Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
TOPLU CEVAPLAR İddiaların aksine: 1- Said Nursî'nin İstanbul'a geliş yılı 1907 2- Said Nursî'nin Nutuk'u 1908'de basıldı 3- Said Nursî, A.Hamid'e hakaret etmedi 4- Said Nursî, SultanReşat'tan para almadı 5- SaidNursî, Urfa'ya giderken Ankara'ya uğramadı (Fesubhanallahil-azim; onca yalana bunca insan
Mustafa Kemal Atatürk'ün Söylediği 75 Söz | Atatürk Sözleri ve Anlamları Cumhuriyetimizin kurucusu, başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk, yaşam şekli ve üstlendiği görevleri gereği çok yönlü bir liderdi. Verdiği demeçler, söylediği sözler, aktardıkları ve daha nicesi hayatın her alanında önemli tavsiye, fikirler ve sözleri içeriyor. Spor,
Reklam
180 syf.
4/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Yüzümdeki Sen
Cem Kertiş
Cem Kertiş
Kitapta bazı bölümler psikolojik açıdan bakıldığında iyi anlatılmış. Ancak ben konu, detayların ve bütünlüğün abartıldığını düşünüyorum. Özellikle Sinan'ın yaşadıkları Sahrayı o şekilde görmesi, sonrası kitabın devamı çok tesadüfi ve abartılı buldum tabi ki bunlar benim şahsi fikirlerim. Beğenenler mutlaka olmuştur ve olacaktır. Yazarın bir başka kitabını da okuyup daha fazla fikir sahibi olmak isterim.
Yüzümdeki Sen
Yüzümdeki Sen
Yüzümdeki Sen
Yüzümdeki SenCem Kertiş · Türkiye İş Bankası Yayınları · 201440 okunma
Antik YakınDoğu
Daha ağırbaşlı konulara gelecek olursak Klasik Atina, bize demokratik ya­saların kontrolünde düzenli bir polis [şehir devleti) modeli olarak sunulur. Atina'ya en büyük övgüleri yağdıran Perikles'in söylevini okuyalım (bu söylev Thukydides tarafından Peloponnessos Savaşları'nda sunulmuştur, II: 37-40). Yüzyıllar boyu demokrasiye
Yahudiler tarafından kontrol edilen bir silah olarak basın
Halkın siyasi zekâsı, isteklerini yerine getirecek, milletin dertlerine derman olacak, yetenekli siyasileri bulup meclise yollamak konusunda yeterli değildir. "Toplumsal kaygı" dediğimiz şeyin içinde milletin fertlerinin şahsi tecrübelerine ve bilgilerine pek az rastlanır. "Toplumsal kaygı"nın büyük kısmı dışarıdan tahrik
Bütün bunlardan sonra başlıca sebep, kahraman şehidin cahiliyyetle (cahiliyet, İslâm aleyhtarlığıdır.)(¹) mütarekeyi ve pazarlık yapmayı kabul etmiyen takriri ve islâm propagandacılarının, İslâm düşmanlarının entrikalarına karşı daima müteyakkız bulunmaları gerektiğine dair devamlı tekrarlamalarıdır. «İslâm düşmanları, cahiliyetin seyrini İslama
Sayfa 54 - 55, 56, 57 Cağaloğlu Yayınevi
Reklam
2. Murad Han'ın birtakım şahsı ihtiyaçları için para lazım olmuştu. O da, bunun için vezîri Çandarlı dan borç alıp ihtiyaçlarını gidermişti. Bunu gören Fazlullah Paşa, büyük bir taaccüple: "-Sultanım! Padişahlara husûsî hazine gerektir. Müsaade eyler ve ferman buyurursanız, size hazine temin edelim." dedi. Sultan sordu: "-Nasıl ve nereden hazine temin edeceksiniz?" Fazlullah Paşa: "-Padişahım! Bu vilayet halkında fazlaca mal vardır. Sultanlara, zaman zaman bir yolunu bulup o mallardan almak münasip düşer!.." dedi. Bu teklif üzerine Sultan Murad, hızla yerinden fırladı ve büyük bir hiddetle: "-Paşa! Bu söz, nasıl bir sözdur? Bu fikir, nasıl bir fikirdir ki, söyler ve teklif edersin?!. Bilmez misin ki, bizim vilayetimizde üç helal lokma vardır! Biri madenler, biri cizye, biri de ganimetlerdir Bilmez misin ki, bizim askerlerimiz gāziler ordusudur. Onlara helál lokma gerektir. Bilmez misin ki, hangi padişah askerine haram lokma yedirirse, onları harâmî eyler Harâmînin ise sebâtı yoktur. Küçük bir zorluk görünce kaçmaya başlar. Bundan sonra da hâlimizin ne olduğunu görmek zor olmaz!" dedi. Bu ifadelerin ardından Sultan, gayr-i meşrü bir hazine tertibini teklif eden Fazlullah Paşa'yı, kul hakkına riayetsizlik edebileceği ihtimali dolayısıyla derhål azletti.
Sayfa 100 - Erkam yayınlarıKitabı okuyor
17 Eylül 1914'te Mustafa Kemal Sofya'dan Tevfik Rüştü (Aras) Bey'e bir mektup göndermişti. Mustafa Kemal bu mektubunda 1. Dünya Savaşı'nın geleceğini nasıl gördüğünü açıkça ortaya koymuştu: "Birtakım insanlar vardır ki hakkımdaki fikirleri daima olumsuzdur. … Benim, her ne şekilde olursa olsun vücudumun ortadan
Sayfa 25 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Şahsî paylaşımlarıma yapılan bir eleştiriye cevabımdır... :)
Bu sitenin fonksiyonu, misyonu, işleyiş çerçevesi bağlamında alıntı, ileti, inceleme vs. kategorilerin bulunuyor olması; söz konusu ulamları doğrudan kullanmanın yanı sıra, içeriğin ve üslûbun üyeler tarafından belirlendiği, özgün fikir/duygu/paylaşımlardan oluşan ve "kitap"a dâir bilgi ya da yorumlara dayanan yazılara da yer vermenin, herhangi bir sakınca taşımadığını gösterir bence...😉
Şahsi idealler devletin ideallerine ters düşüyorsa o vatandaş ıslah edilmelidir.
Reklam
Bilgiye göre değil de kendi şahsi telakkisine göre düşünen kimse ile fikir tartışmasında bulunmanın bir anlamı yoktur. (Mâtüridi, Kitâbü't-Tevhid, 234)
Sayfa 184Kitabı okudu
303 syf.
·
Puan vermedi
Shelley Teyzeme Saygılarla
Adorno ve Horkheimer Aydınlanmanın Diyalektiği eserini 1947'de yayınladıklarında, Akla ve Bilime dayalı toplum idealinin gedikliliği ve manipüle edilişini ilk kez ciddi anlamda sosyal bilim kuramının eleştirisine tâbi tuttular. Oysa bu eser aynı konuyu 130 yıl önce, 1818 gibi erken bir süreçte hiç de geri kalmayacak ciddiyette ele alıyordu.
Frankenstein ya da Modern Prometheus
Frankenstein ya da Modern PrometheusMary Shelley · Bordo Siyah Yayınları · 201213,8bin okunma
Öz eleştiri niyetiyle...
Cemil Meriç'i, sitedeki profilimin arka plân fonunda kullanmışım.. O kahverengi renkli, deniz deryâ 12 kitabını okumuşum.. Peki, ama; Meriç'in fikirlerinden idrâkimin süzgecine takılanlar, dikkatimin oltasına avlananlar, yani şahsî çıkarımlarım nedir?.. İşte, bu soru, sadece Meriç' in eserleri için değil, okuduğum tüm kitaplar için cevap bulmadığı müddetçe, okumak fiili; anlama, içselleştirme, sentez yapma, fikir yaratma süreçlerini tamamlamıştır diyemem..
1.151 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.