Tıbbi tedavi yanında güven ve arkadaşlığa ihtiyacımız vardı. Bize acı veren tek şey kaslarımız veya organlarımız değildi. Bazen iç dünyalarımız; zihnimiz ilgiye, yamuk kollarımız ve bacaklarımızdan daha çok ihtiyaç duyuyordu. Eğri ağızlı ve yamuk kollu çocuk, eğer bunları anlamadan büyümeye terk edilirse, kendisine ve hayata karşı, çok çabuk aynı eğrilik ve yamuklukla davranmaya başlar. Eğer normal insanlarla kendisi arasındaki 'fark' zihnine yerleşirse, bu fikir onunla birlikte gençliğe ve daha sonra da yetişkinliğe dek büyüyecek, böylece hayata vücudu kadar zarar görmüş bir zihinle bakacaktır. Hayat O'nun için, kendi 'sakatlığının', kendi ruhsal acısının bir yansıması olacaktır.
Jared Diamond şöyle yazmıştır: “Tüberküloz ve ishal hastalıkları çiftçiliğin ortaya çıkışıyla, kızamık ve hıyarcıklı veba ise büyük şehirlerin oluşumuyla birlikte başlamıştır.” Muhtemelen insanlığın en büyük katili olan sıtma ve neredeyse tüm diğer bulaşıcı hastalıklar tarımdan bize kalan mirastır. Beslenme bozuklukları ve dejeneratif hastalıklar genel olarak evcilleşme ve kültürün saltanatıyla birlikte ortaya çıkmaktadır. Kanser, kalp damarlarının tıkanması, kansızlık, diş hastalıkları ve ruhsal bozukluklar, tarımın musibetlerinden yalnızca birkaçıdır; ayrıca eskiden kadınlar doğum esnasında fazlaca zorlanmadıkları gibi, ya hiç acı duymamışlar ya da çok az duymuşlardır.
sanırım herkes
sizin gibi düşündüğü için icat etmişler bu giyotin denilen aleti.
Oysa ben o sırada ne düşünüyordum biliyor musunuz: ya daha
kötüyse böylesi?Yani ölümün çabukluğu daha fazla acı veriyorsa?
Gülünç bulabilirsiniz bu düşüncemi, vahşice de bulabilirsiniz,
ama işte . . . şöyle etraflıca düşünecek olursanız insanın aklına
böyle
Bir hayvan, duygusal donanımı ne kadar incelikten yoksun ve ilkel olsa da özgürlüğe karşı kayıtsız değildir. Esir ve rahat bir hayat sürmektense tehlikeli ve özgür bir hayat yaşamanın daha iyi olduğu, en kaba içgüdüye ait arşivlerin bir yerlerinde kayıtlıdır. Kafeste, hatta daha kaliteli hayvanat bahçelerinin sunduğu “doğal parklar”da bile bir