Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Emin ol ki Rabb'in tüm bunlar yaşanırken seninledir ve olan biten her şeye "şahit"tir.
Evet, ilmektir boynumdaki ama ben kimsenin kölesi değilim tarantula yazdılar diye göğsümdeki yaftaya tarantulaymış benim adım diyecek değilim tam düşecekken tutunduğum tuğlayı kendime rabb bellemeyeceğim razı değilim beni tanımayan tarihe beni sinesine sarmayan tabiattan rıza dilenmeyeceğim.
Reklam
Ebû Hüreyre'nin (radıyallahu anh) rivayet ettiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: "Allah Teâlâ bir kulunu sevdiği zaman Cebrail'e, - Ben falancayı seviyorum; onu sen de sev, der. Cebrail[aleyhisselâm] da o kulu sever. Sonra Cebrail [aleyhisselâm] sema ehline, - Rabb'iniz falanca kulu seviyor; onu siz de sevin! diye seslenir. Bunun üzerine bütün semavat ehli onu sevmeye başlar. Daha sonra bu sevgi yeryüzü ehlinin kalbine de konulur ve onlar da sevmeye başlar. Allah [Celle Celalühü]bir kuluna buğzettiği zaman ise aynen bunun gibi olur..." 22
22 Buhâri, nr. 3209; Müslim, nr. 2637; Taberâni, el-Mu'cemü'l-Evsat, nr. 2800; Tahāvi, Şerhu Müşkilü'l-Åsár, nr. 3790.Kitabı okuyor
Şeyhimden Nasihat;
-Umutsuzluk nedir şeyhim? + Belânın kalbe inmesidir! - Peki, umut var mıdır? + Rabb'ini unutkan mı sanırsın? - Hâşâ! + Yalan sevdalardan kalbini boşa; çünkü Sahibin c.c, yabancıları istemez mülkünde.
Sayfa 104
Kendini bilen Rabb'ini bilir... Aslında O hep var da biz onu ancak en yalnız halimizle görebiliyoruz. Ancak aciz hissettiğimizde hatırlıyoruz. Bu sefer de güçleniyorsun. Çünkü öyle bir şey var ki yanında, öyle bir güç var ki... Biraz hüzünlensen, biraz dertlensen tutuyor elinden. "Herkes bir gün gider, korkma ben buradayım," diyor. "Herkes küser, korkma ben buradayım," diyor. "Herkes unutur, korkma ben buradayım," diyor. Sayfa 14
Ne zaman yağmur yağsa Efendimiz (s.a.v.) dışarıya çıkar, mübarek göğsünü açarak yağmurla âdeta kucaklaşırdı. Bunu sahabelerine de öğütlerdi. Bunu niye yaptığını soranlara yağmura atfen, “Bu az önce Rabb'iyle beraberdi, bunun Rabb'iyle ahdi yeni!” derdi.
Reklam
"Evet, ilmektir boynumdaki ama ben kimsenin kölesi değilim... Tam düşecekken tutunduğum tuğlayı kendime rabb bellemeyeceğim. Beni sinesine sarmayan tabiattan rıza dilenmeyeceğim."
رَبِّي وَاحِدٌ Yani: Benim Rabbim birdir, vâhiddir. Evet herkes için (hakiki) bütün saadetler, ancak bir Rabb-i Vâhid'e teslimindedir. Bunun aksinde ise, mecmu'-u kainat kadar birbirine zıt olan Rablere muhtaç olacaktır. Çünkü insan, camiiyet-i fıtratı itibariyle bütün eşyaya muhtaç ve hepsiyle alâkadardır. Şuurî veya gayr-ı şuurî, herbirisinden elem ve teessür duymaktadır. Bu ise cehennemnümûn bir halettir. Fakat bir Rabb-i Vâhid'in marifeti ile olsa, erbab-ı mevhume olan bütün bu eşya ve esbabı, bir Rabb-i Zülcelal'in dest-i kudreti üzerinde ince, tenteneli bir perde olarak gösterir ki; dünyevî bir halet-i firdevsnümûndur. Mesnevî-i Nurîye(Bd.)
Her ne kadar mümkün varlıktan hareketle Varlık kanıtlanıyor gibi gözükse de, İbn Sînâ. Varlık ya da 'ilk neden' fikrinden hareket etmektedir. Çünkü yokluğu bile Varlık olmaksızın düşünemeyeceğimize göre, âlemdeki her şeyi 'ilk neden'den hareketle izah edebiliriz. Tanrı'nın varlığını kanıtlama ile nefsin varlığını ispatlama çabasının kesiş- tiğine tanık oluruz. Zira İbn Sînâ, nefsin varlığını izah ederken de. onun etkilerinden ve sonuçlarından hareket etmez. Bizzat ispatlanacak olanı merkeze alır. İbn Sînâ, tam da bu bağlamda, Kur'an'da geçen dış dünyadaki ayetlerin. Allah'ın varlığından ziyade, Allah'ın onlarınvarlığına şahit olduğunu söyler: "İnsanlara, dış dünyada ve kendi nefislerinde ayetlerimizi göstereceğiz ki, onun gerçek olduğu, onlara iyice belli olsun. Rabb'inin her şeye şahit olması yetmez mi?" (41/53) İbn Sînâ, burada kozmolojik kanıtın esasında ontolojik kanıta döndüğünü söylemek istemektedir. Başka türlü söylersek o, son kertede ontolojik kanıta dayanmaktadır. Çünkü âlemi Tanrı'nın varlığına delil olarak göstermekle birlikte, hareket noktası, 'ilk neden' fikridir.
Malın, mülkün, gücün esiri olmadan nimetleri vereni unutmadan şükür ile Rabb'ine iltica eden Hz. Süleyman'ın varlıkla imtihanı, her birimize kulluğumuzun sınandığı imtihanlarda nasıl bir duruş sergilememiz gerektiğini göstermektedir.
Sayfa 70
Reklam
Gurbet Şiiri
-1- Bir kuş tanıyordum ki, baharda, Salkımlar açan bahçemin üstünde uçar da Akşamların ürperdiği bir sesle öterdi. Besbelli, bu iklime yabancı, Nerden koparak geldiği meçhül, Endâmı uzun, tüyleri parlak, sesi vahşi Bir kuş. Akşamla yatan köyde sadâlar durulunca, Mehtaba yakın, gölgeli bir nokta bulunca, Hicranla kısılmış, heyecanlarla
Sayfa 14 - Akdeniz KitabeviKitabı okudu
"Göğsünün daraldığını biliyoruz." Hicr/97 "Rabb'in için sabret." Müddesir/7
evet, ilmektir boynumdaki ama ben kimsenin kölesi değilim tarantula yazdılar diye göğsümdeki yaftaya tarantulaymış benim adım diyecek değilim tam düşecekken tutunduğum tuğlayı kendime rabb bellemeyeceğim. razı değilim beni tanımayan tarihe beni sinesine sarmayan tabiattan rıza dilenmeyeceğim.
"Ben sana çok dualar yolladım Gücümce hamd ve senalar yolladım Sen bana akıl-fikir vermiştin Suç benim Rabb'im, Ben çuvalladım..." -
Hüsrev Hatemi
Hüsrev Hatemi
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.