İhanet sevgiyle filan başlamaz, her ihanet yalanla başlar. Küçük ya da büyük, tek bir yalan söylersin ve o yalandan sonra gösterilecek hiçbir sadakat, o ihaneti gölgesi altında bırakamaz.
Aksi mümkün değil… Kalbi temiz olanın kötü bir hikayesi olamaz. Şartlar ne olursa olsun, ne yaşanırsa yaşansın, kötülüğe sapmayarak iyilikte sadakat gösterenler kendi hikayelerinin kahramanı olurlar. Dünya sahnesinden iyi bir deneyimle gelip geçer.
Rivayet odur ki bir zamanlar Lidya yurdunda ,aynı kıza âşık altı delikanlı,sevdiklerinin uğruna birbiriyle mücadeleye tutuşurlar ,Erdem ,dürüstlük ve sadakat bu âşıkların mihenk taşıdır Ve günün birinde hepsi mücadeleden vazgeçip birbirlerine o güzel kızın hayalini,hasretini,özlemini,anlatmaya dolayısıyla yalnızca sevgiliye konuşmaya ,sevgiliden başka herşeyi unutmaya başlarlar O derece ki gitgide hepsi bir bütün olur ve tek kalp,tek beden hâlinde sevgili uğruna ölürler Halk o günden sonra gömüldükleri yeri UŞŞÂK diye anar
Methedilen, övülen ve müminlere tavsiye edilen sabır, ancak iman ve salih amel ile Hak yolunda, iyilik ve hayırda sabırdır ki bu da ihlâs ve samimiyet, sadakat ve içten bağlılık, şecaat, mertlik ve yiğitlikten başka bir şey değildir.
“En iyi planları farelerin ve insanların sıkça ters gider."
Bu kısa hikayede iki farklı karakter üzerinden bir çok konu işlenmiş; sadakat, sabır, ırkçılık, yoksulluk, dostluk, yalnızlık, sevgi…
Okumaya değer bir eser. Tavsiye ederim.
"İnsan çıldırır kimsesi yoksa"
"İnsanın yüreğinin iyi olması için akla ihtiyacı yoktur."
“Kitaplar işe yaramaz. İnsanın can yoldaşına ihtiyacı var.”
“Artık başımızda dert tasa olmayacak. Kimse kimseye kötülük etmeyecek, kimse kimsenin ekmeğini çalmayacak."
Uçurtma Avcısı için Khaled Hosseini’nin çıraklık eseri deniliyor fakat çıraklık eseri olan bir kitap için fazla mükemmel
dostluk
sadakat
ihanet
bolca hüzün
Kitap iki ana karakterden oluşuyor; Emir ve Hasan. Emir zengin bir ağanın oğluyken Hasan evde çalışan hizmetlinin oğludur. Başlarda güzel bir dostluk hissettirirken öyle bir ihanet okudum ki kanım dondu resmen. Kitabı okurken o kadar çok duygudan duyguya geçtim ki Emir’e mi kızsam Hasan’a mı üzülsem bilemedim. Hasan bu ihanetin bedelini ağır ödedi. Emir ne kadar pişman olsa da yaşanan hiçbir şey geri alınamıyor maalesef ve son pişmanlık da fayda etmiyor.
kitap o kadar akıcı ve ders niteliğinde ki kesinlikle herkes okumalı, her yaşta okunmalı
kitabı okuduktan sonra şunu daha net anladım; gördüğümüz bir olaya sessiz kalmak, kafamızı çevirip yok saymak o olayı olmamış kılmıyor. o olaya maruz kalan kişiyi, canlıyı orada bir başına kaderine mahkum etmek kesinlikle bir suçtur bana göre ve bunun vicdan yükü çok ağır olur.
• siz bir olaya şahit olsanız müdahale edince başınıza bir şey gelme ihtimali olsa, müdahale eder misiniz yoksa kafanızı çevirip gider misiniz?