nizamülmük/ Siyasetname 9.Gılgamış Destanı 10.Farabi/ Mutluluğun Kazanılması 11.Homeros/ İlyada,Odysseia 12.İbni Haldun/ Muakaddime 13.Yusuf Has Hacip/ Kutadgu Bilig 14.Plutark/ Yaşamlar 15.Binbir Gece Masalları 16.Dede Korkut Kitabı 17.Strabon/ Geographika 18.Hafız-ı Şirazî/ Hafız Divanı 19.Vergilius/ Aeneis 20.Marcus Aurelius/ Kendime Düşünceler
Konfüçyüsçülük ile Platon ve Aristoteles'in Yunan Felsefesi, kadınları hem zihinsel olarak aşağı kabul etti hem de erkeklerin ruhsal ve entelektüel girişimleri için tehlikeli gördü. Bu yüzden okullar, akademiler ve geliştirilen diğer eğitim kurumları yalnızca erkeklere açıktı. Kadınlar ne Platon'un akademisine girebildiler ne de Platon'un yazdığı herhangi bir diyalogda seslerini duyurabildiler.
Sayfa 291Kitabı okudu
O nedenledir ki Platon sezgi ile hakikate ulaşabilmiş gerçek bir Filozoftur
Platon İdeaları duyusal dünyadaki varlıklara aşkın bir dünya­ da yer alan bağımsız tözler olarak tanımlamıştı. Aristoteles ise Formların duyusal dünyada bulunan varlıkların özlerini, doğalarını teşkil eden içkin şeyler olduklarını ileri sürmüştü. İskender iki tür akılsal arasında ayrım yaparak bu iki görüşü uzlaştırmaya çalışır. O hem duyusal dünyada maddeyle birarada bulunan ve duyusal varlıkların özlerini oluşturan içkin akılsalların yani Formların, hem de duyusal dünyanın üzerinde, kendi başlarına bağımsız töz­ler olarak var olan aşkın akılsalların yani İdeaların varlığını kabul eder. Aynı zamanda bu iki tür akılsallarla ilgili olarak iki ayrı tür bilginin varlığını savu­nur. Birincilerin bilgisi ile ilgili olarak duyumdan hayal gücüne, ondan duyu­salda bulunan akılsalı soyutlamaya dayanan akıl yürütmeye uzanan Aristote­lesçi bilgi kuramını benimser. İskender'e göre, ikincilerin bilgisine erişmenin yolu ise bir tür entelektüel sezgiden geçer. Birincilerin bilgisinde düşünce ile onun nesnesinin ancak düşünme fiilinde ve bu fiil aracılığıyla birbirleriyle bir­leşmesinin söz konusu olmasına karşılık aşkın akılsalların bilgisinde düşünce veya akıl, konusu olan akılsallarda her zaman birarada bulunur, nesnesini sü­rekli olarak düşünür, temaşa eder.
Sayfa 33 - İSTANBUL BiLGİ ÜNİVERSİTESİ YAYlNLARIKitabı okuyor
"BiZiM iÇiN HER ŞEYiN ÖLÇÜSÜ iNSAN DEGiL, TANRI'DlR." Platon
Platon, Antikçağ felsefe tarihinde karşımıza çıkan sistem kurucu ilk filozoftur. Doğa Filozofları özel olarak doğa ile, kozmosla ilgilen­mişlerdi. Sofistlerde ilgi esas olarak insana, insani kurumlara ve kültü­re yönelmişti. Sokrates'in ilgi konusu bakımından Sofistleri devam et­tirmesine karşılık Platon'da hem insanın, hem de doğanın birlikte ele alınışına tanıklık etmekteyiz. Aristoteles de bu açıdan Platon'un bir devamı olacaktır.
Sayfa 212 - Bilgi Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Böyle dostlara ihtiyacım var 。◕‿◕。
Oysa benim dostlarım dünyanın gelmiş geçmiş en akıllı ve en yaratıcı insanları: Aristoteles, Platon, İbn Rüşd, Faulkner, Homeros, Nietzsche, İbn Haldun...
"Peki, sizi -zenginlerden ayıran- ayrıcalığınız ne?" "Çok basit" diyorum. "Okumak, sadece okumak. Okuyan insan, dünyanın aklına yaslar sırtını. O zenginlerin arkadaşları birkaç finansçı, üç beş holding yöneticisi. Üstelik içtenlikten her zaman şüphe duyulan ilişkiler içindeler. Oysa benim dostlarım dünyanın gelmiş geçmiş en akıllı ve yaratıcı insanları: Aristoteles, Platon, İbn Rüşd, Faulkner, Homeros, Nietzche, İbn Haldun... Bunları hangi maddiyatla bir tutabilirsin. "Ama benim gibi insanların zayıf yanının da her şey fark etmek olduğunu söylüyorum. Fazla bilmek mutsuzluk getiriyor..."
Sayfa 250 - Doğan Kitap YayıncılıkKitabı okudu
Yunan Lidya'dan para, Mısır'dan papirüs, Fenike'den alfabe almış
İlkçağ felsefe tarihçilerinin ilk dönem Yunan filozoflarının çoğuna Mı­sır, Babil, İran ve hatta Hindistan'a kadar yolculuklar yaptırmaları bir rastlantı değildir. Thales'in Yunan dünyasına Mısır'dan geometri bili­mini alıp getiren ilk kişi olduğu haber verilir. Pythagoras'ın ruh kura­mında Hint etkisinden sözedilir. Platon, Mısırlı rabipiere "Yunanlılar, sizler çocuksunuz" sözünü söylettirir. Yine Thales'in İÖ 585 yılında meydana geldiği hesaplanan güneş tutulmasına ilişkin tahmini, ancak Mezopotamyalılar tarafından tutulmuş olan gök cisimlerinin hareket­lerine ilişkin cetvelleri görmüş olmasıyla açıklanabilir. Aristo­teles matematik sanatların, kafi derecede boş zamana sahip olan Mı­sırlı rahipler tarafından yaratılmış olduğunu söyler.
Sayfa 85 - İstanbul Bilgi Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
Platon'un öğretisi:kendisi bir din olmaksızın dine en yakın olan fel­sefe
Aristoteles'in öğretisi "kendisi bir bilim olmaksızın bilime en yakın olan felsefe" Platon'un felsefesinin temelinde en genel ifadeyle dinsel kaygıların ağır basmasına karşılık, Aristoteles'in felse­fesinde veya sisteminde hakim olanın, yine en genel ifadeyle, bilimsel ilgiler olduğunu söyleyebiliriz. Bu farklılık başka önemli farklılıklarla birlikte Aristoteles'i hocası Platon'dan ayırmakta ve felsefe tarihinde Platonculuk diye adlandırılan dünya görüşü yanında Aristotelesçilik diye adlandırılan aynı ölçüde önemli ve ondan farklı bir dünya görü­şüne, felsefi dünya görüşüne temel teşkil etmektedir.
Sayfa 14 - İstanbul Bilgi Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
"Peki, sizin ayrıcalığınınız ne?" diye soruyor. "Çok basit" diyorum. "Okumak, sadece okumak. Okuyan insan, dünyanın aklına yaslar sırtını. Zenginlerin arkadaşları birkaç finansçı, üç beş holding yöneticisi. Üstelik içtenlikten her zaman şüphe duyulan ilişkiler içindeler. Oysa benim dostlarım dünyanın gelmiş geçmiş en akıllı ve en yaratıcı insanları: Aristoteles, Platon, İbn Rüşd, Faulkner, Homeros, Nietzsche, İbn Haldun... Bunları hangi maddiyatla bir tutabilirsin?"
Sayfa 250 - DoğanKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.