Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
Saniye Solmaz
Saniye Solmaz
@saniye_solmaz
Akdeniz Üniversitesi
114 okur puanı
Ağustos 2022 tarihinde katıldı
Margaret Atwood~ Damızlık Kızın Öyküsü
Kurguda Hristiyanlıgin bir mezhebine bağlı gibi görülen bir örgüt darbeyle başa gelir. Ve bütün toplumsal normlar yıkılır. Yerine bambaşka bir dünya kurulur. Yeni düzende kadının dış dünyada asla yeri yoktur. Çevresel kirlilikle ve onlara göre günahlardan dolayı nüfus azalmıştır. Doğurgan kadınlar ve kız çocukları çok önemlidir bu yüzden. Kadınlar çeşitli sınıflara ayrilir ve her sınıf başka bir renk giyer. Kimlikleri yok etmek içindir bu. Birseyselligi temsil edecek birşeye asla tahammül yoktur. Tepedeki komutanların doğurma yetisini yitirmiş asıl eşleri ve bu kadınlara çocuk verecek damızlık kızlar vardır. Damızlık kızların adı bile yoktur, sahiplerinin adıyla anılırlar. Kitaptaki kahramana göre onlar
"İki ayaklı rahimlerdir" yalnızca
Peki bu sadece bir kadın kitabı mi ?
Kitap feminist bir etiketle anılsa da erkekleri de ilgilendiriyor. Hatta aklı başında erkekleri bu kitabın daha fazla sarması gerekiyor.Çünkü kitaptaki erkekler de eşit değil. Üreme hakkı bile sadece yöneticilere verilmiş. Zaten sevginin olmadığı, köleliğin hüküm sürdüğü bir düzen hangi aklı başında insanı mutlu eder ki ?
Akhilleus'un Şarkısı~Madaline Miller
Tüm zamanların unutulmaz savaşçısı Akhilleus'un hikayesini hemen hemen herkes duymuştur. Sparta kraliçesi Helene, Truva prensi Paris tarafından kaçırılır(!) Onuruna sürülen leke kisvesinde servet ve şöhret için tarihin gördüğü en büyük savaşlardan biri çıkar. Savaş sırasında efsane isimler gövde gösterisine çıkar. Tanrılar favorilerini seçer ve insanlar atılan zarlarla ölür veya yaşar.
Kitap bu efsanevi savaşın kahramanlarından Akhilleus ve Patraklos'un nasıl biraraya geldiğini, aşklarının nasıl başladığını, birbirlerine olan hislerini ve bu hisler için neler yaptıklarını anlatıyor. Yazar kitabı on yılda tamamlamış.Ne kadar özenli bir iş çıkardığını buradan anlayabiliriz.
İlyada bir Truva Savaşı'nın son birkaç ayını anlatır. Oysa savaş 12 yıl sürmüştür. Bu kitapta ise savaşın başlamadan önceki süreçte ordunun nasıl toplandığını ve Akhilleus'un savaşa nasıl katıldığını farklı bir açıdan anlatıyor. Akhilleus'un en yakın arkadaşı ki kitapta sevgilisi olarak anlatılan Patraklos'un dilinden anlatılmış. Patraklos bir kaza sonucu bir çocuğu öldürmesi üzere sürgüne gönderilir ve orada Akhilleus ile tanışıp arkadaş olması ve savaşa katılmasını anlatıyor.
Yunan mitolojisi sevenler için çok güzel bir kitap.
Fazla mitolojik kavramlara yer verilmemiş verilse de dahi kitabın arkasında kitapla ilgili bir sözlük var oradan merak ettiğiniz karakterlere bakabilirsiniz. Dili çok sade ve akiciydi insanı yormuyordu. Dhaa önce yazarın Ben Kirke adlı eserini okuyup çok sevmiştim bu eserini de çok sevdim. Okuyacak olanlara şimdiden keyifli okumalar diliyorum
Son Söz Aşkın~ Julia Quinn
Bridgerton serisinin 3. Kitabı Son Söz Aşkın
Sophie Beckett, aslında bir kontun kızı olmasına rağmen ne Leydi Bridgerton 'un meşhur maskeli balosuna gideceğinin ne de Beyaz Atlı Prensi'nin onu orada beklediğinin hayalini kurmaya cesaret edebilir çünkü kibirli üvey annesi tarafından köşkün hizmetçisi olarak kullanılmaktadır. Ama daha sonra, gizlice içeri girmeyi başardığı baloda çekici ve yakışıklı Benedict Bridgerton 'un güçlü kollarının arasında dans ederken kendini kraliyet ailesinden birisi gibi hisseder. Yalnız ortada bir sorun vardır, saat gece yarısını gösterdiğinde bu sihrin sona ermesi gerekmektedir.
Şimdi bu olağanüstü kadın! O büyülü geceden sonra, gümüş elbiseli kadının güzelliğiyle adeta kör olmuş Benedict 'in gözü bir başkasını görmez, ta ki kendini, ona garip bir sekilde tanıdık gelen hizmetçi kıyafeti giymiş o alımlı kadını içine girdiği tatsız durumdan kurtarmak zorunda olduğunu hissedene kadar...
Gizemli aşkını bulup onunla evlenmeye yemin etmiş Benedict, hayatına giren bu hizmetçinin nefes kesici güzelliğine yenik düşer ve onunla birlikte olmak için, içinde inanılmaz bir istek duyar. Peki kalbini bu hizmetçi kadına sunmayı düşünen Benedict, bir peri masalını andıran ilk aşkını feda etmeyi göze alabilecek midir?
Okur Takip Önerileri
En Çok Beni Sev~ Julia Quinn
Serinin 2. Kitabında Daphne 'nin aşırı koruyucu abisi Anthony!
Londra'da sezon başlamıştır evlenme çağında olan herkes kendine göre bir eş arayışındadir. Seri hakkında bilgisi olanlar bilir " Leydi Whistledown Cemiyet Gazetesi" her türlü dedikoduyu bilir. Bu sefer oklarını Anthony'nin ne kadar zampara olduğuna dair doğrultur.
Öte yandan Anthony ise evlilik çağının geldiğine inanır fakat yapacağı evlilik aşk evliliği değil mantık evliliği olacaktır. Kendisine eş olarak seçecegi kişi, aşık olmayacak, eşi mantıklı olmalı ve buna benzer maddeleri var. Tam da kafasına uygun kişi Edwina'dır. Edwina sezonun güzelliği ile en gözde kızlarindan biridir ve aynı sezonda ablası Kate ile boy gosterir. Ne yazık ki Kate Edwina'nin yaninda sönük kalır, herkesin gözü Edwina'da dır.
Edwina 'da eşi olacak kişinin ilk olarak Kate'nin onayını alması gerektiğini açıkçası belirtmesi ile Anthony, Kate'den onay alması biraz zor olacaktır. Zampara ünüyle dolaşan birine Kate onay verecek mi ? Açıkçası Anthony'yi bir abi olarak harika birisi fakat konu aşka geldigi zaman beni sinirlendiren tavırları oldu.
Kate ve Anthony'nin yaşadıklarından şunu cikariyorum ki, iki taraf da insanları dışarıdan sergiledikleri tavırdan çok bir insanı anlamak için birbiyle konuşmak gerektiğini gösteriyor. Yoksa dışarıdan yargılamak çok kolay, değil mi ?
Bu kitapta ailesi konusu da çok güzel bir şekilde işlenmiş.
Julia Quinn -Yüreğe Söz Geçmiyor
(Bridgerton Serisi 1)
Dephne Bridgerton ailedeki dördüncü çocuk ama kızlar arasinda en büyük kız kardeş ve evlilik zamanı gelen, uygun bir eş adayı arayan kişi...
Leydi Dunbry'nin düzenlediği baloya tüm cemiyet gibi Daphne'de ailesi ile beraber katılıyor. Kendisine talip olan Nigel Belbrooke'den
Khaled Hosseını ~Bin Muhteşem Güneş
Kitabımızın konusu:
Afganistan topraklarında meydana gelen savaşın toplum üzerindeki sosyal tabakalaşmayı da beraberinde getirmektedir. Zaten savaşın asıl amacı bu değil midir ? Emperyalist sistemin masum kadınlar, çocuklar üzerinden dünyayi yönetmek istemeleri. Erkeklerin eşlerini diledikleri gibi kullanıp, aşağılayıcı cümleler ve hareketleriyle, gerek fiziki şiddet olsun, gerek psikolojik baskı uygulayarak hayatlarını ele geçirdikleri bir yaşamdan bahsedilmektedir.
Meryem ve Leyla...iki özel kadının yollarının kesiştiği, her ikisinin de hayallerinin varolduğu ve onlara sorulmadan, yaşam haklarina başka insanlar tarafından müdahale edilmektedir. Çocukluklarını yaşamayan, sevilmeyen, evlilik nedir bilmeyen masum iki kadın...
Geçmişe duyulan özlem, aşk ve hasret dolu bir yapıt...
Yazar; savaşın, tabakalaşmanın ve hasretligin, emperyalizmin toplum üzerindeki etkisini okurlara çok güzel aksettirerek ele almıştır.
Gülün Adı- Umberto Eco
Kitap bin üç yüzlü yıllara götürüyor. Orta Çağ Avrupası'na , tarihi kurguları sevenler ve meraklıları için bulunmaz bir Hint kumaşı gibi fakat Orta Çağ 'a ilginiz yoksa okumakta zorlanacağıniz bir kitap Gülün Adı.
Hikayemiz Rahip William ve yazmanı yani öğrencisi genç Adso'nun İtalya'nın kuzey topraklarında bulunan bir manastıra gitmesi ile başlar. Buraya gitmelerinin amacı garip bir ölümün esrarını çözmektir fakat orada edindikleri izlenimler onları bambaşka gizemlere sürükler.
Cinayetler çoğaldıkça sanki dünyanın sonunun geldiğine alamet ettigini düşünen rahipler kilisenin lanetli olduğunu söylemlendirmeye başlarlar. Rahip William ve Adso bu esrarengiz olayları çözerken ister istemez siz de değerli yazarın kaleminden etkileniyorsunuz.
Adso tarafından anlatılan bu eser belki fazlasıyla kalın gibi gözükebilir ama inanın bana oldukça hiçte kalın olmadığını göreceksiniz.
Yazarın bazı cümleleri betimlemesi sizi yer yer asıl konudan saptırıyor. Dini öğeler bir nebze çelişki ve bilinmez yolları sürüklüyor. En şaşırtıcı yanı ise ; Hristiyanlık tarihinde fazlası ile tarikatın kendi içinde bölünüp başka türlü inançlara ve hatta inançsizlığa gidişi oldu.
Bir de çok etkilendigim Aedificium yani bizim söylememiz ile kütüphane. Şu ana dek yazılmış her türlü dinle ilgili kitabın bir kütüphanede toplanması manastırı benim gözümde fazlası ile özel kıldı. Ortaçağ manastırların nasıl islendiginden, içlerindeki kendi deyimleri ile sapkınlara kadar her türlü tarzı görmemizi sağlıyor.
Uluslararası çoksatanlar listesine girmiş ve 8 milyonu aşkın kişi tarafından okunmuş olan Uçurtma Avcısı
Kitabımızın konusu:
Kitap Emir ve Hasan adlı iki çocuğun birlikte büyüme hikayesini anlatıyor. Aynı evde yaşıyorlar ve aynı süt anneyi paylaşmalarına rağmen Emir ile Hasan 'ın dünyaları çok farklıdır. Emir ünlü ve zengin bir iş adamının oğlu, Hasan ise Emir'in babasının yanında çalışan bir hizmetçi. Hasan Emir'i çok sever ve onun için her türlü fedakarlığı yapan birisi
Emir ise Hasan 'ın hep arkadasında saklanan bir korkak. Bir gün Hasan, Emir mutlu olsun diye bir fedakarlık yaparken kötü bir olayla karşı karşıya kalır ve Emir bu kötülüğe şahit olur ama kılını dahi kıpırdatmaz Hasan için.
Ve Emir sürekli onu aşağılamaya başlar.
Afganistan'da Sovyet işgali başlarken Emir ve babası Afganistan 'ı terk etmek zorunda kalırlar. Emir Hasan 'a karşı hep vicdan azabı çeker büyürken.
Emir Afganistan'a geri döner mi ? Yoksa Hasan'ı unutur ve hayatına devam mı eder?
Bu soruların cevabını kitap okuyunca öğreneceksiniz...
John Steinbeck~İnci
Kısa bir eser, John Steinbeck 'in hayatı, eserin künyesi, Tomris Uyar 'ın muhteşem sunuşu ve kısa ama etkileyici altı bölümden oluşuyor.
Mekan ve psikoloji betimlemeleri başarılı, verilmek istenen mesaj net bir şekilde verilmiş.
John Steinbeck yaşadığı coğrafyaya sığmayan, o coğrafyanın kabullenemediği insanları o kadar güzel anlatmış ki...
Ana kahramanımız Kızıldereli köyünde yaşayan Kino ve karısı Juana'nin bebeklerini akrep sokmasıyla başlıyor hikaye. Zengin, fakir ve özellikle ırk ayrımı yapan bir doktordan yardım almaya gittiklerindeyse sert ve olumsuz bir tavırla karşılaşırlar. İnci avcısı olan Kino, aradan kısa bir zaman geçtikten sonra dünyanın en güzel ama onlar için en uğursuz incisini bulur.
İnciyi bulduktan sonra tüm kasabada popüler olurlar. Hikayenin devamında inciyle gündem olan bu ajlenin başına gelen felaketleri okuyoruz...
Genel olarak zenginliğin, açgözlülüğün ve paranın kölesi olan insanlığı anlatan bir kitap.
John Steinback~ Fareler Ve İnsanlar
"İnsanın iyi olmak için akla ihtiyacı yoktur.Hatta bana zaman zaman bunun tam tersi olmalı gibi gelir. Çok zeki birini ele al, hemen hiçbir zaman iyi biri olmadığını görürsün. "
Fareler ve İnsanlar, birbirine zıt karakterdeki iki mevsimlik tarım işçisinin, zeki George Milton ve onun güçlü kuvvetli ama akli dengesi bozuk yoldaşı Lennie Small'un öyküsünü anlatır.
Küçük bir toprak satın alıp insanca bir hayat yaşamanın hayalini kuran bu ikilinin öyküsünde dostluk ve dayanışma duygusu önemli bir yer tutar. Steinbeck insanın, insanla ilişkisini anlatmakla kalmaz, insanın doğayla ve toplumla kurduğu ilişkileri de konu ediniyor kısa ama etkili roman.
George ve Lennie'nin hayata tutunmalarina sebep olan hayalleri vardır. Kendilerine ait, dışlanıp horlanmadan yaşayacakları bir ev ve arazi sahibi olmak. Tabi birkaç tavşan da olmalı.
Çünkü Lennie'nin tuhaf bir hastalığı, takıntısı vardır. Yumuşak şeylere dokunmayı, okşamayı çok sever. Ama gücünü kontrol edecek bir zekaya sahip olmadığı için, severken ,oksarken öldürür fareleri ve diğer canlıları.
Antonie De Saint-Exupery ~Küçük Prens
"Bir yerde bir kuyunun saklı oluşudur çöle güzellik veren " dedi Küçük Prens.
Her ne kadar çocuk kitabı olsa da kesinlikle her yaşın okuması gereken bir kitap
Küçük prensi ben 2 defa okudum her okuduğumda hissettiğim duygular çok baskaydı.
Kitabın yazarı aynı zamanda ana kahramanımız bir pilotun uçağının bozulup çöle inmek zorunda kalması ve orada başka bir gezegenden gelmiş, kendisiyle karşılaşan küçük prensle tanışmasıyla başlıyor kitap. Küçük prens pilota bana bir koyun çizer misiniz diye soru soruyor ve daha sonra aralarındaki iletişim artıyor. Birbirlerine sordukları sorularla daha iyi tanışırlar. Pilot küçük prensin birçok anısını dinler. Pilot için ayrılık vakti gelir ve küçük prensin de geldiği gezegene dönmesi gerekir. Pilot yaşadığı bu güzel anıyı kimseye anlatmaz. Üzerinden altı yıl gectikten sonra küçük dostunu unutmamak için herşeyi kaleme alır. Kitapta aslında çocukların duyarlılıkları, hayata bakış açıları gözardı edilmemidir deniliyor.
Zülfü Livaneli ~Kardeşimin Hikayesi
Kitabımızın konusu: Bir cinayet haberiyle kitaba giriş yapıyorsunuz. Kahramanımız bir mühendis, herkes ve her şeyden uzak bir köyde sessiz, sedasız, sıradan bir yaşam sürmekteydi, yaşanan cinayete kadar. Sonrasında yaşamı ister istemez daha hareketli oluyor ; jandarma, adliye, gazeteci derken...
Anlatımda kullandığı sürükleyici dili ve akıcı anlatimi beni çok etkiledi. Olayın sakin bir balıkçı köyünde başlayıp Arzu'nun kadın cinayetine kurban gitmesi. Aslında yazar çok güzel bir konuya değinmiş " Kadın Cinayeti"
Sonrasında Ahmet'in ölümüyle ortaya çıkan büyük sır. Bu sır kardeşim dediği Mehmet Arslan. Ve en şaşırtıcı olanı ise evin islerinden sorumlu olan Hatice Hanım'ın oğlu Muharrem 'in
Arzu'nun kendisine karşı olan duygularını yanlış anlayıp Kahraman ailesinin verdiği bir davette Arzu'yu kıskanıp 'Beni nasıl aldatabilir' düşüncesiyle Arzu'yu katletmesi.
Ve işte sarsıcı yolun sonu.
Kitap boyunca katil zanlısının kim olduğunu merak ediyorsunuz ta ki kitabın ortalarına gelene kadar. Bu kısımda kitabın asıl hikayesine giriş yapıyoruz ve cinayet akıldan çıkıyor bir süreliğine
Katil kim diye heyecanla beklerken, kitabın sonunda hiç beklemediğim şeylere şasirirken buldum kendimi. Bir solukta bitirdim ve çok sevdim
Elif Safak- On Dakika Otuz Sekiz Saniye
"Kalbi durmuştu ama beyni değil...henüz değil.
Hatırlamaya başladı Leyla..tüm yaşadıklarını "
Yüreklere dokunan, akıllardan silinmeyecek bir roman.
Roman tekila Leyla adlı bir hayat kadınının öldürülüp, yol kenarına atıldıktan sonra kalbi durmasına rağmen ,zihninin çalışmaya devam ettiği, on dakika otuz sekiz saniye boyunca bizlere hayatını anlatıyor. İnsanın kalbi dursa bile beyin 10 dakika boyunca çalışmaya devam ediyor ve yaşadığı hayat bir şerit gibi gözlerinin önünden akıp geçiyor. Çok tuhaf değilmi? Tekila Leyla Van 'dan İstanbul'a gelip genelevde çalışmaya başlar. Aslında yağmurdan kaçarken doluya tutulmuştur. Onunla beraber beş kadim dostunun hayatını da okuyoruz kitapta, aynı zamanda da Leyla'nın büyük aşkını da. O dönemde yaşanan, Yankee go home sloganını, Boğaz köprüsünün açılışını, ve 1977 yılının 1 Mayısını da Leyla'nın zihninden okuyoruz.
Sabahattin Ali -Kürk Mantolu Madonna
"Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. Sen bana dünyada başka bir hayatın da mevcut olduğunu, benim de bir ruhum olduğunu öğrettin"
Kitabın baş karakterleri, Raif Efendi ve Maria Puder olarak kitapta öne çıkmakta. Raif Efendi dış dünyaya kapalı, melankolik, sessiz bir yapıda olan çevresi ile uyum sorunu yaşayan bir kişiliktir. Yaşamı süresince birçok yaşadığı olaya boyun eğmiş , haksızlıklar karşısında bile tepkisini koymamistir. Sevgi beslemedigi bir insanla evlenmiş ve kendi hayatına yön verememiştir. Hayatını gerçek manasıyla yaşadığını hissettiği bir anısını günlüğüne aktarmıştır.
Romanda aşk, yalnızlık ve yabancılaşma temaları ağır basar. Genel olarak bir aşk romanı olarak görülse de aslında psikolojik tahliller eşliğinde bir insanın içinde yaşadığı topluma yabancılaşma ve yanlizlaşarak kendi kabuğuna çekilmesi romanda vurgulanıyor.
Necip Fazıl~Çile
Necip Fazıl bu şiir kitabında kendisinin maddi ve manevi yolculuğunu anlatmakta. Necip Fazıl 'ın bütün şiirlerinin toplandığı 16 bölümden oluşan harika bir şiir kitabı
Yazarın en sevdiğim şiirlerinin olduğu kitap.
Necip Fazıl 'ın kalemini çok seviyorum
Şiirlerinin anlamı çok derindir.
"Kaldırımlar"şiiri mutlaka okunması gereken şiirlerden birisi
