Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Samet Taşdemir

552 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Bağımsızlık Toprağının Adsız Çiçeği
Öncelikle yazdığı incelemeyle bu güzel kitabı okumama dolaylı yoldan vesile olan Sayın
mehmet temiz
mehmet temiz
'e teşekkür etmek istiyorum. 1930'lu yılların Hindistan'ında, okyanus kenarı bir Bengal köyünde başlıyor birçok ismi olan, ama aynı zamanda hiçbir ismi olmayan Pom'un hikayesi. Halkı kendi kast sistemleri içinde ezilirken, besin piramidinin gelip en
Yatak Öğretmeni
Yatak ÖğretmeniSujata Massey · Yurt Kitap Yayın · 201424 okunma
Reklam
344 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
İsa'nın Katili!
"Seçeneği olmadan var olmak ise ölmekle eşdeğerdi." 1911 yılındayız. Çarlık Rusya'sında, 1905 devrimi ve Japonya'ya karşı kaybedilen savaş sonrasında geçiş dönemini yaşayan neslin içindeyiz. Kahramanımız dönemin anayasasında kanunlarca sadece belli köylerde ve bir arada yaşamalarına izin verilen, Rus toplumuna pisliklerini
Tamirci
TamirciBernard Malamud · Kafka Kitap · 20131,160 okunma
246 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 saatte okudu
Prangalar İçindeyken Uçabilmek
"Senin Beatrice'ini lapaya gömdüler büsbütün." Mahzun yüzlü kadın, böyle tanımlamış Roza Hakmen Tristana'yı. Saygıdeğer 
Yeşim Uzundal
Yeşim Uzundal
'ın önerisiyle tanıştığım bu güzel kitap için kendisine çok teşekkür ederim. Tristana çocuk yaşta ailesini kaybetmiş, babasının bir arkadaşı olan vasisi Don Lope ve onun hizmetçisi yanında büyüyüp yaşamış
Tristana
TristanaBenito Perez Galdos · Opera Kitap Yayınları · 2021566 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
60 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Bir yıkımın öyküsü
Hayranı olduğum Zola'nın kısacık fakat sarsıcı uzun öyküsü Sel. Konusunu 1875'te Toulouse şehrinde yaşanan sel faciasından alan hikayesinde yazar çiftçilik yapan varlıklı bir ailenin bu afetle karşılaşmasını ailenin en yaşlı üyesi büyükbaba Louise Rouben'nin gözünden aktarıyor. 53 sayfalık bir hikaye de olsa Zola yine her zamanki bilim insanı bakış açısını korumuş ve belli ki karakterler üzerinde hep yaptığı gibi bu kez de çok çalışıp altyapılar oluşturmuş. Bunu kitabı 1 saatte bitirmenize rağmen karakterler hakkında net fikirleriniz oluşmasından anlıyorsunuz. Yarattığı tüm mal varlığını dişiyle tırnağıyla kazanmış olan büyükbaba Louis ve beraber yaşayıp çiftçilik yaptıkları kardeşleri, oğlu, gelini ve torunlarından oluşan geniş ailesi, torunu Veronique'in nişanlısı Gaspard'ı konuk ettikleri mutlu bir akşamüzeri yakalanırlar sel faciasına. Zola yine müthiş tasvir yeteneğiyle facianın her anını gözlerimiz önüne seriyor. Öyle ki yıkımı, koca bir köyün, insanların, hayvanların ve evlerin sular altında kalışını oradaymış gibi izliyoruz okurken. Afet sürerken ailenin her ferdinin korkuları, tepkileri ve çabaları her karakterde özgün bir halde ilerliyor. Hepsini ayrı ayrı kafanızda resmedebiliyorsunuz. Ki bu kısalıkta bir hikayede bunu sağlayabilmenin çok büyük bir başarı olduğunu düşünüyorum. En etkilendiğim kısım ise, Gaspard'ın sevgisinde sadakati ve Pierre'in fedakarlık anları her ne kadar çok vurucu olsa da, Marie'nin o eşsiz teslimiyeti oldu. Gözümde bir Ophelia imgesi canlandırdı o veda anı. Bu kısa ama çok çarpıcı öyküyü okumanızı tavsiye ederim.
Sel
SelEmile Zola · Fabula Kitap · 2015516 okunma
104 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Çıkmaz sokakta ebediyen sıkışan bir babanın yakarışları
"Hiç mutlu olmamış, dünyaya sadece acı çekmek için ufak bir gezinti yapmaya gelmiş olan birinin ölümü korkunç bir şeydir. Bir gülümseyişinin anısını saklamak bile çok zor." Hem zihinsel hem de fiziksel engelli iki çocuk babası olan yazar, engelli babası olmanın nasıl bir durum olduğunu tüm samimiyetiyle anlatıyor bizlere. Bir baba olarak acısını, beklentilerini, hayal kırıklıklarını ve yaşadığı zorlukları tüm şeffaflığıyla önümüze seriyor. İzahı olmayan bu durumu kara mizahıyla harmanlayıp yine kara kara düşünmemizi sağlıyor. "Normal" çocukların babalarını, kendi çocuklarıyla yapmayı istediği gayet sıradan aktiviteleri anlatırken ister istemez kıskanıp, hatta onlardan nefret ediyor. Çocukları engelli doğduğu için yer yer kendine, yer yer babasına ve kimi zaman da tanrıya hesap soruyor tüm birikmişliğiyle. İkiyüzlü ve samimiyetsiz yaklaşımlar yerine açık açık "Bakın, engelli babası olmak işte böyle bir şey" diyor bizlere her dışavurumuyla Fournier. "Şanssızdım. Genetik tombala oynadım, kaybettim," diyor. Bu kabus gibi yazgıyı sevmek her ne kadar mümkün olmasa da, eline gelen kartları kabul edip ona göre çiziyor hayatını. Ve her şeye, sitemlerine, nefretine ve hayal kırıklıklarına rağmen yine de çocuklarından vazgeçmeyip onların biraz daha iyi olabilmeleri için her şeyi yaptığını görüyoruz. Bu çok sarsıcı kitabı okumanızı tavsiye ederim.
Nereye Gidiyoruz Baba?
Nereye Gidiyoruz Baba?Jean-Louis Fournier · Yapı Kredi Yayınları · 20092,956 okunma
Reklam
116 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
After Life
"Artık, her sabah yalnız uyanıyorum. Uyanır uyanmaz aklıma gelmiyor öldüğün, sanki her sabah tekrar ölüyorsun." Dul, yazdığında(2011) 73 yaşında olan Fournier'nin 40 yıllık evli olduğu eşine son bir vedası. Hayat arkadaşını kaybettikten sonra kitabı yazmaya başlayan yazar, acısını o kadar samimi ve şeffaf anlatmış ki her sayfanın sonunda gözünüz boşluğa dalıp gidiyor. Yasını bir ağıttan ziyade yaşanmışlıklarla, ve adeta eşine seslenip ona anlatırmışcasına ifade ediyor. Ölümün ardından yaşananları, etrafında ve kendi içinde olup bitenlere bakış açısını anlatırken içinde bulunduğu melankoliyi hissediyorsunuz. Anlatımı hayli duru ve düz olmasına rağmen içtenliğiyle kurduğu cümleler aslında öyle derin ve ağır ki acısına ortak oluyorsunuz adeta. Bu en korkunç ayrılıkta kalan taraf olmanın nasıl yıkıcı olduğunu gösteriyor bizlere. Bu yönüyle, izlemiş olanlar için, "After Life" dizisine benzettim ben biraz da kitabı. İnsanı ölüm ve yaşamla ilgili çok ağır ve zor düşüncelere sevk eden bu eseri herkesin okumasını tavsiye ederim.
Dul
DulJean-Louis Fournier · Yapı Kredi Yayınları · 20133,928 okunma
272 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 saatte okudu
Dibine kadar bastırılan bir yay: Thérèse Raquin.
Duyguların, düşüncelerin veya arzuların bastırılması durumunda nasıl sonuçlar ortaya çıkabileceğini kanıtlar nitelikte bir kitap. Zola'nın sürükleyici anlatımı ve tasvir yeteneğinin ne kadar üst seviyede olduğunu görüyorsunuz okurken. Halasının yanında büyüyen, ne çocukluğunu ne gençliğini yaşayabilmiş, hayatı boyunca ufacık bir evde halası ve
Therese Raquin
Therese RaquinEmile Zola · Ayrıntı Yayınları · 20182,669 okunma
48 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Nazi Almanya'sında zorla cephelere gönderilerek savaşın en karanlık yüzünü yaşamış, gencecik yaşına rağmen diktatörlüğe ve savaş yanlılığına karşı dimdik karşı durup bu konuda birçok çalışma, oyun ve şiirler yazmış bir yazar Borchert. Genç yaştaki ölümünden bir yıl önce yazmış olduğu insana tokat gibi çarpan Kapıların Dışında kitabını da okumanızı şiddetle tavsiye ederim. Bu kitabın ise benim nezdimde etkisi Kapıların Dışında'ya göre daha az olsa da çok yalın bir manifesto ortaya çıkarmış yazar.
Hayır De!
Hayır De!Wolfgang Borchert · Yordam Kitap · 2021574 okunma
79 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Sürükleyici ve gizemli bir konusu olan bu kitabı zevk alarak okudum. 80 sayfalık bir kitapta karakter analizlerini ve psikolojik tahlilleri konuyla iç içe kalarak yapıp, sürükleyicilik seviyesini en üstte tutarak kitabı bitirebilmek de Puşkin'in kalitesinden olsa gerek. Sade ve akıcı bir dille yazılan bu eseri okurken birçok kısmında Suç ve Ceza ile benzerlikler fark ettim. Baş karakter olan Hermann ile Suç ve Ceza'nın baş karakteri Raskolnikov'un karakteristik ve psikolojik açılardan benzerlikleri, cinayetler, içine girdikleri ruh halleri birbirlerine bir hayli benzemekte. Ayrıca Hermann için yapılan Napolyon benzetme ve göndermelerini Raskolnikov karakterinde de görüyoruz, o da günden güne artan bir Napolyon olma isteği ile hikayesine devam ediyordu.Bunları ve Dostoyevski'nin bu kitap dahilinde ve Puşkin özelinde söylediklerini de göz önüne alırsak, ben de bu kitabın Suç ve Ceza'nın esin kaynağı olduğunu düşünenler arasında yerimi aldım. Kitabı kendi özelinde de çok beğendim, güzel konusu ve akıcılığıyla bir nefeste bitirilebilecek olan bu kitabı herkese tavsiye ederim.
Maça Kızı
Maça KızıAleksandr Puşkin · Oda Yayınları · 20001,318 okunma
302 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Okuyun, okutun.
Bir süre önce okuduğum bir kitaptı Mizojini. Dünyanın en eski önyargısı. Kadına karşı duyulan nefretin, önyargının ve düşmanlığın bilinen tarihin ilk zamanlarında nasıl ortaya çıktığını ve günümüze kadar nasıl şekillendiğini çarpıcı gerçeklerle, yaşananlar ve sayısal verilerle ortaya koyuyor. Dinlerin ortaya çıkışının direkt ve dolaylı yollarla
Mizojini - Dünyanın En Eski Önyargısı
Mizojini - Dünyanın En Eski ÖnyargısıJack Holland · İmge Yayınları · 2019289 okunma
Reklam
215 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
"Temel düzeydeki bütün fizik bilgisi, fiziğin iki direğinde, genel görelilik ve kuantum kuramı içinde bulunmaktadır. Einstein bunlardan birincisinin kurucusu, ikincisinin isim babasıydı ve her ikisini birleştirmek için gereken zemini hazırladı." Okuyunca Albert Einstein'ın neden tüm zamanların en büyük bilim insanlarından birisi olduğunu
Einstein'ın Evreni
Einstein'ın EvreniMichio Kaku · Odtü Geliştirme Vakfı Yayıncılık ve İletişim A.Ş. · 2012400 okunma