Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.26
Hülya
Hülya
@rotasizokurr
308 okur puanı
Mayıs 2017 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
158 syf.
·
Puan vermedi
Merhaba,
Aylar önce okuduğum ve incelemesini yeni paylaştığım bir kitap daha..
Açlık, Norveçli Knut Hamsun'un Nobel Edebiyat Ödülü aldığı ve yayımlanan ilk romanı. Yazar olmak için uğraşırken bir yandanda yazarın yaşadığı yaşama mücadelesi, açlığı anlattığı otobiyografik bir roman. Kitapta pek bir olay örgüsü yok. Karakterimizin günlük yaşantısı ve iç monologlar şeklinde ilerlemekte. Açlık o kadar etkileyici biçimde anlatılmış ki. Kendinizi istemsiz açlık yaşıyormuş gibi bir psikolojide biliyorsunuz. Kitabı okurken açlık çeken insanlarla sürekli bir empati halinde olma durumu ve açlığı çeken kaç insan karakterinden ödün vermez sorusu kafamı çok kurcaladı? Çünkü kitapta günlerce aç kalmasına rağmen ahlaka sıkı bir şekilde bağlı olduğunu gördüğünüz bir karakter var.
Okuyun okutun dediğim bir kitap daha.
*Behçet Necatigil tarafından çevirisi yapılmış. Varlık Yayınları tarafından basımı yapılmış. 160 sayfalık kitapta yazı puntosu çok küçüktü, okurken gözlerim ağrıdı ya :)
424 syf.
·
Puan vermedi
Merhaba
Kitabın orijinal ismi Gurur ve Önyargı ama bazı basım evlerinin Aşk ve Gurur olarak bastığı ve çoğu insanın ayrı kitap olarak aldığını fark ettim.
Kitabın ilk kısımda çok fazla isim geçmesinden kafa karışıklığı yaratabiliyor. Kitaba başlamadan not almakta fayda olabilir, karakter isimlerini hemen unutanlar için.
Önyargılarımızdan kendimizi alıkoyamadığımız için hayatımızda neler neler kaçırdık belki..
Gurur ve Önyargı bir aşk romanı olarak bildiğimiz ama her kitap gibi olay ve kitaptaki karakterler, duygular üzerinden, sistem eleştirisi ve toplumun kadına verdiği önem, evliliğe atfedilen değer gibi konuları işleyen, bir kadın yazarın eseri. Dönemin yaşam tarzına, insan ilişkilerine, örf ve adetlerine ışık tutan kült bir kitap.
Kitabı okumadan yazarın hayatını okumanızı tavsiye ederim.
Kitapta ki çeviri cümleleri, olayları yer yer anlamsızlaştırması dışında, güzel okunası kitapları arasında. Kitabın filmini de tavsiye ederim
112 syf.
·
Puan vermedi
Nazım Hikmet okuduğum ilk şiir kitabı. İçindeki bazı şiirler, hiç bilmediğimiz bir yerlerde görmediğimiz, okumadığımız, birbirinden güzel şiirlerin derlendiği bir kitap. Çoğunun bestelenip seslendirilmiş olması ayrı bir güzel. @gencoerkal -Yaşamaya Dair- seslendirdiği şiir dinleyin muhakkak. O okudukça sanki hayat tekrar tekrar anlam kazanıyor gözümde, açıp açıp dinlerim hep.. Şiirleri okurken duygudan duyguya geçiş yapıyorsunuz. Her duyguyu ne çok hissedip hissetirmiş Nazım Hikmet.
"İster gökyüzünde seyret, ister gözlerimde : körler onları görmese de yıldızlar vardır."
Yürek- -lerin kulak- -ları sağır..."
"Deeeert çok, hemdert yok"
"SARILDILAR
Bir kitap düştü yere...
Kapandı bir pencere...
AYRILDILAR..."
Okur Takip Önerileri
48 syf.
8/10 puan verdi
Émile Zola okuduğum ilk kitabı. Sadece ölüm üzerine değil hayattaki tüm kavramlar üzerinde uzun uzun düşündürttü. Ölüm gerçek, ölüm döşeği tabu, cenaze ortak, yas bireysel… Peki ölüm herkesi eşitler mi?
Émile Zola’dan toplumsal ve ekonomik koşulların ölümü nasıl şekillendirdiğini gözler önüne seren çarpıcı beş öykü. Aristokrat, burjuva, esnaf, köylü ve işçi ailelerinin bu süreci nasıl yaşadıklarını olanca sadeliğiyle ve toplumsal çerçeveden kopmadan sergileyen beş tablo.
167 syf.
9/10 puan verdi
Yine her zamanki gibi geç paylaşılan bir kitap daha
"Nar Çiçekleri", Mehmed Uzun’un Türkçe yazdığı, hayatımıza değen dokuz denemeden oluşuyor. Çokkültürlülüğün, azınlık ve öteki olma sorununun, sürgün ve aydın olmanın onulmaz ağırlığının merkezde olduğu bu denemeler, şiddetin ve reddetmenin çözüm olamayacağını, ancak anlayarak, empati kurarak bir arada yaşanabileceğini savunuyor. Kırık bir hüznün egemen olduğu bu denemeler, aynı zamanda arada kalanların dünyasına içerden bir bakış.
208 syf.
10/10 puan verdi
Masallar çocukları uyutmak için okunur. Filler Sultanı İle Kırmızı Sakallı Topal Karınca masalı yetişkinleri uyandırmak için yazıldı. Yaşar Kemal yine bir masalı sadece okutmadı, yaşattı, hissetirdi.
Filler Sultanı gücüne güvenerek karıncalara savaş açar. Kendini üstün gören için haklı ya da haksız olması pekte önemli değildir. Bütün canlıları hor görüp kendi dışında herkesi güçsüz gören filler, kendinden çok kez küçük karıncalar üzerinden egosunu tatmin etmek istek ama karıncalar bu baskıya karşı birleşir ve haksızlığa boyun eğmeden filler sultanlığını devirirler.
Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal KarıncaYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 201710,2bin okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
Okuyup bitirmek gece bir kaç saatimi aldı ama etkisi kitabı hatırladıkça sürecek gibi. Çocuk kitabı denilsede yetişkinlere ithafen yazılmış bir eser. Milyonlarca satılmış okunmuş bu kitap küçüğe büyüğe öğrettiği çok şey var. Fransızca Le Petit Prince olan Küçük Prens dünyada farklı dillere en çok tercüme edilen üçüncü kitaptır. Fransa’da yirminci yüzyılın en iyi kitabı seçilmiştir.
#KüçükPrens ❤
"Bir gün güneşin batışını tam kırk üç kez izledim!"demiştin ardından eklemiştin:
“ Biliyor musun, insan çok üzgünken günbatımlarını daha çok seviyor?”
“ Demek güneşin batışını kırk üç kez seyrettiğin için çok üzgündün! "
Küçük Prens cevap vermemişti.
"İşte benim sırrım, çok basit: İnsan iyi ve doğru olanı ancak yüreğiyle görebilir. Gözler gerçeği göremez.
264 syf.
10/10 puan verdi
Hepimizin veya çoğumuzun muhakkak ki hayatına dokunan kitaplar olmuştur. Benim de lisede okuduğum ve bana çok şey katan tekrar okuma isteği uyandıran kitabım Ermiş, Sörfçü ve Patron.
Bulduğunuz yerde alıp okumanızı tavsiye ederim.
"Hiç kimsenin senin yanından ayrılırken, kendini geldiği zamankinden daha iyi ve daha mutlu hissetmemesine izin verme.."
"Hayatına giren herkes, tam onun öğreteceği derse en çok ihtiyacın olduğu anda geliyor..."
"Öfke sergileyen insanların bunu yapmalarının nedeni incinmiş olmalarıdır. Sevgine ihtiyaçları vardır, suçlamana değil. Unutma ki o insana hepimizin özlediği sevgiyi verdiğinde, onun da en iyi benliği ortaya çıkacaktır, çünkü ona parıldayacağı güvenli bir alan sunacaksın."
"Hayat kısa. Hayattaki en önemli şeyleri aklından çıkarma: başka insanlar için yaşamak ve onlara iyilik yapmak."
Robin Sharma
74 syf.
10/10 puan verdi
Hayatımızın tamamen değiştiği bir sabaha uyanmak nasıl olurdu?Kafka'nın Dönüşüm'ü çok akıcı okudukça sizi tesiri altına alan bir yapıt.
Kafka'nın absürd ve dehşet dolu başyapıtı Dönüşüm, modern birey deki suçluluk, yetersizlik ve yalnızlık duygularının kendi felaketine nasıl sebep olabileceğini anlatan bir ahir zaman masalı. Kitaplığınızda olması gereken kitaplardan
✔Kitaptan Alıntılar:
"Herkes beraberinde taşıdığı bir parmaklığın ardında yaşıyor."
"..sürekli değişen, hiç kalıcı ve samimi olmayan insan ilişkileri."
" İçtenlikten uzak, asla sürekliliği olmayan insan ilişkileri...
Hepsi yerin dibine batsın! "
"Alelacele koşup yaşama sığınmıyorsa insan, yaşamdan zevk alabilir mi?"
192 syf.
9/10 puan verdi
Yıl 1846’dır. Genç Dostoyevski, ilk romanı İnsancıklar’ı tamamlar tamamlamaz ev arkadaşı yazar Grigoroviç’e okutur. Grigoroviç o kadar heyecanlanır ki birkaç kez kalkıp Fyodor’un boynuna sarılmak ister; fakat arkadaşının aşırı duygu gösterilerinden hoşlanmadığını bildiği için yapmaz. Grigoroviç ertesi gün romanı yazar ve yayımcı Nekrasov’a
64 syf.
8/10 puan verdi
Aylar önce okuğum buraya yeni gelebildiğim, bir kitapla daha sizinleyim.
Liseden beri Edebiyat dersinden daha çok duyduğumuz bildiğimiz Şair Evlenmesi Türk tiyatrosunun ilk yapıtıdır.
Eserde tiyatronun komedi dili işlenmekle birlikte eserin dili son derece sade ve anlaşılır.
Tiyatrodaki karakterler o dönemin yaşam tarzını çok güzel bir şekilde yansıtmış.
Bir oturuşta bitirmeliklerden
Şair Evlenmesi oyunu, alafranga davranışları ve kıyafetiyle mahallelinin pek de hoşuna gitmeyen Müştak Bey adında yoksul fakat ileri görüşlü bir şairin sevip istediği genç ve güzel Kumru Hanım yerine onun huysuz ve yaşlı ablası Sakine Hanım’la evlenmeye mecbur edilmesini konu edinir. Bu küçük entrika etrafında çöpçüsünden bekçisine, imamından yenge hanımına bütün mahalle halkı bir araya gelir.
...
Kitaptan Alıntılar: ✔
"İnsan kısmının yediği bir yem var ya, adına para derler."
"Suça göz yummak, suç işlemekle birdir."
"Aşk ve sevgisiz evlenen geçinebilirse aşk olsun!"
"Geçinemeyecek ne varmış; ya o akıllanır, ya sen çıldırırsın."
"Kahrından pek çok ağlamış. İşte boş yere döktüğü gözyaşlarına acımış da şimdi de ona ağlıyormuş."
536 syf.
9/10 puan verdi
Kitaplarını okuma fırsatı geç bulduğum @authordanbrown son kitabı.☺
#başlangıç okurken sürekli sizi bir yerden bir yere sürükleyen, kışkırtıcı, akıl karıştırıcı, düşündürücü, hep merak uyandıran, sizi araştırmaya itmekle beraber bol teknoloji, bilim ve modern sanat ihtiva eder.
Beni kitapta en çok mutlu eden; kitabında bahsi geçen konular üzerinde merak uyandırıp, araştırmaya yöneltmesi.
Diyeceğim o ki @authordanbrown kitaplarını okuyun okutun!
Güzel ayracım için @benimkitapayracim2 teşekkürler
✔Kitaptan alıntılar:
"Bilim ile din rakip değildir. Onlar aynı hikâyeyi anlatmaya çalışan farklı dillerdir. Bu dünyada ikisine de yer var."
"Bazen başka birinin gerçeğini anlamak için tek yapman gereken bakış açını değiştirmektir."
" Vicdanın kılavuzun olsun. Önünü göremediğinde sana yolu kalbin göstersin. "
"Felsefemiz teknolojimize yetişsin. Şefkatimiz gücümüze yetişsin. Ve değişim motoru korku değil sevgi olsun."
288 syf.
8/10 puan verdi
Yazarın okuduğum ilk kitabı iyi ki okudum.
Kitapta XVIII. yüzyıl İstanbul'unda yaşanan bir aşk hikayesi anlatılıyor. O zamanlarda aşkın ne kadar güzel yaşandığını anlatan bir hikaye. Şeyh Galip ile
III. Mustafa’nın kızı, III. Selim’in kız kardeşi Beyhan Sultan arasında yaşanan sıra dışı bir aşk. Nâr-ı Aşk tasavvuf, saray hayatı, ıslahat hareketleri ekseninde keyif alarak okuyacağınız bir kitap.
@c.blci teşekkürler beni yazarla ve kitapla tanıştırdığın için
...
✔Kitaptan Alıntılar:
"Aramızdaki mesâfenin adıdır nâsip. Herkes birbirine nâsibi kadar uzak, nâsibi kadar yakın."
"Senin için olmayan sana gelmez. Sana nasip olmayanı kimse eline tutuşturamaz."
"Dediler ki: Gözden uzak olan gönülden de ırak olur. Dedim ki: Gönüle giren gözden ırak olsa ne olur.. Mevlana"
"Meğer aşk aranacak bir şey degil , içine düşülen bir şeymiş.."
124 syf.
10/10 puan verdi
Yaşar Kemal yine kalemini konuşturmuş. Betimlemeleriyle beni Ağrı dağına, göl kenarına, Mahmut Han'ının sarayına götürdü. Kaval seslerini oturduğum yerden dinledim. Her karakteri her kelimede okumaktan öte hem izliyor hem yaşıyor gibi hissettim.
Bir aşk destanı olan Ağrı Dağı Efsanesi geleneklerini Mahmut Han'a karşı savunan Ahmet ile Gülbahar arasındaki aşkı konu alır. Efsanelere ve halk söylencelerine yürekten bağlı Yaşar Kemal'in bu romanı, insan psikolojisinin derinliklerini de içerir.
300 syf.
9/10 puan verdi
Sherlock Holmes, şöminenin rafını köşesinden şişesini ve küçük bavulundan deri altı şırıngasını aldı. Uzun beyaz, asabi parmaklarıyla ince iğneyi yerine taktı ve sol kolunu didikledi. Kısa bir süre boyunca gözleri düşünceli bir şekilde her tarafı iğne izleriyle nokta nokta çizik çizik olan sıvalı koluna takıldı. Nihayet iğneyi damara, batırdı, ince pistona bastırdı ve uzun bir oh çekerek kendini kadife kaplı koltuğa bıraktı.
Bu gösteriye aylardır günde üç defa tanık oluyordum; yine de zihnim bir türlü bu duruma alışamamıştı. Tam aksine bu görüntü beni her geçen gün biraz daha rahatsız ediyordu, çünkü gece yarıları vicdanım beni karşı çıkacak cesareti göstermediğim düşüncesiyle rahat bırakmıyordu. Tekrar tekrar müdahale edeceğime yemin etmiştim, fakat ortada arkadaşımın onu yeryüzünde işine karışılacak son kişi gibi gösteren şu serikanlı tavrı vardı.
✔Kitaptan Alıntılar: "Kapalı bir hayatım var ve güvenebileceğim hiç arkadaşım yok..."
"Doğanın büyük gücüyle kıyaslandığında hırslarımız ve çabalarımız ne kadar da önemsiz!"
İstisnalar kuralları yıkar.
"Duygular sağlıklı düşünmeye engel olur."
“İnsanların anlayamadıkları şeylerle dalga geçmelerine alıştık.”
.
