Elinin tersiyle kesip atar mısın ya da merhametli bir erdem, bir yumuşak iç güdüyle sadece susar mısın, bilmek isterim. Bilinmez Freud Baba bile bilemedi, her kadında bir Kleopatra damarı vardır. Her erkekte bir Sezar ahmaklığı... Galiba özdeyişçiliğim tuttu gene. Çoğu zaman saçmalarım oysa. Saçmalamak bir zorunluk. Sevmem o kusursuz, o evliya görünüşlü kişileri.
Sayfa 120 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Bir adamın ruhu, maddenin üstüne yükselip, saçmalamak üzere, bedeninden çıkıyormuş gibi olursa, o adam deli değil de nedir? Yoksa bu bayağı deyimlerin ne anlamı olurdu: Kendinden geçmiş… Kendine gel… Kendine geldi…
Saçmalamak insanın bütün organizmalar karşısındaki tek ayrıcalığı. Saçmalıyorsan, doğruyu bulacaksın demektir! Saçmaladığima göre ben de insanım. On dört kez, belki de yüz on dört kez zırvalamadan önce bir tane bile doğru elde edemezsiniz, bunun da kendine has bir saygınlığı vardır.
Kocamışların bunadıkları için saçmaladıklarını söyleyeceksiniz; elbette öyledir. Çünkü budur çocukluğa dönmek. Sayıklarcasına sözler etmek, saçmalamak, çocuk olmak anlamına gelmez mi?
(...) özellikle Tanrı’da olduğunu kabul ettiğimiz hakkaniyet üzerinde düşünelim. Bu Tanrı’nın adaletinin günahkârların ve inançsızların sonsuzca cezalandırılmasını gerektirdiğini söylemek saçmalamak olmaz mı? Günahla orantısız bir ciddiyetle cezalandırma eylemi, daha ziyade intikama ve adaletin acımasızlığına bağlı değil midir? Örneğin, Tanrı’nın bu şekilde cezalandırdığını varsaymak, elbette ki ona hakaret etmektir. Bu kadar iyi tasvir ettiğiniz bu Tanrı nasıl olur da kendi elinin zayıf mahsullerini cezalandırarak şanını zedeler? Tanrı’nın şanının bunu gerektirdiğini ileri sürenler, bu doktrinin bağışlanamaz hatasını elbette hissedemezler. Tanrı’nın şanından söz ediyorlar ama buna dair bir fikirleri yok. Bu şanın doğasını yargılayabilecek durumda olsalar, buna dair akla yatkın kavramlar oluştursalar, bu varlık varsa eğer, o zaman onun şanını ancak iyiliği, bilgeliği ve insanlara iyiliği aktarma sınırsız gücü sayesinde oluşturabileceğini hissederlerdi.
Çoğu zaman saçmalarım oysa. Saçmalamak bir zorunluk. Sevmem o kusursuz, o evliya görünüşlü kişileri. İçlerinde cehennemi uçurumlar olduğuna kalıbımı basarım. Sahtedirler mutlak.