Yolda yürüyoruz ama o iki metre ötemde. Elin adamını yoldan mı çıkarttım, kendim mi yoldan çıktım belli degil. Ama burnum öyle bir havada ki, Prenses Diana gibiyim.
"I want more than that, " Said Will. "You made me want more than that. You showed me I was only ever cursed because I had chosen to belive myself so. You told me there was possibility, meaning. And now you would turn your back on what you created. "
And Will remembered what he had said to her once, about being like Boadicea. She was brave, and he adored her for it, even as it was employed in the defense of her love for someone else.
Dil ve Üslup
Dil, Atsız'ın dilidir. Açık, duru, anlaşılır ve akıcı. Su gibi akar cümleler. Hiçbir cümle, hiçbir paragraf, anlaşılmazlığından ötürü sizi durdurmaz. Eğer duruyorsanız ve bir cümleyi, bir paragrafı yeniden okuyorsanız bu anlamadığınızdan değildir. Tam tersine çok iyi anladığınızdandır. Cümleler sizi can evinizden vurmuştur. Bir
BİR ZAMAN YOLCUSU: SELİM PUSAT (RUH ADAM ROMANI)
Ruh Adam, Atsız'ın tarihî romanlarına göre hayli değişiktir; bir tür post modern romandır. Bu sebeple romanı incelerken biz de farklı bir yol izlemeyi tercih ettik.
Selim Pusat'ın ve Romanın Hikâyesi: Selim Pusat adını ilk defa 08 Haziran 1951 tarihinde, Orkun dergisinin 36. sayısında
Ya Gerçek Kahramanlar? Ruh Adam romanının gerçek olan kahramanlarını Altan Deliorman göstermiş ve uzun uzun tanıtmıştır (2013: 209237). Selim Pusat, Atsız'ın kendisi, Ayşe Pusat da Atsız'ın eşi Bedriye Atsız'dır. Yalnız Ayşe Pusat edebiyat öğretmeni, Bedriye Atsız ise tarih öğretmenidir. Nitekim Atsız'ın edebiyat öğretmeni
Uzun zaman beni ziyaret etmedin.
Ne deniz kabuğunun ne de dalgaların olduğu Sumiyosi'nin çam ağaçlarının altında seni bekliyorum.
Seni boşuna beklediğimi duydum, doğru mu?
Prens şiirin okunmasını emretti. Başını güç bela kaldırabilmişti. Ardından hizmetkârlarından biri kâğıdı kendisine doğru tutarken o da zar zor nefes alarak şu satırları yazdı:
Deniz kabuğunu bulamadım ama
Sizin yazdığınız mektubu görünce
Çabamın karşılığını aldım
Üzüntüden ölmek üzere olan
Şu zavallı gönlümü neden yapmıyorsunuz?
Ve böyle yazıp son nefesini verdi. Kaguya olan biten karşısında biraz müteessir olmuştu. Bu olaydan sonra, harcanan çaba karşısında az da olsa bir karşılık bulma durumuna "Kaiari" denilmeye başlandı.
Kaiari "Deniz kabuğu var" demektir. Japon deyimlerinin kökü.