Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bizim harp edebiyatımız tamtakırdır. Sebebi meydanda: Şairlerimizden ve nâsirlerimizden hiç biri geçen büyük harpte cepheye gitmedi. Kimi hastaydı, kimi filân paşanın kanadı altındaydı, kimi de müecceldi. Bunlardan bir kısmını Çanakkale'ye seyirci sıfatiyle götürüp getirmişlerdi. Ecnebi gazetelerin harp muhabirleri kadar bile tehlike bölgesine sokulmayan bu üdebâ-yı kirâm hazerâtı, orada rejinin kodamanlara mahsus ekstra sigaralarını tüttüre tüttüre, kardeşlerinin gözbebeklerini düşman mermilerinin nasıl söndürdüğünü bir müddet seyrettiler ve bu manzaradan yorulunca, kafacıklarında ikişer, üçer makalelik sathî ve hafif bir intıba stokiyle İstanbul'a döndüler. Makaleler yazıldı, bitti; unutuldu, gitti. Bir tanesinin bile burnu kanamadığı için bu üdebanın arasında hiç değilse bir Dergelês veya bir Duhamel çıkmasını bekleyemezdik.
Bir cevizi kırmak bir beceri değildir, bu yüzden hiç kimse ceviz kırarak insanları eğlendirmek adına seyirci toplamaya cesaret edemez. Ama birisi bunu yapar ve halkı eğlendirmeyi başarırsa, o zaman bu sadece ceviz kırma meselesi olmaktan çıkar. Ya da bir ceviz kırma meselesidir ama biz onun bir sanat olduğunu göz ardı etmişizdir.
Sayfa 40
Reklam
Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer *Yazar #Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
İnsan, bir sanat eserine, eser ve sanatçı üzerinde otorite kurmak arzusuyla yaklaşıyorsa, ondan hiçbir sanatsal izlenim edinemeyecek bir ruh hali içinde demektir. Sanat eserinin işi, seyircisini hükmü altına almaktır: Seyirci sanat eserini hükmü altına almayacaktır.
Niçin niçin niçin
Acaba neden bir grup seyirci sinemada yalnızca eğlence peşinde koşarken başka bir grup, akıllı bir dert ortağı bulma umudunu taşır? Niçin bazılarına göre, gerçekte zevksiz ve yeteneksiz bir zanaatkârlık demek olan yüzeysellik ve sözümona 'güzellik' önemliyken, diğerleri son derece duyarlı, gerçekten estetik olayları yaşama yeteneğine sahiptirler? İnsanların büyük çoğunluğunun estetik, hatta zaman zaman ahlâki vurdumduymazlığının sebepleri nelerdir? Bunun sorumlusu kimdir? Bu insanları bir yüceliğe, bir güzelliğe, tinsel bir coşkuya ulaştırmanın yolu yok mu? İnsanda sanat duygusu bunlar olmadan gelişebilir mi? Cevap ortadadır, biz yalnızca bazı saptamalarla yetinmek istiyoruz. Çeşitli toplumsal sistemler, farklı sebeplerle de olsa seyirci kitlesini felaket yapay gıdalarla 'doyurmakta", beğeninin aşılanıp geliştirilebileceğini hiç düşünmemektedirler.
Nicedir kendi metasal niteliğinin kokuşmuş büyüsünden ibaret olan bu kişilik büyüsünü teşvik eden film yıldızı tapınması ve onun eşlikçisi olan seyirci tapınması yozlaşmayı pekiştirmekte, böylelikle faşizm kitlelerin sınıf bilincinin yerine bu yozlaşmayı geçirmeye uğraşmaktadır.
Reklam
Tek katlanılabilir "şiddet" olarak sanat eseri ar­tık "beyinlere vuracak" ve onları düşünme (Sine-Göz yerine Si­ne-Yumruk) mecburiyeti içine sokacak. Üstelik bu yumruk, si­nema sayesinde tek tek bireylere değil, ortalama seyirci olan bir "kitle"nin beynine inecek.
Eisenstein
208 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Zargana/Hakan GÜNDAY Kitaba geçmeden önce, edebiyat ve yeraltı edebiyatı hakkında bir iki şey söylemek istiyorum. İnsan sosyal bir varlık olduğu için hayatın her yerinden ve zihinde kurgulama özelliğine sahip olması hasebiyle reelde olmayan şeyleri de düşünsel anlamda üretebilir ya da içinde yaşadığı yoğun duyguları yetenekleri ölçüsünde
Zargana
ZarganaHakan Günday · Doğan Kitap · 20137,3bin okunma
A.T Mühürlenmiş Zaman
Insanoğlu bıkıp usanmadan, kendisiyle dünya arasında bir ilişki kurar, bu dünyayı sahiplenmek, sezgisel olarak algıladığı idealiyle bu dünya arasında bir uyum sağlamak için yanıp tutuşur. Bu isteğin yerine geti- rilemez olması, insanların hoşnutsuzluğunun ve kendi benliğindeki eksikliğin yarattığı acının bitip tükenmeyen bir kaynağını oluşturur.
108 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Bu bir inceleme değildir.
İnsan mıdır bu yaşamın en büyük baş ağrısı, daha doğrusu insan mıdır hayatın bu denli karmaşık olmasının müsebbibi. İnsan mıdır insanları yaşamak eyleminden soyutlanma arzusuna mecbur bırakan, insan mıdır insanın kenara çekilip hayat oynuna seyirci olarak devam etmesini sağlayan. İnsanın olduğu her yer niçin böylesine karmaşıktır ki.. Felsefe ve
Ben Ruhi Bey Nasılım
Ben Ruhi Bey NasılımEdip Cansever · Yapı Kredi Yayınları · 20192,326 okunma
Reklam
Şiirsel bağlantılar, olağanüstü duygusal bir ortam yaratarak seyirciyi harekete geçirir. Seyircinin hayatı tanıma faaliyetine katılmasını özellikle sağlar, çünkü ne hazır bir sonuç sunmakta ne de yazarın kau talimatlarına dayanmaktadır. Kullanıma açık olan tek şey, canlandırılan görüntülerin derin anlamını bulup keşletmeye yarayan şeydir. Karmaşık bir düşünce ve şiirsel bir dünya görüşü, asla, ne pahasına olursa olsun, fazla açık, herkesçe bilinen olgular çerçevesine sıkıştırılmamalıdır. Dolaysız, genelgeçer sonuçlar çıkarma mantığı, insana fazlasıyla geometri teoremlerinin ispatını hatırlatıyor. Oysa akılsal ve duygusal hayat değerlerinin birbirine bağlandığı çağrışımsal bağlar, hiç şüphesiz sanat için çok daha zengin imkânlar sağlar. Sinemanın bu imkânlardan bu kadar seyrek yararlanması gerçekten üzücüdür. Zira bu yol oldukça çok şey vaat ediyor. Bu yol bağrında, bir görüntüyü oluşturan malzemeyi âdeta 'patlatacak' bir güç barındırıyor. Bir nesne hakkında her şey hemen bir çırpıda söylenmezse, insan bu konuda şahsi görüşler üretme imkânına kavuşmuş olur. Oysa genelde sonuç, seyirciye hiç akıl yürütme fırsatı tanımaksızın tepsi içinde sunulmaktadır. Seyirci zahmetsiz elde ettiği bu sonuçla ne yapacağını bilemez. Yaratıcı, bir görüntünün yaratılmasındaki zahmeti ve mutluluğu seyirciyle paylaşmadan, ona bir şey anlatabilir mi?
_Mason Cemiyetine Giriş: _Bir şahıs, kendi isteğiyle bir mason cemiyetine dahil olamaz. Aday olmak kelimesinin manası, başlangıçtır. Cemiyete giren de yola koyulmuş olandır. Cemiyete aday olacak şahıs, o cemiyetin aday organizasyonu tarafından seçilir ki bu husus cemiyetin sosyal karakterini belirtir. Yeni adaya ruhi tesirde bulunulur. Usullerin
403 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.