Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yedi Da Vinci Prensibi :
Curiosita-Yaşama doymak bilmeyen bir merak ve de­vamlı öğrenme için acımasız bir arayış. Dimostrazione-Bilgiyi deneme yoluyla test etme, se­batkarlık, ve hatalardan ders alma arzusu. Sensazione-Duyguların, özellikle hayati deneyimle­rin bir aracı olan görüşün devamlı olarak rafine edil­mesi. Sfumato (lügat anlamıyla "Dumanla yükselmek")­ Anlaşılmazlığı, paradoksu, ve belirsizliği kucaklama arzusu. Arte/Scienza-Bilim ve sanat, mantık ve hayal gücü a­rasında dengenin geliştirilmesi. "Bütün beyin" ile dü­şünme. Corporalita-Zarafet, her iki eli de ustalıkla kullanabil­me, fitness, ölçülü davranma. Connessione-Her şey ve olay arasında ilişkileri anla­ma ve değerlendirme. Sistemli düşünme.
Beslenmenin beyin üzerinde bir etkisi var mı?
Daha iyi bir beslenmenin duygusal refahı da artırdığına dair kanıtlar da bulunuyor. Avustralya’da gerçekleştirilen çığır açan bir araştırma; taze meyve, sebze, kepekli tahıllar ve yağlı balıkların tüketiminin artmasının depresyon şiddetini azalttığını gösterdi. Peki, hangi yiyeceklerden uzak durulması gerekiyor? Şekerle tatlandırılmış içecekler olmazların en ön sıralarında yer alıyor. Bu içecekler, sağlıklı genç erkeklerde iltihaplanma belirteçlerini hızla artırıyor. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarda, hipokampal işlevi bozduğu ve bunun da öğrenme ve hafıza üzerinde olumsuz etkileri olduğu görülüyor. İnsanlar üzerinde yapılan çalışmalarda ise geleneksel batı türü beslenmenin beyin üzerine olumsuz etkilerinin bir hafta içinde ortaya çıkabileceği tespit edildi. Bu nedenle, tatlıları, rafine tahılları, kızarmış yiyecekleri, fast-food’u, işlenmiş etleri ve şekerli içecekleri, “ekstra” veya “eğlenceli yiyecekler” olarak düşünmeli ve fazla tüketmemeliyiz. Sonuç olarak, beyniniz aç ve onu sağlıklı bir beyin gelişimi ve kalıcı bir ruh sağlığı için mutlaka iyi beslemeniz gerekiyor.
Reklam
çocuklara bakıp da saflık, masumiyet ve güzellik edebiyatı yapanların aklına şaşarım. ben bizimkilere bakınca, insanoğlunun en alçakça eğilimlerinin en çıplak halinden başka bir şey görmüyorum. kendimi onlardan çok farklı bir yere yerleştiriyor değilim. sadece ben, hasbelkader, içimdeki çirkinliği dışavurmanın daha rafine yöntemlerini geliştirmiş bulunuyorum.
Keşfedildiğinde mutlu eden rafine zevkler...
• Sıkmış çorap lastiği yerini kaşımak. • Evde sıcak fayansa denk gelmek. • Kargo takibi yapmak. • Çakmağın gaz seviyesini eşitlemeye çalışmak. Devamını getirebilirsiniz :) instagram.com/p/CYojzbhI-C9/?...
İşte artık küçük parlamalarla kabarmaktadır, işte öylesine, amaçsızca aldığı kitap, daha üçüncü sayfası bile çevrilmeden hayalperestimizin elinden kayıp gitmektedir. Hayalgücü yeniden ayağa kalkmış, harekete geçmiş ve birden yeni bir dünya, yeni nefes kesici bir yaşam gözünü kamaştırarak ışıldamıştır. Yeni bir rüya, yeni bir mutluluk! O rafine, şehvet uyandıran zehirden bir yudum daha!
152 syf.
·
Puan vermedi
Bismillahirrahmanirrahim Tasavvuf, Hz. Peygamber (s.a.s)‟e kadar uzanan, Müslümanların eğitimini, terbiyesini kollayan, onları geliştiren, Müslümanı daha rafine Müslüman haline getiren bir mekteptir. Her faziletin zıddı olan rezilet vardır. İnsan şahsiyetinin “Allah‟ın ahlâkıyla ahlaklanmak” mottosu doğrultusunda, reziletten fazilete doğru yeni bir yapılanmaya geçmesi, tasavvufun ana temasıdır. Sûfîlerce, hiç kimsenin sünnete uymadan bir makâm sahibi olmadığı ifade edilmiş ve Hz. Peygamber (s.a.s)‟e uymanın en büyük mertebe olduğu vurgulanmıştır. En yüce olarak kabul edilen bu makâma, “makâm-ı mutâbaat (tabi olma makâmı)” denilmiştir. Sûfîlere göre Allah Resûlü‟nün ahlâkıyla ahlaklanmak; O‟na güzelce uymak ve O‟nun sünnetini ihya etmektir. Sühreverdî ye göre sûfîler, Hz. Peygamber (s.a.s)‟in sünnetini ihya etmişlerdir. Sûfîlerin güzel ahlâkı elde etmedeki referansları Kur‟ân ve sünnetten sonra sahabe-i kirâm ve selef-i sâlihîn olmuştur. Her ne kadar Asr-ı Saâdette sistematik bir ahlâk felsefesi olmasa da, kusursuz bir ahlâkî yapı vardır. Velhasıl kelam bu eser de bizlere aslında efendimiz aleyhisselam ın ahlâkî ile ahlaklanmaktan bahsetmektedir.. İstifadeli okumalar..
Sufilerin Ahlakı
Sufilerin AhlakıEbu Abdurrahman Es-Sülemi · Semerkand Yayınları · 2018225 okunma
Reklam
Yeni bir rüya, yeni bir mutluluk! O rafine, şehvet uyandıran zehirden bir yudum daha!
Çay ritüeli, aynı jest ve yudumlamaların bu değerli sürdürülüşü, basit, sahici ve rafine duyumlara bu yükseliş; çay, yoksulların olduğu kadar zenginlerin de içeceği olduğundan bir aristokrat zevkine sahip olma izninin pek az masrafla herkese bu verilişi, yani çay ritüeli, hayatlarımızın saçmalığında dingin bir uyum gediği açmak gibi olağanüstü bir erdeme sahiptir. Evren boşlukla elbirliği yapar, kayıp ruhlar güzelliğe ağlar, anlamsızlık bizi kuşatır. O halde, bir fincan çay içelim. Sessizlik olur, dışarıda esen rüzgar işitilir, sonbahar yaprakları hışırdar ve uçuşur, kedi sıcak bir ışık içinde uyur. Ve her yudumda zaman iyice yücelir.
Değişiklik ,Monsenyörlerin şahsında vücut bulan ,yontulup rafine edilerek güzelleştirilmiş ve kutsanmış üst sınıfların ortadan kaybolmasından ziyade alt sınıfların yüzlerinin görünür hale gelmesiydi.
Sayfa 296 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
“Çay ritüeli, aynı jest ve yudumlamaların bu değerli sürdürülüşü, basit, sahici ve rafine duyumlara bu yükseliş; çay, yoksulların olduğu kadar zenginlerin de içeceği olduğundan bir aristokrat zevkine sahip olma izninin pek az masrafla herkese bu verilişi, yani çay ritüeli, hayatlarımızın saçmalığında dingin bir uyum gediği açmak gibi olağanüstü bir erdeme sahiptir. Evet, evren boşlukla elbirliği yapar, kayıp ruhlar güzelliğe ağlar, anlamsızlık bizi kuşatır. O halde, bir fincan çay içelim...”
Reklam
Sanatsal yaklaşım adı altında kendi bilgi ve yeteginiz ile herşeyi yaratabilirsiniz. Ama şöyle bir yanılgı var. Ne kadar estetik duyguların ve rafine edilmiş fikirlerin olsa bile seveceğin insanı yaratamazsın. Yaratırım dediğin an kendini bir sanatçı edasıyla üstün görmeye ve karşındakini bir nesne imiş gibi görmeye başlarsın. Bir tuvalmiş, bir kaya parçası imiş gibi. Elbette birini olduğu gibi sevme kısmına da katılmıyorum ama insanların karşılıklı birbirini tamamlama-yaratma demokratik ilişkisine inanıyorum. *Not: Demokrasi bilinçsiz birey ve toplumların elinde felaketten başka birşey değildir.
Rafine totaliter toplumlar, çocuklar için geçerli olanın, yetişkinler içinde geçerli olduğunu keşfetmişlerdir. Yeni ve hızlı olan her şey dikkatimizi uyandıracaktır ve şimdiki zamanı vurgulamakla, geçmişi silecektir. Tarih bilinci az olan ya da hiç olmayan bir toplumu yönetmek kolaydır. Böyle bir toplum eleştirici değildir ve kurulu düzenden kolayca memnuniyet duyar.
Içinde geliştiğimiz düşünceler dünyası, iyi insanların birbirlerine gönülden -en iyi viskiden daha iyi damıtılmış, daha rafine biçimde- içini döktüğü birer aynadır.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.