Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
FUNDİN OĞLU BALİN MORİA HÜKÜMDARI
Sayfalara buraya varmalarından itibaren yıllara göre numara vermişler galiba. En üstteki sayfa bir-üç diye numaralandırılmış, yani baştan en az iki sayfa eksik. Şunu dinleyin! “Orkları büyük kapıdan ve nöbetçi -galiba; bir sonraki kelime bulaşmış ve yanmış: muhtemelen odasından- atıp, birçoğunu vadideki parlak -sanırım-günışığında katlettik. Floi
Her şey için üzgünüm. Maceraların bir sonu yok mudur hiç? Sanırım yok. Her zaman bir başkasının öyküyü sürdürmesi gerekiyor.
Reklam
"Onu orada gördüm," diye cevap verdi Gandalf, "fakat daha önce, Bilbo'nun izini sürerek daha uzaklara gitmişti. Ondan kat'i bir şeyler öğrenmek çok zordu, çünkü konuşması sürekli lanetlerle ve tehditlerle kesiliyordu. 'Cebisinde ne varmış?' diyordu. 'Söylemicekmiş, yok kıymetlim. Küçük düzenbaz. O soru sayılmaz ki. Önce o hile yaptı, bal gibisi yaptı. Kurallarısımızı bozdu. Onu sıkıp suyunu çıkarmalıydık, ya kıymetlim. Görür o, kıymetlim!1 "Bu, konuşmasından bir örnekti. Sanırım daha fazlasını duymak istemezsin. Bunlarla dolu yorucu günler geçirdim. Fakat hırıltılar arasından kaptığım ipuçlarını bir araya getirerek, ayaklarının onu sonunda Esgaroth'a, hatta Vadi'nin sokaklarına kadar getirdiğini öğrendim. Buralarda saklı saklı etrafı dinleyip gözetlemiş. Eh, büyük olayların haberi Yabandiyar'da çabuk yayılmıştı, Bilbo'nun adını duymuş olan, onun nereden geldiğini bilen bir sürü kişi vardı. Batı'ya, onun yurduna döndüğümüzü de kimseden gizlememiştik. Gollum'un keskin kulakları öğrenmek istediklerini işitmekte gecikmemiştir."
İdam günü gelip çatınca, o sevdiğim, alıştığım giysilerimi giyeceğim: postallarımı, parkamı. Beyaz ölüm gömleğini giydirmek isteyecekler, giymeyeceğim. Kesin. Direneceğim ve giymeyeceğim. Öyle her zamanki eyleme gidiş tavrımla gideceğim. Yok, tıraş falan da olmayacağım. Gidip, oturup, önce bir sigara yakacağım orada. Sonra demli, sıcak, güzel bir çay içeceğim. Ha bak, Rodrigo'nun o ünlü gitar konçertosunu dinlemek isterim orada. Bak, bunu çok isterim. Sanırım, asılacak bir insanın son isteğini geri çevirmezler.
-Ben büyüdüğümde bir palyaço olacağım sanırım. Bu dünyada insanlara gülmekten başka yapacak bir şey yok. -Bunu ters anlamışsın.Palyaçolar hüzünlüdür;esas insanlar onlara güler.
Sayfa 275 - EpsilonKitabı okudu
Sen, bunların arasından sana en çok mutluluk ve­reni seçebilirsin. Zira istediklerimizi yaşamımıza çe­kebilmemiz için gerekli en önemli enerji taşıyıcıları, mutluluk ve kolaylıktır. Olaya çok ciddi ve gergin girersek eğer, otomatikman negatif anlamda ciddi ve gergin bir rezonans alanı oluştururuz. Bunun so­nucunda da yaşamımıza çekeceğimiz şeyin gergin bir ciddiyet olduğunu söylememize gerek yok, sa­nırım.
Reklam
Arkadaşımın annesi narkozdan kalkar kalkmaz, ameliya­ tın başarılı olup olmadığına kesin açıklık getirmesi bekle­nen birkaç test yapılmıştı. Doktorun söylediğine göre ameliyatın hemen sonrasında bacaklarda bariz bir kıpır­danma hissedilecekti. Ama hiçbir şey olmamıştı, operas­ yondan günlerce sonra bile. Doktorlar, ameliyatın üstünden bu kadar zaman geçtikten sonra olumlu bir gelişme olma­yacağını; hastanın, hayatının geri kalanını tekerlekli san­dalyede geçireceği fikrine alışması gerektiğini söylemişlerdi. Arkadaşımın sinirleri çok yıpranmıştı, annesinin psikolo­jik durumundan bahsetmeme gerek yok sanırım. Arkadaşımın telefonundan sonra annesinin durumuna çok üzülmüş, olanlardan çok etkilenmiştim. Başta arkadaşımın benden ne istediğini ben de anlamamıştım, sonra arkada­şım aniden annesinin tekrar yürüyebilmesi için istek gü­cümü kullanmamı rica etti. Sonuçta, oğlumun sağlığıyla ilgili de başarıya ulaşmıştım. Arkadaşım haklıydı ve ben ona isteğimi hemen o gün evrene yollayacağıma dair söz verdim. Telefon görüşmemiz bittiğinde saat tam 15.30'u gösteriyordu. Hemen isteğimi evrene gönderdim. Saat 19.30'da arkadaşımdan bir mesaj aldım; hastanede oldu­ğunu yazıyordu. Annesi ona gururla sağ ayağını oynatabil­diğini göstermişti! Şaşırmamıştım bile, zira istemenin sınırsız bir gücü oldu­ğunu biliyordum .
"Yüksek sesle!" "Leonard Mead!" "iş ya da meslek?" "Sanırım yazarlık." "Mesleği yok," dedi polis arabası kendi kendine konuşurcasına. Işık yüzünden kımıldayamıyordu, göğsüne iğne saplanmış bir müze eşyası gibiydi. "öyle sayılır," dedi Bay Mead. Yıllardır yazmamıştı. Dergi ve kitaplar artık satmıyordu.
Sayfa 77 - Son YayaKitabı okudu
Mavi kareli gömleğiyle hatırladıkça babamı Kırpıp kırpıp fotoğrafları, döküyorum başımdan aşağı Sanırım ben assolist oldum maviş anne Şimdi mutluyum Geçmişini mi yok ettin kızım diye soran Bir babadan. kurtuluşumu kutluyorum Babama söyle, Q gelmesin maviş anne Birileri mutsuzsa, mutsuzlara nergis yolla, Bir kırmızı battaniye, onlara bir mutluluk çadırı yolla sonra belki, ben de gelirim
Sayfa 20 - Metis yayınları
"İnsan... Kirletici bir belirsiz. Özellikle de bakışı, bakışları. Sanırım âmâlarla fazla derdim yok. Derdim bakıcıları, dikizleyici, göz dikici herkesle. Gölgelerin, saçların, kirpiklerin bölgeleri sızan nazarlar vardır, ayrılırlar. Aval bakar dururlar.... Evet, insan hasta eder. Bulaşıcı sinsi taşınır, insani bakışıdır, tehlikelidir.
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.