Anlamıyorlar albayım anlamıyorlar. Anlamayınca da sen suçlusun diyorlar. Ölmek istiyorum ben ölmek, ha yedisinde ha yetmişinde. Ölen yine ben yine ben. Her ölüm erkendir, her ölen eksiktir, tamamlayamamıştır kendini bu dünyada. Ama bilirsen bu aşikar sırrı, korkutmaz varoluşunu toprağa vermek, özünü başka bir aleme taşımak. (Camus ateist olsa da)
Kalemimin gücü nispetinde ana fikri özetlemeye çalıştım. Kitabın asıl içeriğine gelirsek, ana karakterimiz bir uyumsuzdur. Bu uyumsuz karaterimizin adı 'Meursault.'
Meursault bulunduğu toplumun ve hayatın uyumsuzu ve yabancısıdır. Bu yabancılık onu diğer sıradan insanlardan ayırmaktadır. Anlaşılamayana deli demek adettir, bu karakterimiz de deli olmasada uyumsuz damgası yemiştir. Bir ölüme göz yaşı dökmek, bir kadına aşık olmadığını söylemek topluma uygun değil, fakat Meursault 'a göre içinden geldiği gibi, maskesiz davranmaktır. Maskesi olmayana da kimse iyi gözle bakmaz. Maskeli baloya maskesiz gelmek olur şey değildir Meursault dışındakilere göre.
Burada bırakıyorum, kitabın olay örgüsünü anlatıp heyecanı kaçırmak istemiyorum, sadece tek karakter üzerinden bir ipucu vermek istedim (uykum geldiği için bıraktım). Umarım merakınızı cezbedebilecek bir inceleme olmuştur. Okıyacaklara şimdiden keyifli okumalar. :)