Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
72 syf.
·
Puan vermedi
Sayfaların satır aralarındaki sözcük ve noktalama işaretlerine sıkıştırılmış hayatlara tanıklık ederken güleyim mi ağlayım mı halimize  bilemedim. Kısa kısa anlatılan ama derin anlam yükleyen sözcüklerle dolu birbirinden farklı konulara değinen öykülerin deryasında bulundum.  Aldatanlar, sır nedir bilmeyenler, aşkın hallerinden vs. gibi yaşamın karanlık ve aydınlıklıklarını pembe hayallerle ironik bir dille anlatılmış. Bazı sayfaların satır aralarında tebessüm ederken bazılarında üzülmedim desem hata etmiş olurum.  Gerçek kesitlere ev sahipli yapmış Burcu Ünlü. Keşke olmasaydı hayatın yaşayışındaki bu olumsuzluklar dediğim yerler de oldu. Güzel yazmış güzel tasvir etmiş yazar. #biralıntı "Sanırım en iyi arkadaşım kedilerdi. Tabii bir de kitaplarım. Victor Hugo'nun Sefiller'i ile az dertleşmedik mesela. Marco Polo ile Çin, İran, Endonezya derken, orası senin burası benim dedikodu yıllarca. Bu yüzden kitap okumayı çocukluğumdan beri severim. Kitaplar, benim tutmaya ayaklarım. Gidemediğim her yere birkaç sayfayla beni götüren süper kahramanlarım. Hem ben aşkı da onlardan öğrendim." "Belki ya da keşkenin tohumu yeşermez." "Uyku, insan hafızasına reset atmayı başarabilen müthiş bir icat." "İnsan, duygularını yorarsa iş yapamaz, yararlı olamaz, yazamaz, okuyamaz." "Bir aptal her zaman kendine hayran olacak daha aptal birini bulur. " " Ben kimseye güvenmem ki. Daha doğrusu ben kimseye hiçbir şekilde güvenmem. Birine güvenmek demek ona teslim olmayı kabul etmek demektir. "
Ben Yokmuşum Gibi
Ben Yokmuşum GibiBurcu Ünlü · Everest Yayınları · 2023141 okunma
424 syf.
7/10 puan verdi
Polisiye - Bilim kurgu sayılabilecek bir konunun içine birçok ilgi çekici nöro bilim detaylarının serpiştirildiği bilgi veren bir roman. Ana kahramanımız olan Tesla, ablası Meryam ve kocası Perit, Teslanın arkadaşı İllias, konuk oyuncumuz Alef, Tesla nın geçmişi Galen ve onun arkadaşı Devin ile ilerleyen sürprizlerle dolu ilgi çekici aksiyonu ve
Pia Mater
Pia MaterSerkan Karaismailoğlu · Elma Yayınevi · 201914,5bin okunma
Reklam
1416 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Muazzam bir eseri geride bıraktık ve en başta söylemem gerekiyor ki uzun bir inceleme olacak. Ömer Seyfettin adına sitemizde belki de en uzun inceleme olacak. Bunun 2 temel sebebi var. Birisi yazarı tanıtmak ve onun eserlerine olan saygıyı göstermek, diğeri de eklenen kitapların çok fazla olması hasebiyle bilgi kirliliğini engellemek. Bu yüzden
Bütün Hikayeleri
Bütün HikayeleriÖmer Seyfettin · Yapı Kredi Yayınları · 2015350 okunma
Okuması Biraz Sabır Gerektiren Kaside(Yokluk Üzerine)
KASİDE-İ ADEM (YOKLUK KASİDESİ) Can verir âdeme endişe-i sahbâ-yı adem Cevher-i can mı aceb cevher-i minâ-yı adem Yokluk kadehinin düşüncesi insana can verir. Acaba yokluk şarabının özü canın cevheri midir? Çeşm-i im'ân ile baktıkça vücûd-i ademe Sahn-ı cennet görünür âdeme sahrâ-yı adem Yokluğun vücuduna tetkik (inceleyici) edici
104 syf.
·
Puan vermedi
·
9 saatte okudu
#okudumbitti #molière #Cimri #104sayfa Selam kitap canlar. Evlere kapandığımız şu günlerde en güzel şey kitap okumak. Hele bir de okuduğunuz kitap size tiyatroya gitmiş hissi yaşatıyorsa tadından yenmez. Yazarın kalemiyle ilk kez tanıştım. Hayat hikayesinin anlatımıyla başlayan giriş bölümü beni oldukça şaşırttı. Dedim ki bu nasıl bir öfke, nasıl
Cimri
CimriMolière · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202221,9bin okunma
639 syf.
3/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Hayatım boyunca okuduğum en kötü kitaplardan biriydi açıkçası.Daha doğrusu edebi anlamda bir tarzı bir yöntemi olduğu doğru ancak belkide otuzlu yaşlarımın getirdiği ,hayatın çok kısa okunacak şeylerin epey fazla olmasından kaynaklı hissettiğim bu his nedeni ile kitap benim için 2000 küsür sayfalık bir vakit kaybıydı.Çok üzgünüm.Malesef her eser
İnce Memed 4
İnce Memed 4Yaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202115,8bin okunma
Reklam
Ömrüm
Sana yazmak ve seneler öncesine gitmeye karar vermek inan bana çok zordu. Buna karar verene kadar oldukça fazla düşündüm ama neticede işte yazmaya başladım. Aslına bakarsan mantıklı düşünerek işin içinden çıkamayacağımı fark ettiğim günden beri sana içimdekileri anlatmak için yanıp tutuşuyorum. Aslında bu ilk aşka tesekkür … Sana, şimdiye kadar bana yaşattıkların için teşekkür etme fırsatını hiç bulamadım. Ansızın çekip gitmeden önce bunları seninle konuşmak ve içimdekileri anlatmak istedim ama sanırım bunu yapamadım, korktum ve kaçtım. Gözlerine bir kere baktıktan sonra geri dönememekten korktum… Beni hiçbir zaman affetmeyeceğini biliyorum, bir daha asla konuşmak istemeyeceğini de… İşte bu yüzden sana bu şekilde teşekkür etmek en doğrusu gibi geldi… Yanımda olduğun ve aşkını hissettirdiğin her an için ayrı ayrı teşekkür ederim. Sana yaşattıklarım için beni affet… Seni terk etmenin acısını ben ölünceye kadar yüreğimde yaşayacağım ama seni güzel günler bekliyor ve sen hak ettiğin mutluluğa kavuşacaksın…
280 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
"Ne hazin şey! İhtiyarlaşıp çirkinleşeceğim, iğrenç olacağım. Oysa bu resim sonsuza dek genç kalacak. Şu haziran günündeki yaşından öteye hiç gitmeyecek. Öbür türlü olabilseydi! Sonsuza dek genç kalan ben, ihtiyarlayansa şu resim olsaydı! Bu uğurda her şeyimi verirdim. Ruhumu bile satarım bu uğurda." (s.39) Tüm anlatılmak istenen
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Can Yayınları · 201972,8bin okunma
- Şimdi, dedim, insan denen yaratığı eğitimle aydınlanmış ve aydınlanmamış olarak düşün. Bunu şöyle bir benzetmeyle anlatayım: Yeraltında mağaramsı bir yer, içinde insanlar. Önde boydan boya ışığa açılan bir giriş... İnsanlar çocukluklarından beri ayaklarından, boyunlarından zincire vurulmuş, bu mağarada yaşıyorlar. Ne kımıldanabiliyor ne de
STALİN'LE WELLS’İN RÖPORTAJ Stalin: Burjuvazinin iyiliğine inanmıyorum; başkanlar gider, başkanlar gelir... 1934 yılında HG Wells, o dönem başkanı olduğu Uluslararası PEN kurumuna dahil olmakla ilgilenen Sovyet yazarlarıyla buluşmak için Moskova’ya gelir. Burada bulunduğu sırada Stalin onunla bir röportaj yapması için izin verir. Wells’in
Reklam
460 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Stefan Zweig’in birkaç kitabını daha okumuştum ama hiçbirine böyle elimden düşürmeyecek kadar bağlanmamıştım. Uzun zamandır da böyle beni sürükleyen bir kitapla buluşamamıştık doğrusu. Karaterimiz Hoffmiller, “merhamet”in aslında her zaman iyi değil bazen çok kötü sonuçlar doğurabileceğini anlıyoruz kitaptan. Hoffmiller, kasabanın variyetli ve tanınmış ailelerinden birinin kızı Edith ile Edith’in babası Herr von Kekesfalva’nın onu evlerine yemekli bir davete çağırması sonucu tanışır. Edith’in engeli nedeniyle yürüyemediğini öğrenen teğmenimiz ilk andan itibaren içinde ona karşı acıma ve merhamet duygusu besler. Ama ben aslında Hoffmiller’ın tam anlamıyla merhametli bir insan olduğunu düşünmüyorum. Öyle ki merhamet diye adlandırdığı şey sadece Edith’in yanındayken kendini gösteriyor. Edith yanında değilken sakat biri hakkında asla söylenmemesi, düşünülmemesi gereken şeyler geçiyor aklından. Kitapta en sevdiğim karakter ise, sanırım bu herkes için aynıdır, Dr. Kondor. Düşünceleri, hayatı hatta karısıyla evlenme hikayesi bile bende ona karşı bir sempati uyandırdı. Eğer burda tamamen iyi ve gerçekten merhametli olarak bahsedeceğimiz biri varsa o da Dr. Kondor’dur.
Sabırsız Yürek
Sabırsız YürekStefan Zweig · Can Yayınları · 20166,1bin okunma
Kaybolmadım. Hayır gerçekten kaybolmadım.
Sanırım bozulmuş uyku düzenimin melatonin vb hormonlara etkisi yüzünden depresyon, kaygı bozukluğu benzeri şeyleri yaşıyorum minimal düzeyde. Sadece çok az bir parça yaşamak bile korkunç bir şey. Gerçekten anlam yükleyip kalkan edinilen her şey boş geliyor. Bunu korkunç yapan bir şey de sakinlik. Çok sakin karşılıyor olmak korkunç. Hayatında her şeyin bir anda anlamsız olduğunu fark ediyorsun (daha doğrusu öyle sanıyorum diyebilirim) ve bu fark ediş zerre şaşkınlık yaratmıyor. Bu sakinlik düşüncelere inandırıcılık kazandırıyor. Oysa ben biliyorum ki birkaç gün vaktinde uyusam muhtemelen düzeleceğim. En azından mantığım tamamen işlev dışı değil şu an. Kaybolma hissimin azaldığını hissetmeye başladım bile. Ya da belki sadece kendimi kandırıyorum. Fark etmez. Düzeleceğim ve ümitsizlik yapan şey hayat değil hormonlarım. Her iey yolunda. Her şey yolunda. Kaybolmadım. Hala aynı noktadayım. Hayattan ne istediğini tamamen bilmeyen bir genç de olsam harika bir hayatım ve güzel bir yolum var.
Elma

Elma

@Delidelioldum
·
01 Nisan 05:20
Sanırım kayboldum
Ümitsizlik denizinde boğulmak üzere hissettiğim zaman bunun geçici olduğunu ve daha iyi hissettiğimde düşüncelerimin değişeceğini biliyor olsam bile ümitsizliğim geçtiğinde hissedeceğim o mutluluk ve neşeyi samimiyetsiz ve uyuşuk bir beynin öylesine bir tepkisi olarak görüyorum. Sanırım kayboldum. Belki yeterince çalışırsam ve sabredersem yolumu bulurum ama yolumu bulmak anlamsız geliyor. Sadece sabredeceğim ancak bu ümitsizlik ara ara bir fırtına gibi gelip dağıttığında kendime bir korunma noktası bulmam gerekebilir. Belki de gerekmez, dediğim gibi bunun pek de bir önemi yok gibi geliyor şu an bana. Kayboldum ama yolumu aramak istediğime de emin değilim. Yolu sevdiren şeyler neydi? Hatırlayamıyorum kaybolmanın bir yan etkisi. Elbet bir gün sabah olacak. Ama şu an güneş gözüme gerçekçi gelmiyor. Sonunda terk eden bir şeyden dost dayanak olur mu? Umudumu güneşin doğmasına bağlarken her doğuşun bir batışı da olduğunu neden görmezden geliyorum?
304 syf.
2/10 puan verdi
Spoiler var. Hayatımda okuduğum en saçma kitaplar listesi yapsam kesinlikle bu kitapta yerini alır. Güzel bir konu bu kadar mı yanlış anlatılır, onu okuyoruz bu kitapta. 300 sayfalık bir kitap, 4 kişinin ağzından anlatılıyor bunların bazıları bazı yerlerde aynı yerde bulunuyor ama taraflar o kadar farklı şekilde anlatıyor ki olayı aynı anda mıyız diye düşünüyoruz. Ölümlere üzülmüyorsunuz çünkü size geçmiyor. Yakınları ölenler bile aynı gün hiçbir şey olmamış gibi davranıyor, yazılmak için yazılan eski anılarla dolu içeriği. Ya o kadar saçma ki, okula polis geliyor ikinci kata 10 dakika çıkamıyorlar ya sözde koridor çok kısa ama gelemiyorlar. Daha doğrusu polis okula girmiyor bile öğrenciler kendi kendilerini kurtarıyorlar. Elinde silah olan öğrencinin 'Beni dinleyin,' diye kendini yırtıp hiçbir şey dememesi ayrı bir taraf. HİÇ BEĞENMEDİM HİÇ! Sırf bitirmek için okudum ve ne şaşırdım ne beni içine çekti. Bitmek bilmedi. Daha yazarım da sinirim geçmeyecek sanırım. Bir daha bu yazarı tercih etmeyeceğim. 1 saatlik olay 300 sayfa yazılıp nasıl gram ilerlemez, anlayamıyorum. En çok satan listesine nasıl girmiş bu kitap, gibi bir sürü soru sorulabilir. Okumayın, gidin başka bir kitap alın okuyun.
Bu İş Burada Biter
Bu İş Burada BiterMarieke Nijkamp · Martı Yayınları · 2017304 okunma
904 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
"Bir çilekeş ve kurban olmak istiyorsunuz; yenin bu isteğinizi; o kağıtları da, onlarla yapmayı tasarladığınız şeyi de bir yana bırakın, işte o zaman bu sorunun üstesinden gelirsiniz. Gururunuzu da, cininizi de rezil edin, yerin dibine sokun... O zaman zafer sizin olur, özgürlüğünüze kavuşursunuz..." " Başlangıç noktası sınırsız
Ecinniler
EcinnilerFyodor Dostoyevski · Türkiye Kültür İş Bankası Yayınları · 20195,5bin okunma
224 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Hikaye kitabı olduğu için içindeki hikayeleri ayrı ayrı değerlendirerek gideceğim. 6 hikaye var: İçindeki ilk hikaye Neva Bulvarı. Bu hikayede önce bu Neva Bulvarı'ndan ve onun sihirli atmosferinden bahsederek giriş yapıyor yazar. Sonra 2 farklı kadını takip ettikleri için 2 ayrı yola ayrılıp 2 ayrı hikaye yaşayan 2 arkadaşın bu 2 hikayesini
Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve Fayton
Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve FaytonNikolay Gogol · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201955,4bin okunma
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.