Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
96 syf.
9/10 puan verdi
Tıbbi yönetime doğru mu?
Kitap güncel politika, koronavirus ile ilgili gelişmeler ve felsefe bilgisi gerektiriyor. Bu sebeple, hacmen küçük olsa da tam bir demir leblebi. Yani tekrar tekrar okunsa da çiğnenip hazmedilmesi zor ve tekrar tekrar bakıldığında hep farklı şeyler keşfedilebilecek bir eser. Kapitalizm sebebiyle zaten uzun süredir eşitsiz bir topluma doğuyor insanlık. Üstelik artık hava manipülasyonları ile rahat nefes alabilmek de politik hale gelmiş durumda. Bu bağlamda tıp ve siyaset birbiriyle ilişkilenirken bilimsellik kazandırılmış yönetimlere meyil olabilir. Bağışıklık demokrasisi içinde yaşıyoruz aslında uzun zamandır. Bağışıklık iki anlamlıdır malum. Birincisi bir şeylerden muafiyet anlamındaki bağışıklık ve diğeri de tıbbi anlamdaki. Toplumda hep biz-siz ikiliğinde vücut bulan bir ayrıcalıklı olmak veya olamamak hali vardır. Göçmen- yerleşik, kadın-erkek, beyaz-siyah... Koruma, kollama ve güvence demokrasisi birilerinin canına mâl olmaya devam edecek gibi görünüyor. Bunun en somut örneği İtalya'da virüsle mücadele (?) sürecinde yaşlıların ölüme terk edilmesi. Gençlerin dünyasında yaşlılar bazı bağışıklıklardan yoksun çünkü. Korunan grup gençler... İnfodemi, bilgi hastalığıdır. Yanlış bilgilerin yayılması başka türlü bir salgın hastalıktır zira. Bu bağlamda, virüs eşitsizlikleri daha ayan etmiştir. Yönetimler de Orban'ın yaptığı gibi genelde olağanüstü yetkileri kendilerine atfederek sağlıklı toplum yolunda(?) otoriterleşme için meşruiyet zemini aramaktadır. Hepi topu 89 sayfalık bu demir leblebiyi daha çok insan zihninde çevirse dursa da benden başka şeyler çıkarsayanların fikirleriyle de tanışsam ne iyi olur.
Egemen Virüs
Egemen VirüsDonatella Di Cesare · Pinhan Yayıncılık · 202012 okunma
Edip Cansever - Çiçekleri sulasan
çiçekler sulasan, kurumuş yaprakları kessen sözgelimi tırnaklarını yemesen akşamları erken yatsan iyi olur. iyi olur elbet yani şu süsenler, kır menekşeleri yok mu ne desem denizin bir tenhalıkla uyumu
Reklam
303 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Veba düşündüren, sorgulayan bir kitaptı.Yazar, insanın çevresine ve kendisine yabancılaşmasını güzel bir dille anlatmış. Yabancı kitabını evet çok beğenmiştim ama en sevdiğim kitabı Veba oldu. 1940 larda Cezayir'in Oran kentinde ortaya çıkan veba salgınından bahsediliyor. Umut, beraberlik,mücadele kaleme alınmış.O dönemdeki Doctor Rieux ve arkadaşlarının birlik olmasıyla o salgına karşı olan savaş kazanılır .Yazarın tespitleri, ruh tahlilleri çok iyi. Derinden etkilendiğim ve orada kendimi hissettiğim bir kitap oldu.Varoluşçuluk satırlara ince ince işlenmiş.Bu yaşadığımız zamanlarda da okunacak bir kitap derim. Bu yaşadığımız salgın dönemine de  benziyor aslında.Okumalısınız. Kesinlikle tavsiye ederim. Camus yine hayran bıraktın beni kendine. Siz de yazarla henüz tanışmadıysanız yazarın bir kitabını okuyup hemen tanışın derim.İyi ki okumuşum dediklerimden. Başka kitaplarda görüşmek üzere. İyi okumalar dilerim. "Ama şu hastalık! Hastalığa yakalanmamış olanlar bile onu içinde taşıyor."
Veba
VebaAlbert Camus · Can Yayınları · 202020,1bin okunma
-"Tatyana! Ne gecenin karanlığından... ne sabahın fırlattığı oktan... ne karanlığın içindeki salgın hastalıktan... ne de öğleyin olan felaketlerden korkacaksın. Binlerce felaket yanına ve sağ eline düşecek; ama sana zarar veremeyecek," diye fısıldadı.
Sanat terapisi üzerine..
“..bilimin ve sanatın birlikte gelişimi insanlığın en önemli umudu. Ne de olsa iki farklı alandan, insana ve yaşadıklarına bakılır. Ciddi sağlık sorunu olan ya da ölmekte olan insana onun yaşadıkları gözünden yaklaşmak hem rasyonel hem de duygusal aklı beraberinde getirecektir. İnsanlık, korku ve kaygılarını bilim sayesinde aşabiliyor.”
Sayfa 95 - Can Sanat Yayınları
Bir salgın hastalık söz konusu olduğunda suçlu yoktur, herkes kurbandır...
Reklam
Amin diyorum.
Kıyametin tüm solgun atları hayatımda fırtına gibi esti: devrim ve açlık, devalüasyon ve terör, salgın hastalıklar ve göç; gözlerimin önünde büyük kitle ideolojilerinin büyüdüğünü ve yayıldığını gördüm. İtalya'da Faşizmi, Almanya'da Nasyonal Sosyalizmi, Rusya'da Bolşevizmi gördüm ama hepsinin ötesinde Avrupa kültürümüzün çiçeklerini zehirleyen en büyük vebayı, Nasyonalizmi gördüm. İnsanlığın, çoktan unutulduğu sanılan barbarlığa ve onun insanlık dışı dogmalarının kasıtlı programına akıl almaz şekilde geri dönüşünün savunmasız, çaresiz tanığı oldum. Yüzlerce yıl sonra, son elli kuşağın hiç şahit olmadığı ilan edilmeden çıkan savaşları, toplama kamplarını, işkenceleri, toplu soygunları ve savunmasız şehirlerin bombalanışını, tüm o zalimlikleri yeniden görmek bizim kuşağımızın kaderi oldu ve gelecek nesillerin bunları tekrar görmemesini ümit ediyorum.
abimin yanında durunca "kaçtık mi sandın koştum kazandım ben çok kez inandım coktum azaltır yardım et tanrım bu resmen bir salgın " kız kardeşimin yanında durunca; Atma içine söyle Yapma bana gönderme Haydi bir cesaretle Söylesene, sıkıyo'sa suratıma Görmedim hiç alemde Sen gibisi ömrümde İzliyorum, hayretle Vay anasını, sayın seyirciler, vay 😂😂😂
Bir ülkede görülebilecek en tehlikeli salgın, ahlaktan bağımsız din fanatikliğidir.
Yeni yazımızla sizlerleyiz. Günümüzün en önemli konularından birisi olduğunu düşündüğüm ''Afet Sosyolojisi'' konu başlığı altında ''Doğa ve İnsan'' arasındaki ilişki başlıklı yazımın bir kısmını buraya bırakıyorum. Yazımın devamı için profilimizde bulunan blog linkimize tıklayarak bu ve daha fazla yazımıza ulaşabilirsiniz. ...... Afetler çağında olduğumuzu bilerek afetleri en doğru şekilde öğrenip bize ve doğaya verdiği zararı daha iyi bilir ve ona göre önlem alırsak afetleri ortadan kaldıramasak dahi afetlerin etkilerini azaltabiliriz. Afet etkilerini azaltabileceğimiz bir gün dilerim. 👍 .... Afetler çağını yaşıyoruz. Yaşadığımız dönemde afetler, sadece belirli bir coğrafi bölgeyi ve bu bölgede yaşayan insanları ilgilendiren bir husus olmanın ötesine geçti. Son yıllarda tüm dünyayı etkisi altına alan bir dizi afetin muhattabı olan insanlık doğanın bu olağan tepkisi ile baş edebilmenin yollarını aramaktadır. Hemen hergün bir deprem, salgın, sel, küresel ısınma, heyelan vb afet, dünyanın farklı bölgelerinde yaşam koşullarını etkilemektedir. Biz bugün doğayla iç içe yaşamayı tercih etmek yerine, bizim doğaya müdahale etmemiz, doğayı kontrol altında tutma isteğimiz ve doğanın kaynaklarından sınırsızca faydalanmak istememiz dünyaya verdiğimiz zararın bir göstergesidir. ''Doğa ve İnsan'' arasındaki ilişkiyi doğru düzeyde tutarak doğaya verdigimiz zararı en aza indirgemek geleceğimize bırakacağımız en önemli miraslardan birisi olacaktır.
Reklam
"Acaba Minger gazetelerinde de salgın haberleri çıksa daha iyi olmaz mı? Ahali telaşlanmalı, dükkan sahipleri ölüm korkusuna kapılmalı ki , karantina yasakları başlayınca istekle uysunlar." dedi Rum doktor.
general, tercümanlar aracılığıyla ve kahkahalar atarak, eşeklik etmeyin beyler, diyordu, burada bir salgın varsa, sizsiniz
Salgın süreci hayatımda köklü değişikliklere yol açtı. Normalde pazar günleri bir çay bahçesine gidip çengel bulmaca çözen emekli dayı adetim vardı. Bu süreçte balkonda oturup twitterda bulmaca çözüyorum. Haftaya mutfağa taşınmayı düşünüyorum.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.