Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Televizyonlar o kadar sinirsel yıpranmaya yol açıyor ki, dikkat edin, artık güvercinler bile antenlere tünemiyorlar.
Çehov oyunlarını güldürü olarak yazmış, Stanislavski bu oyunları müthiş dramlar olarak sahneye koymuş. Stanislavski'ye inat bu eserleri güldürü olarak sahneleyenler ise pek başarılı olamamış. Bir ince ayar eksikliği söz konusu. Elbette bir Kemal Sunal filmi değil, "Vişne Bahçesi" Ama düşünürseniz ne kadar gülünçtür içinde bulundukları geminin yavaş yavaş batışını farketmeden yaşayan Çehov'un küçük insanları. Dramatik olan geminin batışı, Çarlık Rusyası'nın çöküşüdür. Ama çöküşü bilinçsizce yaşayan kahramanlar ve durum çok gülünçtür. Çehov'u da Çehov yapan bu ince denge galiba. Yazdıklarının bir güldürü tiyatrosu olduğunu, defalarca söyletniştir Ausburg'lu temiz aile çocuğu Bertolt Brecht. Sanki, bir türlü istediği biçime sokamadan ölüp gittiği tiyatrosunun, ardından ne denli salak biçimlerde sahneleneceğini hissetmiş gibi.
Reklam
Aydınlanma hareketinin ikinci ekseni Antik Yunan’dır. Antik Yunan dili, simgeleri, edebiyatı, kimi tarihsel olayları ile, Yunanca konuşanlar arasında yüzyıllardan beri hep var olmuştu. Ancak Rönesans ve Aydınlanma hareketiyle, Batı Avrupa’dan kaynaklanan yeni bir dürtü ile, Eski Yunan, (kendilerine Rum yada Grek/Grekos diyen Yunanca konuşan Ortodokslar arasında) yeni bir anlayış, yeni bir heyecan ve ilgi alanı doğuracaktı: Antik Yunan’m keşfi, araştırılması, taklit edilmesi.Yunan Aydınlanma hareketinin zamanın hiz kazanan ulusçu anlayışı ve romantik felsefesi ile yakından ilişkili olduğu açıktır. Zaten dil konusunda anlaşmazlık iki karşı kutup arasında değil, aynı romantik hareketin iki farklı yaklaşımı, arasında yer almıştı. Kimileri halkı idealleştirerek halk dilini en üstün dil sayarken, ötekiler, romantik anlayışın öteki öğesini temel sayarak, “eskilere”, “kökene”, “saf’ olana yönelip Antik dili savunmuşlardı. Bu romantik hareketin dışında kalanlar, her halde Bizans ve din dilini savunanlar olmuştu. Bütün bu aydınlanma hareketi, aynca, bir ulusun doğuşu işlevi olarak da görülebilir. “Eğitim” ise bütün bu yaklaşımların motor gücüdür. Amaç yeni bir dünya, yeni bir ulus kurmaktı; ve bu ancak insanın bilinçli çabası ile, yani eğitimle gerçek­leşecekti. Belki zamanın en belirgin özelliği bu “bilinçli çaba” anlayışı idi.
Fakat kilise her ne kadar onlann gözünde İslam'ı alabildiğine çirkin göstermişse de İslâm'dan nefret edip uzaklaşmakta haklı değildirler. Çünkü onlar, Rönesans'ın, kilisenin bağlamış olduğu zincirlerden "aklı" kurtarıp özgürleştirme ve kayıtlardan kurtulmuş araştırmaya yönelme temeline dayandığını iddia ediyorlar. Gerçekten bunu yapmış olsalardı, kilisenin İslâm aleyhtarı propagandalarının yalan olduğunu açıkça ortaya koyar, onun gerçek şeklini öğrenir ve ona girerlerdi. Fakat onların "özgürleşmeleri" gerçek bir özgürleşme değildi. Onların bu halleri, kilisenin yaptıklarına aşırı bir tepkiydi. Bütünüyle dinden nefret edip uzaklaşan fakat hakkı bilmek için temkinli davranmayı da arzulamayan bir haldeydiler.
Sayfa 107Kitabı okudu
Descartes, kendi yöntemini, bilgi alanında yeni bir eşitlikçiliğe kapı açan bir yöntem olarak görür. Metod Üzerine Konuşma'nın yayımlanmasından kısa bir süre sonra yazdığı bir mektupta, yöntem konusundaki düşüncelerinin, kendisi.ne, "kadınların bile" kendisinden bir şeyler öğrenebilmesini dilediği bir kitapta toplanmaya uygun
Apollon ve Daphne ile İmparator ve Kral Taçları
Apollon, Peneus'un kızı Daphne'ye aşık olur ama Daphne yüz vermez.. Daphne bir gün ormanda gezerken Apollon çıkar karşısına.. Kız korkar ve kaçmaya başlar.. Kovalamaca uzun bir süre devam eder.. Apollon vazgeçecek gibi değildir ve giderek yaklaşır Daphne'ye.. Güzel kız sonunda Toprak Ana Gaia'ya dua eder.. Toprak Ana, kızın çaresizlikle dolu dualarını, çığlıklarını duyar ve Daphne'yi anında bir ağaca çevirir.. Toprak açılır, kızın ayakları toprağa saplanıp kalır ve kök salmaya başlar.. Saçları filizlenir, parmakları dallara dönüşür..Peri kızının gövdesi ağaç kabuğu görünümü aldığında Apollon, onun sıcak kalbinin hâlâ attığını duyar ve ağaç yapraklarından bir taç yapar.. Çoğu imparator ve kralın taçlarını defne ağacı yaprakları ile dallarından yapması bundandır..
Sayfa 203Kitabı okudu
Reklam
Roma ve Caravaggio
Roma'nın zengini çok zengin, fakiri çok fakirdir.. Zengin insanların çoğunu din adamları oluşturuyordu.. Kardinaller ve diğer üst rütbeli din adamları her şeye olduğu gibi sanata da yön veriyorlardı.. Roma'da din adamlarının görmezden geldiği, muazzam ölçüde fakir bir halk yaşıyordu.. Sokak aralarında rahatça suçların işlendiği, her an ölüm tehlikesi ile karşılaşabileceğiniz Roma'nın tenha bölgeleri pek çok sanatçı gibi Caravaggio'nun da mesken yeri haline gelmişti..
Sayfa 133Kitabı okudu
Aziz Antonio'nun Istırabı
Amaç basittir: Az insan, çok huzur.. Çünkü insanlardan uzak durursanız günahlardan da uzak durursunuz..
Friday
İskandinav mitolojisindeki Tanrıça Freya, kedi şekline bürünebiliyordu ve cuma günleri de bu tanrıçaya adanmıştı.. İngilizcede cuma gününe verilen Friday, Freya's Day in kısaltılmış hali buradan gelir..Pagan Vikingler için cuma kutsal gündü.. Sonraki dönemlerde Hristiyanlık, orta-çağı karanlığa, cahilliğe ve batıllığa gömdüğünde Freya şeytan, kediler ise kötü ruh olarak ilan edildi..
Önce Avrupa bizden kaçıyordu, sonra biz Avrupa'dan kaçmaya başladık ve sonra o kaçışın korkunç yıkıntısı içinde Avrupa'ya döndük. Bu bir dönüş değil, bir teslim oluştur. Tanzimat'la Avrupa girer bize, Mason localarıyla, özel mekteplerle, mürebbilerle. Çin'de Batı'nın müttefiki afyondur, bizde ilim olur. Kendi vatanından kovduğu materyalizmi bizde yeşertir Avrupa. 18. yüzyıl Avrupası'nda ilericilik olan materyalizm, 19. yüzyıl Osmanlı ülkesinde bir gericilik olur. Avrupa bu suretle koparır Osmanlı aydınını. Namık Kemal ve Ziyâ Paşa içtimaî şartların çok değiştiği bir devirde ancak Rousseau'yu, ancak Montesquieu'ü okurlar. Buzlu bir cam arkasından görülen bir mabed kadar anlarlar onları da. Bir Osmanlı şiiri vardır, ama bir Osmanlı nesri yoktur. Oysa nesirsiz düşünce olmaz (Osmanlıca Türkçe'nin bir devirdeki ismidir). Şiir bir avuç insana hitap ediyordu, çünkü bu bir avuç insanın dışında düşünen kimse yoktu. Namık Kemal'le şüphe başlar. Şinasi daha çok Fransız'dır. Ziyâ Paşa tam bir kozmopolit. Bu üç kafa elbetteki Batı'daki gibi bir intelijensiya'yı kuramamıştır. Elbette kuramazlar, çünkü dayandıkları bir sınıf yoktur. Fikir adamı mutlaka memur olmak mecburiyetindedir. Nasıl bir fikir hürriyetinden sözedilebilir. Bu şartlar altında tek başına bütün bir devir olan Ahmet Mithat gelir. Ahmet Mithat'ın 1. Enternasyonal karşısındaki davranışı tam bir ilerici davranışıdır. Ahmet Mithat bir Rönesans adamıdır. Doğulu olduğu için utanmayan tek fikir adamı...
Reklam
Lao Tsö'nün, çağının yozlaşması ve çağdaşlarının maddiyata düşkünlüğüne çok fena bozularak, Batı'ya doğru gittiği ve bir daha geri dönmediği söylenir. Hatta ünlü yapıtı Tao Tö King'i (Doğru Yolun ve Erdemin Kitabı), Batı sınır kapısından çıkarken, sınır muhafızının dileği üzerine, oturup Çin'den çıkarayak FreeShop'un cafesinde yazdığı söylenir. Ne kadar zamanda yazdığı bilinmiyor elbette fakat Ülkeden çıkarayak yazdığına göre, biraz aceleye gelmiş bir eser olarak da değerlendirilebilir. Üstelik kitap elle yazılarak yüzyıllar sonra bize ulaştığına göre, her temize çeken kitaba kendi abuk fikirlerini de eklemiş olabilir. Belki de özgün eser, kısa bir nottan ibaretti. lao Tsö, bir kağıda çince "EYVALLAH!" yazarak çıktı gitti.
Nedense çinlilerin bir sürü adı oluyor. Sanırım çocuğun adı ne olsun tantanası sırasında, çok kalabalık olan çinli ailede her kafadan bir hece çıkıyor, hepsini arka arkaya sıralayıp çocuğun adını belirliyorlar.
İnsan kendini biraz geri çekince “aslında ben iyi olduğum için aramız iyiymiş” farkındalığıyla yüzleşiyor. Ben de önemliyim demeye başladığımdan beri çoğu kişiyle aram bozuldu. Böyle insanları eleyince hayatın rönesans tablosu gibi oluyor.
Seyahat
"Batı'yı anlamak için en mühim şehirler Floransa ve yanı başındaki Siena 'dır.Floransa Rönesans'la bütünleşmiştir;her taşında sanat vardır.Siena da küçüktür, anlamlıdır,İtalya şehir demokrasisinin mazideki örneğidir."
1.500 öğeden 15bin ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.