Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hazarlar sık sık Doğu Roma İmparatorluğu’nun düşmanlarıyla , o imparatorluğun yararına savaşmak zorunda kalmışlardır. Doğu Roma imparatorluğu, Pers Sasani İmparatorluğu’nun saldırılarına ve Müslüman Araplara karşı durabilmiş olmasını da Hazarlara borçludur. Arapların bundan sonraki saldırıları da Kafkaslar’da Hazar’lar tarafından yenilgiye uğratıldığı için zararsız hale gelmiştir. Bizans ile Hazarların dostluğu, iki hanedan evliliğiyle de simgelenmiştir.
Bristol Üniversitesi'nden John Vincent, tarihin, kazanan­larιn tarihi olduğunu hatιrlatιrken, şu çarpιcι örneği verir: Roma İmparatorluğu'ndan kalan dökümanlarιn %90'ı, im­paratorluğun Hιristiyanlιğι benimsediği döneme ait. Ο yüz­yιllardan nelerin günümüze kalacağιnι paganlar da karar­laştιrιlmιş olsaydι, Roma tarihi diye bugίin bildiklerimizin kaynağι bambaşka kayιtlardan oluşacaktι.
Sayfa 43
Reklam
Filistin
Filistin 03.01.2009 En eski zamanlara gidersek Filistin bugünkü kadar geniş bir alan değil, şimdiki Gazze şeridi ile onun hemen devamındaki Aşdod ve Aşkelon kentlerini içeren daracık sahil bandının adı. Geç Bronz Çağında buraya muhtemelen denizden gelen ve yerli Sami dillerine benzemez bir dil konuşan bir kavim yerleşmiş. İç kesimde oturan İbrahim oğullarıyla durmadan çatışmışlar. Tevrat bunlara Peliştî adını verir, İbranice çoğulu Peliştîm. İlk sesli şewa, yani Türkçe ı’ya yakın kısa bir ses. Bu marjinal kavmin adını Romalılar meşhur etmiş. Milattan sonraki 100-150 yılda Roma İmparatorluğu, eski adı Iudaea (Yahudiye) olan ülkede durmadan isyan çıkartıp teröristlik eden Yahudilerden yaka silkmiş, 132 yılındaki son isyandan sonra hepsini memleketten sürüp, ta Lübnan sınırına ve Ürdün’e kadar olan vilayetin adını da Palestina yapmışla
Hazar imparatorluğu gerek Hristiyan gerek Müslüman ideolojik doktrinlerine karşı üçüncü güç görünümündeydi. Bu imparatorluk, her iki büyük boy ölçübileceğini ortaya koymuş bir topluluktu, dost düşman olarak. Ama kendi bağımsızlığını sürdürebilmenin tek yolu, ne hristiyanlığı ne de Müslümanlığı kabul etmeyerek yaşamını sürdürmekti. Çünkü bu inançlardan hangisini kabul etse, ya doğu Roma imparatorluğu’nun ya da Bağdat halifesinin nüfusu altına girecek demekti. Hazar krallığı kendi askeri gücüne dayanarak, sırtını topraklarındaki ve daha gerideki feodal kabilelere yaslayarak üçüncü güç durumunda kalmaya kararlıydı. Yani steplerin bağımsız ve tarafsız ulusların önderi olmayı sürdürecekti.
Şarlman
Kuşkusuz Roma imparatorluğu uzun zaman önce parçalanmıştı. Ancak insanlar Roma imparatorlarının antik dünyayı bir dönem güvenli kıldıklarını unutmamıştı. Roma'nın zengin ve müreffeh bir imparatorluk olduğunu unutmamışlardı. Romalı hükümdarların ülkelerinin dört bir yanında sağladıkları Roma Barışı'nı unutma mışlardı. Şarlman'ın da aynı barış ve refahı ortaçağ dünyasına getireceğini ümit ediyorlardı.
1517’de, Selim’in “sayısız birliği” Suriye’den Kızıldeniz’in doğu kıyısı boyunca güneye doğru akarken, daha önce hiç rastlamadığı bir şeyle karşılaştı, üzerinde tuhaf, parlak taneler bulunan bir çalı. Kudüs ve Kahire’yi ele geçirmekten, halifeliği üstlenmekten veya İslam tarihindeki en büyük imparatorluğu kurmaktan muhtemelen daha fazlası olan bu bitki, Selim’in Memlükleri fethetmesinin en önemli -ve kesinlikle en kalıcı- sonucunu temsil ediyordu. Selim’in ordusunun Yemen’de bulduğu şey kahveydi... Hiç kimse, en azından batıda, bir Osmanlı padişahının kahveyi bugün olduğu küresel fenomen hâline getirmesinin kıymetini bilmez. Selim’in 1517’de topladığı kıtalararası birlik sağ olsun, kahve vücudumuzda dolaşır, güne sağlam başlamamızı sağlar, milyonlarca dönüm tarım arazisine hâkimdir, şirketlere milyarlarca dolarlık kâr getirir ve dünyadaki hemen hemen her türlü sosyal etkileşime hayat verir. Roma İmparatorluğu’ndan beri ilk kez, Selim Yemen’i -kahve buraya Etiyopya’dan gelmişti- Arap yarımadasından Bulgaristan’a ve Irak’tan Cezayir’e uzanan bir devlete dahil etti. Selim’in eski dünyada kurduğu ticari, kurumsal, politik ve kültürel bağlar kahvenin yayılmasını sağladı; ilk olarak Yemen’den Ortadoğu’ya, daha sonra Osmanlı’nın Doğu Avrupa’sına, İran’a ve Hindistan’a, sonunda da Batı Avrupa, Amerika ve Güneydoğu Asya’ya. Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırları dışında içilen ilk kahve 1580’lerin sonlarında Venedik’te içildi... Bugün kahve, dünyada en çok ticareti yapılan ikinci maldır, ilki bir başka Ortadoğu ihracatı olan petroldür.
Sayfa 385Kitabı okudu
Reklam
Tarih boyunca insanların özgürlüğünü kısıtlayan en önemli durumun kölelik olduğu düşünülmüştür. Ancak günümüze bakıldığında; eskiden zorunlu olan esaretin, bugün gönüllü olarak devam ettiğini görmek mümkündür. Örneğin, Roma İmparatorluğu, kölelik üzerine kurulmuş bir imparatorluktur; adeta köle krallığıdır.
Sayfa 242Kitabı okudu
"Çölden çıkıp Roma İmparatorluğu'nu altüst eden Arslanın, tekrar uyanacağını meleklerden öğrendim" Muhammed İkbal
...kapitalizmin boyunduruğuna karşı gerçek bir mücadele veren tek parti olan Alman komünistleri, kendilerine Spartakistler adını, iki bin yıl kadar önceki en büyük köle ayaklanmalarından birinin önde gelen kahramanlarından Spartaküs'ün adından almışlardır. Tümüyle köleliğe dayanan ve gücüne güç yetmez gibi görünen Roma İmparatorluğu, silahlanarak Spartaküs'ün önderliği altında büyük bir ordu oluşturan kölelerden darbe üstüne darbe yiyerek büyük sarsıntılar yaşamıştır.
Yunanların Osmanlı Devleti'ne karşı ayaklanması ve Osmanlı idaresinden ayrılması konusunda baş destekçisi Rusya olmuştur. Osmanlı Devleti'ne karşı 1827-1829 yılları arasında savaş açan Ruslar, Edirne'ye kadar ilerleyerek şehri ele geçirmiştir. Bu sırada Rusya'nın dışişlerinde önemli bir etkiye sahip Ioannis Kapodistrias, Nisan 1827'de Yunanistan'ın geçici devlet başkanlığına seçilmiş, 1829'da Mora yarımadası ve Atina'yı da içine alan bir Yunan devleti kurulmuştur. Osmanlı Devleti ise büyük devletlerin baskısıyla 1830'da Yunan devletini tanımak zorunda kalmıştır. Ancak isyanda öne çıkmış olan Yunan ailelerin düşmanlığını çeken Rus yanlısı Kapodistrias Ekim 1831'de öldürülmüştür. Bunun üzerine 1832'de yapılan Londra Antlaşması gereğince İngiltere, Fransa ve Rusya'nın koruması altında bir Yunan (Helen) Krallığı oluşturulmuştur. Yunan tahtına ise eski Kutsal Roma Germen İmparatorluğu'nun Bavyera hanedanından olan I. Otto oturtulmuştur.
Sayfa 37 - ATARÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANLIĞI YAYINLARIKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.