Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
*~●。。。"Bir çocuğun en büyük korkusu sevilmemek, en çok korktuğu cehennem reddedilmektir. Bana kalırsa dünyada herkes reddedilme hissini az veya çok yaşamıştır. Reddediliş öfke doğurur; öfkenin sonucu, reddedilişin intikamı olan suçtur, suçtan da suçluluk kaynaklanır --- işte insanoğlunun öyküsü."
Sayfa 293 - İletişim Yayınları Çeviren Roza HakmenKitabı okudu
Endişe: Uyumsuz Kalp
Endişe, değişik olumsuz duygulardan meydana gelen bir histir; reddedilme, çaresizlik, felaketleştirme ve suçluluk bunlar arasındadır. Endişenin kalbinde isimsiz, şekilsiz bir bela korkusu yatar ve özellikle zayıflatıcı bir alışkanlıktır, çünkü endişeli bir kalp huzur nedir bilmez.
Sayfa 241 - TOTEM YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
Bir çocuğun en büyük korkusu sevilmemek, en çok korktuğu cehennem reddedilmektir. Bana kalırsa dünyada herkes reddedilme hissini az veya çok yaşamıştır. Reddediliş öfke doğurur; öfkenin sonucu, reddedilişin intikamı olan suçtur; suçtan da suçluluk kaynaklanır – işte insanoğlunun öyküsü.
Sayfa 298Kitabı okudu
Bir çocuğun en büyük korkusu sevilmemek en cok korktuğu cehennem redddilmektir.Bana kalırsa dünyada herkes reddedilme hissini az veya çok yaşamıştır. Reddediliş öfke doğurur, öfkenin sonucu reddedilişin intikamı olan suçtur. Suçtan da suçluluk kaynaklanır. İşte insanoğlunun öyküsü..
Çok sevdiğimiz çocuklarımızı da aynı şekilde eğitiriz; Ceza-ödül sistemiyle. (...) Ödül aldığımızda kendimizi iyi hissederiz ve bu ihtiyacımız olan ödülü alabilmek için insanların bizden bekledikleri şekilde davranmayı sürdürürüz. Cezalandırılma ve ödül alamama korkusuyla, kendimiz olmayan farklı bir kişiliğe bürünürüz. Başkalarının bizi görmek istedikleri gibi biri olarak onların onayını almaya çalışırız. Anne babayı memnun etmeye çalışırız, okulda öğretmenleri memnun etmeye çalışırız, kiliseyi memnun etmeye çalışırız ve bir oyuncu olmaya başlarız. Kendimiz olmaktan korkarız çünkü kendimiz olduğumuzda reddedilmekten korkarız. Reddedilme korkusu, yeterince iyi olamama korkusuna dönüşür. Sonunda olmadığımız biri haline geliriz. Annenin inançlarının, babanın inançlarının, toplumun inançlarının, dinin inançlarının bir kopyası oluruz.
Bir çocuğun en büyük korkusu sevilmemek, en çok korktuğu cehennem reddedilmektir. Bana kalırsa dünyada herkes reddedilme hissini az veya çok yaşamıştır. Reddediliş öfke doğurur; öfkenin sonucu, reddedilişin intikamı olan suçtur; suçtan da suçluluk doğar -işte insanoğlunun öyküsü.
Sayfa 298 - Sel YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Mutlu ve haz dolu olduğunuzu düşleyin. Kendinizle ve diğer insanlarla uyumlu bir yaşam sürdüğünüzü düşleyin. Kendi rüyalarınızı ifade etmekten korkmadığınız bir yaşam düşleyin. Başkaları tarafından yargılanmaktan korkmadığınız, istediğiniz zaman “evet”, istediğiniz zaman “hayır” diyebildiğiniz bir yaşam düşleyin. Kimsenin fikrinden sorumlu olmadığınız, kimseyi kontrol etme ihtiyacı duymadığınız, kimsenin sizi kontrol etmesine izin vermediğiniz bir yaşam düşleyin. Kimseyi yargılamadığınız, herkesi kolaylıkla affettiğiniz bir yaşam düşleyin. Haklı olma ihtiyacı duymadığınız, kimseyi haksız kılma ihtiyacı duymadığınız bir yaşam düşleyin. Kendinize ve başkalarına saygı duyduğunuz ve başkalarından saygı gördüğünüz bir yaşam düşleyin. Sevme korkusu ve sevilmeme korkusu olmadan yaşadığınızı düşleyin. Reddedilme korkusu ve kabul görme ihtiyacı duymadığınız, özgürce “seni seviyorum” diyebildiğiniz bir yaşam düşleyin. Risk almaktan korkmadığınız ve yaşamı keşfetmenin hazzını duyduğunuz bir yaşam düşleyin. Yaşamaktan da ölmekten de korkmadığınız bir dünyayı düşünün. Bunları düşlemenizi istiyorum. Çünkü bu düşledikleriniz tümüyle mümkün. Bu cennet boyutu sadece sevme yeteneğiyle mümkündür. Aşık olduğunuzda her şey size güzel gelir. Bulutlarda gezersiniz. Her yerde sevgiyi görürsünüz. Bu boyutta sürekli yaşamak mümkün.
Mutlu ve haz dolu olduğunuzu düşleyin. Kendinizle ve diğer insanlarla uyumlu bir yaşam sürdüğünüzü düşleyin. Kendi rüyalarınızı ifade etmekten korkmadığınız bir yaşam düşleyin. Başkaları tarafından yargılanmaktan korkmadığınız, istediğiniz zaman evet, istediğiniz zaman hayır diyebildiğiniz bir yaşam düşleyin. Kimsenin fikrinden sorumlu olmadığınız, kimseyi kontrol etme ihtiyacı duymadığınız, kimsenin sizi kontrol etmesine izin vermediğiniz bir yaşam düşleyin. Kimseyi yargılamadığınız, herkesi kolaylıkla affettiğiniz bir yaşam düşleyin. Haklı olma ihtiyacı duymadığınız, kimseyi haksız kılma ihtiyacı duymadığınız bir yaşam düşleyin. Kendinize ve başkalarına saygı duyduğunuz ve bakalarından saygı gördüğünüz bir yaşam düşleyin. Sevme korkusu ve sevilmeme korkusu olmadan yaşadığınızı düşleyin. Reddedilme korkusu ve kabul görme ihtiyacı duymadığınız, özgürce ''Seni seviyorum'' diyebildiğiniz bir yaşam düşleyin. Risk almaktan korkmadığınz ve yaşamı keşfetmenin hazzını duyduğunuz bir yaşam düşleyin. Yaşamaktan da ölmekten de korkmadığınız bir dünya düşünün. (Don Miguel Ruiz)
Aşk hissini hepimiz severiz; insana kendini ayağını yerden kesecek kadar mutlu hissettirir ama aşk tek bir histen ibaret değildir. Kolay da değildir. Mutluluğun yanında öfke, sıkıntı, incinme gibi zorlu duygularla beraberinde gelir. Bunun yanı sıra, zorlu ve kaçınılmaz korku yığını vardır: reddedilme korkusu, hayal kırıklığına uğrama korkusu, kendini kaybetme korkusu, terk edilme korkusu, sevilmeye değer görülmeme korkusu. Bu korkular mantıksız olabilir ama yine de gerçekleşme olasılıkları söz konusudur.
Sayfa 116Kitabı okudu
Bir çocuğun en büyük korkusu sevilmemek, en çok korktuğu cehennem reddedilmektir. Bana kalırsa dünyada her­kes reddedilme hissini az veya çok yaşamıştır. Reddediliş öfke do­ğurur; öfkenin sonucu, reddedilişin intikamı olan suçtur; suçtan da suçluluk kaynaklanır - işte insanoğlunun öyküsü. Bence reddediliş çıkarılıp atılabilse, insanoğlu farklı olurdu. Belki delilerin sayısı daha az olurdu. İçten içe eminim ki çok sayıda hapishane olmazdı. Her şe­yin başı, başlangıcı o. İhtiyacı olan sevgi kendisinden esirgenen bir çocuk kediyi tekmeler, suçluluğunu gizler; bir başkası kendini parayla sevdirrnek için hırsızlık yapar; bir üçüncüsü dünyayı fetheder ve her defasında suçluluk, intikam, yine suçluluk. İnsanoğlu tek suçlu hay­vandır.
Sayfa 298Kitabı okudu
Reklam
Kendimiz olmaktan korkarız, çünkü kendimiz olduğumuzda reddedilmekten korkarız. Reddedilme korkusu, yeterince iyi olamama korkusuna dönüşür. Sonunda olmadığımız biri haline geliriz. Annenin inançlarının, Babanın inançlarının, toplum inançlarının, dinin inançlarının bir kopyası oluruz.
Sayfa 28 - Kuraldışı Yayıncılık
Kendinden şüphe etme, kararsızlık ve ikinci ihtimaller.
Bir karar verdikten sonra en iyi seçimi yapıp yapmadığınız konusunda meraka düşmeniz çok sinir bozucu değil mi? Bir çift ayakkabı almak ya da restorantta bir öğle yemeği sipariş vermek kadar ufak şeyler olsa da, "O mu, bu mu?" gibi kararlar vermek neredeyse bir ölüm kalım meselesi gibi hissettirir. Aynı şekilde, işten eve geldiğinizde ve performansınızı analiz etmeye başladığınızda potansiyel bir hata nedeniyle kendinize kızmanız ya da kendinizi rezil edip etmediğinizi düşünmeniz kadar moral bozucu bir şey var mı? En sonunda, başarısızlık ve reddedilme korkusu, başarı ve kendinizden memnun olma isteğinden daha güçlü hale gelir.
Sayfa 156
Kendimiz olmaktan korkarız, çünkü kendimiz olduğumuzda reddedilmekten korkarız. Reddedilme korkusu, yeterince iyi olamama korkusuna dönüşür. Sonunda olmadığımız biri haline geliriz. Annenin inançlarının, babanın inançlarının, toplumun inançlarının, dinin inançlarının bir kopyası oluruz.
Hayır diyememenin temelinde birtakım korkular yatar:ben Sevilmeme korkusu Kaybetme korkusu Reddedilme korkusu
Sizin Aşk Renginiz Hangisi ?
Eros (Kırmızı): Romantizmle uyum gösteren erotik bir aşk sözkonusudur. Fiziksel çekicilik, tutku ve şehvet ön plandadır. Bu aşk stiline sahip bir kişi partnerinde denge ve uyum arar. Romantik hazların peşinden koşar. Fiziksel yakınlaşmayı bir an önce yaşamak ister. Ludus (Sarı): Aşk bir oyun ve macera olarak görülür, ciddiye alınmaz. Strateji önemlidir. Bu aşk stiline sahip olan biri sorumluluk almak istemez, aynı anda birden çok ilişki yaşamayı tercih eder. Böyle bir ilişki sözkonusuysa, partneri sıkıcı olmaya başladığında veya ciddileştiğinde kişi ilişkiyi bitirir. Storge (Mavi): Yoğun bir arkadaşlik ilişkisinden doğar ve yavaş bir değişim gösterir Partnerler arasındaki benzerlik önemlidir. Böyle bir aşık, düşünceli, içten, samimi ve sıcaktır.Derinden bağlandığı partnerini mutlu etmekten haz alır Pragma (Yeşil): Mantık duygudan daha ön plandadır Gerçekçi ve ayağı yere basan bir partner sözkonusudur, duygularını kendine saklamayı tercih eder. Böyle bir aşık partnerinde tam olarak ne aradığının farkındadır. Maddiyat. eğitim, başarı, statü gibi değerleri önemser. Mania (Turuncu): Çok yoğun duygusallık sözkonusudur. Bu tür bir aşık genelde sahiplenici, kıskanç ve partneri konusunda obsesiftir. Reddedilme korkusu vardır. Partnerinde sadakat ve güven arar. Partnerinden ilgi görmediğinde şiddetli olumsuz duygular yaşar. Agape (Pembe): Bu stilde karşılık beklemeden vermek önemlidir. Bu aşk stiline sahip bir kişi hassas, sevecen, cömert ve fedakârdır. Kendisinden çok partnerini önemser, onun için partnerinin mutluluğu her şeyden önce gelir. Son derece sadıktır.
770 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.