293 syf.
9/10 puan verdi
·
46 günde okudu
Bütün hasta insanların hastanelerde olduğunu mu sanıyorsun sen?
BLAU, DEBORAH F. 16 Yaş ÖNCEKİ HASTANELER: Yok İLK TANI: ŞİZOFRENİ "Hiçbir zaman soğuk ya da açlık tehdidiyle karşılaşmadı," kızına yeterince sevgi ve ilgi verdiğini düşünen bir babanın sözleri bunlar. "İnsanlar onu hiçbir zaman sevmemişti zaten." Bu da kızın düşüncesi? Neden akıl hastanesine düşer insan? Ya da neden
Sana Gül Bahçesi Vadetmedim
Sana Gül Bahçesi VadetmedimJoanne Greenberg · Metis Yayınları · 202114,3bin okunma
"kendini aramak"
*Benliğimiz ( egomuzun) esiri olmuş haldeyiz. *Korkularımız bizi zincire vurmuş; "Korkularını düşün!" *Özgürlüğümüzün içinde sınırlı kalmışız; " Ne kadar özgür sanıyorsun kendini! " sanıyor musun yoksa özgür müsün ? *Halinden memnun değilsin! Bütün bunlar için birer "anahtar aramamız" için önümüzde bir engel yok.
Reklam
`Antisayaç`
Ölülerimizi “sık kullanılanlara” ekliyoruz. Ölülerimize ölülerimiz ekliyoruz. Şans eseri yazmıyorsa adımız bir sayaçta Birhan, ben bunu hep “antisayaç” olarak okudum Yani sayılamayan, sayılmasın hiç aman Sahi biz kaç darbeden sonra ölülerimiz oluyoruz. Erkek ve kadın, iki farklı hayvan. Ve kuraldır öldürür hayvanlar âleminde güçlü olan. Mesele bu
Sayfa 36 - Metis
104 syf.
10/10 puan verdi
·
7 saatte okudu
Zincir öyküsüne metin desteğiyle bir derin okuma denemesi
<<<Güneş tam tepede. Elindeki usturayla insanları paralıyor. Havada ince bir kan kokusu. Ağaçlar, evler, çocuklar, yaşlılar... Aynı kokuyor. Zifirle kaplı mahalle. Güneşle kaynıyor. Simsiyah. Doğan tüm bebekler bu siyahlığın egemenliğinde büyüyor. Yaşlılar bu siyahlıkta ölüyor. Dışarıdan gelenler için dayanılmaz, mahalleli tarafından
Cıs
CısHakan Sarıpolat · İthaki Yayınları · 2021374 okunma
Keşke kendime de söyleyebilsem. Uyandığımda, uyuduğumda, yediğimde, içtiğimde... En çok da bu değil miydi canımı yakan? Sonbaharın yalnızlığı demiştim öncesinde. Aslında palavra. Kendime yalnızlığımdı, kendime yabancılığım. Kendimeydi kızgınlığım. Ben olamayan bana. Gülüşünü göremediğim kendime. Yanlış anlamayın kızgınlığım kendimeydi. Ne haldeyim bilmiyorum. Aslında bu haldeyim. Bilmediğim bir haldeyim. Keşkelerim oldu hep. Söyleyip de vazgeçemediğim keşkeler. Bilip de inanmadığım. Bulup da söyleyemediğim. Görüp de dokunamadığım kendime. Ne çok çelişki var değil mi? Tam da ortasındayım işte. Ne kabullenebiliyorum ne de vazgeçebiliyorum. Öyle garip işte bu. Yazdıkça buluyorum, çizdikçe görüyorum, acıdıkça hissediyorum. Zamanı daha çok hissediyorum canımı yaktığını hissedip de ayrılamadığım zaman. Zaten vazgeçemediklerimiz değil miydi bu kadar bizi inciten? Sahi ben, biz neydik? Öğrenebildik mi? Öğrenemediklerimizden ibaretti zaten her şey. Her şey dediğime bakmayın bilemediğim bir ben her şeye bedeldi.
Günaydınnnnnn 1K
"Büyümek bu muydu anne? Bu kadar acı mıydı? Sahi bir çocuk neden büyümek isterdi ki ? Tek derdi oyun oynamak olan çocuklardık biz, öyle oyuncaklarda da gözümüz yoktu. Büyüyünce ne olacağını sanıyorduk ki? Bilseydik böyle olacağını ister miydik hiç büyümeyi? Çocukken çok istedik ya büyümeyi; şimdi çocuk olmak istesek olmaz mı anne? Hem o zaman insanlar iyiydi, dostluklar sağlamdı, sevgiler gerçekti. O güzel günlere dönemez miyiz? Söz akşam ezanından önce evde olurum."
Reklam
485 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.