Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Seyirci, otorite kurma peşine düştüğü anda hem sanatın hem de kendisinin düşmanı hâline gelir. Sanat bu durumu ırgalamaz. Durumdan zararlı çıkan seyirci olacaktır.
Sayfa 43 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Ayrıca, kötü zevkinden dolayı bütün suçu seyircinin üzerine atmak da doğru değildir, çünkü hayat bize estetik ölçütlerimizi mükemmelleştirmede fırsat eşitliği tanımamaktadır. İşte durumun gerçek trajikliği de burada yatar. Şimdi kalkınız ve bir sanatçı için 'en yüksek yargı mercii seyircidir' görüşünü savununuz; buyrun! Peki, ama bu yargıç kim olabilir? Hangi seyirci? Kültür politikası sorumluları, zahmet olmazsa koltuklarından kalksınlar da zevkleri iflah olmaz biçimde körelten bilinçli taklitler ve çıkartmalarla seyirciyi tıka basa doyuracaklarına, lütfedip, belli düzeyde bir kültürel ortam, belli bir sanat üretimi oluşturulması için çaba harcasınlar.
Sayfa 156Kitabı okudu
Reklam
Rahatlıkla görülebileceği gibi Nazım'ın sanat anlayışında 'akış', 'inkişaf', 'deği­şim' gibi kavramlar anahtar niteliktedir. Çünkü toplumsal ilerlemeyi en güzel bu kav­ramların izah ettiğini düşünür. Gorki'nin bir oyununu değerlendirdiği yazısında da 'zorunlu değişim'in nasıl ustalıkla anlatıldığını tespit eder: Seyirci anlar ki bu karan­lık muhit, bu yuvarlanmış insanların dünyası ebedi değildir. Tarihin muayyen merhalesinin bir verimidir ki o merhale geçildikten sonra bu muhit de yok olacaktır. Yani Gorki bize bunu anlatacak kadar hakiki realisttir. Sanatçıya düşen, artık bir devrime gebe bu toplumsal hali, halka anlatabilmek ve değişime müessir olmaktır. Yeni realist edebiyatın en ön planda gözönünde tutulması lazım gelen tarafı, tesirciliği, öğretici­liği, okuyucuyu hayatta, pratikte daha müessir kılabilmek için ona yol göstermektir.
Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer *Yazar #Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
Tarih, her çağda insanlara kendini açıklama yolunda yeni bir dil getiriyor. Yirminci yüzyılda getirdiği dil şiddettir. İnsanlar yalnız bu dilden anlar olmuştur, yalnız bu dille konuşuyorlar. En haklı davalar bile şiddete başvurulmadan anlatılamıyor. Şiddet dışında başka hangi aracı kullanırsanız kullanın, sözünüzü, düşüncenizi, davanızı başkalarına aktarma imkânı öyle kolay elde edilemiyor. Aktarsanız bile bir etki taşımıyor. Sizin sesinizi bastıran daha çalımlı bir ses, davanızın etkisini birden bire sıfıra indirgeyebiliyor. Yalnız politika ve toplum hayatında etkili değil şiddetin sesi, edebiyatta ve sanat alanında da geçerli. Yakın geçmişlerde gösterilmesi edep-dışı sayılan davranışlar, bugün sanat eseri kimliğine büründürülerek sunulabilmektedir. Yurdunu terk eden öfkeli bir delikanlı, alışık olduğumuz biçimiyle bir hüzne kaptırmıyor kendini. Ayıp el işaretiyle veda ediyor yurduna. Daha çirkin hareketlere başvurabiliyor. Okuyucu veya seyirci ancak böylesinden etkileniyor çünkü.
Sayfa 148Kitabı okudu
74 syf.
7/10 puan verdi
kafkaesque
aslinda neden bu kadar populer oldugunu anlamadigim bir kitap. kotu mu degil, akici mi evet ama ne guclu sanat ne de hikaye gorebiliyorum. belki de yazarin hayati ve psikolojik sorunlari sebebiyle bu kadar unlu bir kitap. Kitapta ana karakter(gregor samsa) hamambocegine donusuyor ve buna kayitsiz kalmasi yine ise gitmeye calismasi, ailesinin ona olan davranislari ve gregor samsanin buna sadece seyirci kalmasini goruyoruz. Kitap, kafkanin psikolojisini, insanlarin karsisinda kendisini nasil hiss ettigini ve yasadigi zamanda olan umitsizligi(ise gitmeye calismasi) gosteriyor. kitabin bu kadar sevilmesinde kafkanin genc olumu de sebep ola bilir. ama ben kendisinin milenaya mektup ve babama mektup eserlerini, hansi ki daha fazla psikolojisini doktugu bir gunluk niteligindeydi, daha fazla seviyorum
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022222,4bin okunma
Reklam
Postmodern yaklaşımda yazarın ve sanatçının ölümü gerçekleşmiştir. Okur (ve seyirci) metin hakkında en az yaratıcısı kadar söz sahibidir. Artık geçerli olan yorumun öznelliği ve çokluğudur..
Ahlak felsefesi ile birlikte felsefenin değerleri inceleyen kısmına giriyoruz. Daha önce olgu ile değer arasında bir ayrım yapmıştık. Basit olarak ifade edersek olgu, gerçeklikte meydana gelen ve öl­ çülebilen bir olaydır, örneğin şu anda dışarıda yağmur yağması veya bundan iki yüz sene önce Fransa’ da bir devrimin ortaya çık­ mış olması, biri
"(…) Sahne adamlarının tiyatroya el koyup yazarı ya da yazarlığı bir yana itmeleri, içlerinden bir ikisinin sivrilmesine yarar ancak; ama ülkenin tiyatrosunu, son zamanlarda sık sık kullanılan bir deyimle, “ulusal tiyatro”yu yozlaştırır sonunda. Salonu doldururlar, birtakım basmakalıplarla alkış toplamayı başarırlar ve öyle olur ki, halk onlara nerde rastlasa, hatta kendilerini değil, resimlerini görse gülmeye başlar; buysa sanat olarak yalnız tiyatronun değil, sanatçı olarak onların da sonu demektir. Seyirci neye şartlanmışsa onu ister artık; İstediği verilmezse, seyirci diye bir şey kalmaz, ama hep seyircinin istediği verilince de, sanatçı kalmaz ortada."
Sayfa 21 - Cem yayınevi ,1999Kitabı okudu
Geri126
403 öğeden 391 ile 403 arasındakiler gösteriliyor.