Wolfgang Borchert, ikinci dünya savaşını yaşamış, 3 yıl cephede bulunmuş, döndüğünde ise 'kapıların dışında' kalmış bir yazar. Savaşm ruhunu bu denli hissederek ve hissettirerek anlatmasının sebebi bu. Savaştan dönüyorsun fakat sen o eski sen değilsin. Bıraktığın yer, bulmayı vunduğun gibi değil. Ailen yok. Nefes alamıyorsun. Hayat yok!
Her yer enkaz, herkes kaypak.” Okurken, yazarın her satırda acı çektiğini anlıyorsunuz. Üstelik, yazdıklarım yaşadığı için de iki kez çekiyor bu acıyı. Hayır bin
kez! Hayatta olduğu, nefes aldığı her an acı çekiyor. Sizin de okurken onunla birlikte ciğeriniz tükeniyor. Bu nedenle mutlaka, mutlaka okumalısınız bu kitabi ya da tam da bu sebeplerle okumayın. Çünkü, binlerce ölü gördükten sonra bir daha eskisi gibi olamayan; savaşa, savaş emri verip de sıcacık evinde yatmaya devam
edenlere, düzene, hayata, isyan eden Wolfgang Borchert, sizin de kitabı okuduktan sonra eskisi olmanıza izin vermeyecek.
''Eskiden sokaklarda sigara izmaritleri, portakal kabukları, kağıt parçaları olurdu; bugünse insanlar var, yerlere serilmiş, kimin umurunda! '' (syf 118)