İnsan her an verebildiği kararlarla insan oluşunu üstlenir veya reddeder. Hayra veya şerre rücû eder. Duası hayra veya şerredir. Karşı karşıya kaldığı sonuç bir katlanmayı gerektirir.
Sayfa 119 - Tiyo Yayınları 6. BaskıKitabı okudu
•İnsan yüzü, ilahi hakikâtin sûretidir. Bu sebeple duâ eden kulun elini yüzüne sürmesi, isimler ve sıfatlara muttalâli olmaktan dolayı ilalâhi hakikâte rücû etmeye işarettir.
- İsmail Hakkı Bursevî, Mecîʾü’l-beşîr li-ecli’t-tebşîr
İnsandım...
.
Bir ömür düştü dünyaya, Ebe'min avuç içleriyle yıkandım, al sularla. Gökyüzünde mahcubiyet,
Çizgimde ki mecburiyet...
Ilk nefesimi böyle aldım. Daha da alacaktım.
Alacaklıydım...
Belâ'mda nâr-ı cüdâ, bir gün aslıma rucû, bezirgan bir nefes ile, sebebimden son'ucuma, yolumda taban eskittim...
Eskiyecektim,
Eksiktim...
Razılığım yokken
KOMŞU KOMŞUYA SESLENİRKEN DAHİ ZİKİR EDEN BİR TOPLUMDUK BİZ...
“Hu Hu” diye seslenirdik komşumuza...
“Eyvallah” dilimizin pelesengi idi…
“Hay”dan gelip “Hu”ya giderdik…
Beni saysanız, bilmem ki kaç ederim...
.
Bir ömür düştü dünyaya, Ebe'min avuç içleriyle yıkandım, al sularla aşk boyadım heyyy. Gökyüzünde mahcubiyet,
Çizgimde ki mecburiyet...
İlk nefesimi böyle aldım. Daha da alacaktım.
Alacaklıydım...
Belâ'mda nâr-ı cüdâ, bir gün aslıma rucû, bezirgan bir nefes ile, sebebimden son'ucuma, yolumda taban
EDEBİYAT ELEŞTİRİSİNDE YÖNTEM: Çeşitlemeli Bir Eleştiri
B-E-D-R-E-T-T-İ-N-C-Ö-M-E-R-T.
*
''Şunu artık kesinlikle ve son kez öğrenmeliyiz: yaşamımızı belirleyen temel öğe sınıf gerçeğidir. Her birey ait olduğu sınıfın maddesel hayat koşullarıyla bağlıdır. Yurdumuzda son yılların sosyalist mücadelesinde görülen sapmalar bu kuralın şaşmazlığını açıkça göstermiştir. Burjuva ve küçük burjuva kökenli
Sayfa 140Kitabı okudu
"Herkes, her şey aslına rücû ediyor.Her insan, kalbinin yeşerdiği yere dönüyor."
🌿💚🌿
. . .
ŞİİR-MİİR
K/aralamalar
(Not: Mükerrer kayıtlar, sâir hata ve düzenlemeler bir ara yapılacaktır inşallah, diyelim... Bu hususta okurlardan özür dileriz...)
Gözümden düşse de hal ve gidişin
O senin aslına rücû edişin.
|
Cemal Safi|
Yalancının belirtileri:
1- Senin şu telkinindir ki, yalancının son derece külfetle anlatmaya çalıştığı yalanların arasını keserek sen de onun sözlerini teyit eden birtakım ilaveler telkin edersen, o, senin ağzından aldığı ilaveleri kendi yalanları arasına katarak sayıp dökmeye başlar. İşte o zaman sen bundan anlarsın ki, evvelde sörledikleri sözler de yalanmış.
2- Şüphelendirici söz söylendiğinde şüphelenmesidir. Şöyle ki, yalancının belirttiği mukaddimelerin bazısına, şüphe vermek için söz karıştıracak olursan, derhal şüpheye düşer de sözünden rücû etmeye bile yeltenir.
3 - Yalancının batıl sözlerinden birini reddetsen, derhal dilsiz gibi kalarak saçma sapan martavallar atmaya başlar. Ne yapsın? Yanında hüccet sahiblerinin kudreti ve doğruların bürhan ve delili yoktur ki, sözünü isbat edebilsin. Onun içindir ki, Ali b. Ebi Talib (K.V.) diyor ki:
الكذب كالسراب
« Yalan, serap gibi aldatıcıdır.»
4 - Yalancının yüzünde görülen yalancılık kuşkusu ve şüphecilerin çekingenliğidir. Çünkü bu haller, insanın, üstünden atamadığı tabii izlerdir.
Onun içindir ki, hikmet alimleri diyor ki :
"Gözler dilden daha çok sırları ortaya koyar"
Her şey aslına rücû eder.
Her insan, kalbinin yeşerdiği yöne döner.