Kitaplığım, benim krallığımdır ve burada mutlak bir kral gibi saltanat sürmeye çalışıyorum...
Dünyanın hiçbir yerinde kibir ve savurganlığın hâkim olduğu bir saltanat uzun ömürlü olmaz.İnsanlar tutumluluğa önem vermelidir ancak bunu fazla ileri götürenler farkında olmadan cimri insanlara dönüşürler.Tutumluluk ve cimrilik arasındaki ince çizgiye çok dikkat edilmelidir…
İthaki YayınlarıKitabı okudu
Kitaplığım, benim krallığımdır ve
burada mutlak bir kral gibi saltanat sürmeye çalışıyorum.
Sayfa 58
Kafası karışmış bir halk açık seçik isteklerde bulunamaz.
Hz. Peygamberimizin Ayak İzi
“Nisan 1611,
Üzerinde Hz. Peygamber’in mübarek ayak izi olan bir taş, nam-ı diğer ‘Nakş-ı Kadem-i Şerif’i, elbette hürmetle karşılamak gerekirdi.
Dülger Bahşı Bey, Murat Reis ile anlaşıp İstanbul’a götürülecek Kadem-i Şerif için bir sandık yapmaya başlamıştı. Bütün maharetini gösterip şimşir ağacından bir arşına bir arşın bir sandık tasarladı. Rasulullah’ın mübarek ayak izinin konacağı kutu elbette müzeyyen olmalıydı. Sedef desenler, bağa işlemeler, zümrüt ve yeşim kakmalar ile muhteşem denebilecek bir sandık ortaya çıktı. Kilit düzeneğini iki kademeli şifreli yaparak da maharet gösterdi.
Saltanat kayığı Haliç’in sularını yararak iskeleye yanaştı. Sultan, yanında peygamber soyundan olan Nakibüleşraf Efendi Hz. ile yan yana ilerledi. Sandığın denizden karaya çıkarılması için iki ucundan Murat Reis ile Dülger Bahşı Bey, diğer iki ucundan Sultan ile Nakibüleşraf tutuyordu. Kâbe örtüsüyle kaplanmış kaideye gelindiğinde, Sultan, sandığı hürmetle örtünün üzerine bıraktı. Bahşı Bey, Sultandan destur dileyip şifrelediği iki kademeli kilit sistemini açtı. İçinden üzerinde yalnızca mücevherle işlenmiş kadife bir kumaş topu çıktı. Sultan dikkatle kumaşı açtı. Kadem-i Şerifi iki eliyle ve hürmetle tuttu. Önce öptü, gözlerine sürdü ve havaya kaldırdı. Sonra ellerini biraz indirip ayak izini başının üzerine koydu. Herkesin görmesi için bir müddet öylece bekledi.”
Sayfa 187Kitabı okudu
Kuyuyla, güzel Züleyha'nın aşkıyla ve zindanla sınanmazsa Yusuf'un Yusufluğu eksik kalır. Ne ki her Yusuf'u dışarıda bir saltanat beklememektedir ve zindana her düşen de Yusuf değildir.
Enaniyete yüksek,kibir dağında saltanat süren sevgi yoksunu kalpler, başkasının hayatını hiçe sayma,mutluluğuna ket vurma, varlığını görmezden gelme konusunda kusursuzdurlar.
Sayfa 32 - Az YayineviKitabı okudu
"o 'en büyük leke'ye takılıp kalmadım.
dünyaya bulaşmadım, öğretmenliği ve sessizliği seçtim,
hale bakıp sözlere aldırmadım diye, allah'a hamdediyorum;
içim içime sığmıyor.
onlar altın topladılar, ben hazine buldum.
onlar saraylar inşa edip bir kaç koltuk elde ettiler, ben tapınak inşa ettim ve iyilik tanrısının sonsuz
“Kitaplığım, benim krallığımdır ve
burada mutlak bir kral gibi saltanat sürmeye çalışıyorum.”
Sayfa 63Kitabı okudu
`
saltanat sürüyorsun kanımda, düşümde, çılgınlıklarımda..
`
"Her ne kadar devlet ve saltanat sayesinde mal, mülk, para padişahların elinde ise de onlar fakirlerin bekçisidirler."
