Sara' da güvenle kalabilir miyim? Güvende miyim?
Güm. Bir duraklama. Bunun duraklama olduğunu biliyordum. Merdivendeki şeyin cevabı sona etmemişti. Sonra ses yine duyuldu. Güm güm. Evet, güvenle kalabilirdim. Hayır güvende değildim.
Annemle babamın birbirlerine duydukları aşk, gün geçtikçe azalacağına artmış, bütün o yolculukları, sürgünleri, yoksulluğu, çaresizliği birlikte göğüslemişlerdir.
Ancak hayat dediğin nedir ki? Anlaşılmaz bir sır. Kurduğumuz düzen hep öyle sürüp gidecek sanırız. Birden ip kopar, ışık söner, her şey darmadağın olur.
Turan durmaksızın anlatıyordu. Başkalarına bıktırıcı gelecek " yeter, kes be " dedirtecek şekilde, makineli tüfek gibi konuşuyordu. Aman konuşsun, baş ucumda birinin sesi var diyebileyim. Ninni gibi geliyor bana, fon müziği gibi.
"Fotoğraf makinen var mı?"
"Yok."
"Hiç resim çektin mi peki?"
"Yoo."
"Ve fotoğrafçı olmak istiyorsun?"
"Garip mi buldun?"
"Biraz."
"Peki, polis olmak istiyorum deseydim onu da garip mi bulacaktın? Kimseye kelepçe takmadım diye?"
Gerçekler, ne yaparsanız yapın, gizlenemezdi. Araştırıp kovuşturarak ortaya çıkarılabilir,işkence yapılarak sizden sökülüp alınabilirdi. Ama amacınız hayatta kalmak değil de insan kalmaksa, sonuçta ne fark ederdi ? Duygularınızı değiştirmeleri olanaksızdı; siz kendiniz bile değiştiremezdiniz duygularınızı , isteseniz bile. Yaptığınız, söylediğiniz ya da düşündüğünüz her şeyi en küçük ayrıntısına kadar açığa çıkarabilirlerdi; ama nasıl işlediğini sizin bile bilmediğiniz , yüreğinizi içi , sırrını korurdu.
Şahit olduğum çoğu krizlerde benim de payım olur. Söylediğim ya da söylemediğim, yaptığım ya da yapmadığım bir şeyle müdahil oluveririm olan bitene. Bu yüzden de nefret ederim kendimden, insanlar da.