Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İyilikle bakan bütün kusurları örter, Öfkeyle bakansa bütün kusurları ortalığa saçar.
Atalar der ki karşındaki babansa da şüphe edeceksin.
Sayfa 84
Reklam
Öyle de insan, eğer kesrete dalıp kâinat içinde boğulup dünyanın muhabbetiyle sersem olarak fânilerin tebessümlerine aldansa, onların kucaklarına atılsa elbette nihayetsiz bir hasarete düşer. Hem fena hem fâni hem ademe düşer. Hem manen kendini idam eder. Eğer lisan-ı Kur'an'dan kalp kulağıyla iman derslerini işitip başını kaldırsa, vahdete müteveccih olsa ubudiyetin mi'racıyla arş-ı kemalâta çıkabilir. Bâki bir insan olur.
Sayfa 108Kitabı okudu
Unutma, kendi çatısı camdansa eğer delidir taş toplayan komşuya atmak için.
Arzunun çölündesin be kardan adam. Artık ne yana baksan bir peri-suret, ne yana baksan hayal, ne yana baksan... Artık deja vu'nün karlı çölündesin, mıhlandın oraya, mahrumsun büsbütün seyyaliyet imkânından. Kar ruhunu kapladı. Yaprak dahi kımıldamıyor, yalnız göğsünü kabartan nefesin. Ebedi kış, ebedi kımıltısızlık! Her yer karanlık. Ruhun ayazda. Ve cehennemi bir süküt! “Ah, perde bir kez daha aralansa!” deyip duruyorsun esefle içini çekerek. * Ah bir aralansa!” Şimdi beklemek, şimdi sabır en büyük eza sana...
Gece çılgın asigiyla sevişirken Kapı aralansa da gelsen Guvertenin en güzel yerine İcsen gözlerimi Sözlerimden opsen Tutussak el ele Ellerimden opsen Kucaklaşan çılgınlar gibi Cigligimdan opsen
Reklam
İnsan bir kere yansa İnansa, hep aldansa Aşksız yaşamaktansa Ölümler daha güzel
Güvensiz de yaşanmıyor
"Köse Emmi, kusura kalma. Atalar der ki karşındaki babansa da şüphe edeceksin." "Oğlum Köroğlu, insanlardan ne kadar şüphe edersen onlara o kadar güveneceksin ki iş göresin. Yoksa insanlardan hep şüphe edersen, bu dünyada yaşayamazsın. Bu sözlerim de kulağına küpe olsun.
Dikene bakan acı çeker, güle bakansa huzur bulur. Taşa bakan takılıp düşer, yola bakansa hedefine ulaşır..
ALKIBIADES - Kendi kendime bulamam mı sanıyorsun? SOKRATES - Aradınsa elbette bulmuşsundur. ALKIBIADES - Aramadım mı sanıyorsun? SOKRATES - Bilmediğini sandıysan elbette aramışsındır.
Reklam
Unutma, kendi çatısı camdansa eğer delidir taş toplayan komşuya atmak için.
Şaheserler, yıllarca süren müşterek düşüncenin, tek bir sesin ardanda kitlesel bir deneyimin bulunmasına olanak sağlayan insan topluluklarının aklıyla düşünmenin sonucudur.
Üçer:(...)Ekranlardan hepimiz izledik; Amerika’dan Avrupa Birliği’ne kadar tüm Batılı yetkililer iradeleri ellerinden alınmış robotlar gibi bebek katliamlarını savundular, resmen bir soykırımı desteklediler. Yani bu kez açığa çıktılar. İki yüzlü davranmadılar, sadece yüzlerindeki maske kalktı ve gerçek yüzleri göründü. Hamas’ın Aksa Tufanı hareketinin küresel düzen için sunî değil, hakiki bir risk olarak kendisini gösterdiğini ve kendilerinin imal etmedikleri bu risk karşisında, iki yüzlülüklerini yürüten sistemin “error verdiğini” ve cansiperane bir biçimde İsrail’in arkasında durduğunu söyleyebiliriz. Hakiki bir irade sunî ve mamul iradeleri bozma gücüne daima sahiptir. Demek ki bu tür hakiki riskleri çoğaltmamız gerekiyor. Peki, niye bu kadar pervasızlar? Niye bir şeyden korkmuyor ve sonuna kadar bir soykırımın arkasında duruyorlar? Muhtemelen bahsettiğim küresel düzen içinde herhangi bir ülkenin, yani herhangi bir Müslüman ülkenin, asıl tehdit oradansa, bu küresel düzenin dışına çıkmak suretiyle kendisini bir tehdit olarak konumlandırma cesareti göstermeyeceğini düşünüyorlar. Yani pervasızlıkları, biraz açığa düşmüş olmanın getirdiği korkudan biraz da bizim iradesizliğimizden kaynaklanıyor. Nitekim İsrail’in karşı operasyonunda elde ettiği kısmi başarılar ertesinde, soykırıma kayıtsız artsız destek veren pervasız açıklamalar yerini iki devletli çözüm vs. gibi eski kaypak dile bıraktı.
Fazla para yaramaz insana. Allah yoluna baş koydun mu, dünya nimetlerinden uzak duracaksın. Yok, madem gelmişim bu dünyaya, tadını çıkarayım diyorsan, o zaman da dindarlık taslamayacaksın. İkisi bir aradaysa, vardır bu işin bir melaneti.
Roma Uygarlığı
Hem siyaset, hem de kentçilik açısından değerlendirildiğinde Roma nelerden kaçınılması gerektiği konusunda bir örnek olma özelliği- ni hâlâ koruyor. Roma tarihi, hayat yanlış yönde seyrettiği zaman in- sanı uyarıcı bir dizi klasik tehlike sinyali sunar. Nerede insanlar boğucu kalabalıklar halinde bir aradaysa, nerede kiralar fahiş biçimde yükselir ve barınma koşulları kötüleşirse, nerede uzak toprakların tek ta- raflı sömürüsü yakın çevrede denge ve uyuma ulaşmaya yönelik bas- kıyı ortadan kaldırırsa, orada Roma binalarının geçmiş örnekleri, san- ki bugün geri gelmiş gibi, neredeyse otomatik olarak yeniden ortaya çıkar: Arena, çok katlı kira evleri, kitlesel müsabaka ve gösteriler, futbol maçları, uluslararası güzellik yarışmaları, reklamlar sayesinde her yerde görünür hale gelen striptiz, duyuların seks, içki ve şiddet yoluyla sürekli uyarılması - hepsi de tam anlamıyla Roma tarzında. Aynı şekilde hamamların çoğaltılması, geniş asfalt otoyollarına yapılan aşırı harcamalar ve her şeyden önemlisi de, büyük teknik donanımlarla icra edilen son derece kısa ömürlü şeylere gösterilen yoğun kolektif ilgi de bu Roma tarzına uygundur. Ahlâkı bozuk iktidarın büyümesi ve haya- tın küçülmesi sonun yakın olduğunun habercisidir. Bu belirtiler çoğaldığı zaman Nekropolis yakında demektir, henüz tek bir taş devrilme- miş olsa bile. Zira barbarlar çoktan kenti içeriden ele geçirmiştir. Cel- latlar gelin! Gelin akbabalar!
Sayfa 304Kitabı okudu
640 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.