Bir zamanlar olmuştan artakalanlar şaşırtamaz bizleri. Yann usulca ilerler kördür daha gözleri. Işık ve görebilme koşar birbirine, gün doğar kavuşunca ikisi açar gözlerini bir tay gibi iri iri. Mırıldanan nehir son bir kez sarılır sise. Doruklar şarkı söyler göklerde. Dur ve dinle buzağılar gibi süt emen makineleri. Isınmaya başlayınca hava ölçer yeşil tepeler dikliklerini. Kamyon şoförü sapıp aşar tanıdık bir geçidi ve şaşırır bir başka tamdık anayurda girince. Az sonra otlar inek boynuzlarından daha ılık olur. Bizi şaşırtan koşar bize doğru ölüm ve doğumun terkisinde.
Şarkı Geçidi
Patlamada notalarını kaybetmiş bir sokak sanatçısının çatlamış enstrümanından süzülüyor tüm yağmur.
Reklam
Savaşın dördüncü gününde, Anfauglith düzlüğü üzerinde Nirnaeth Arnoediad, yani Sayısız Gözyaşı Savaşı başladı; sayısızdı, çünkü hiçbir şarkı ve hiçbir hikaye burada yaşanan kederi bütünüyle anlatamaz, aktaramaz. Fingon'un ordusu kumluğun üzerine geri çekildi ve birliğin gerisini savunan Haladin efendisi Haldir bu sırada katledildi; onunla birlikte çok sayıda Brethilli İnsan da öldü ve bir daha asla ormanlarına dönemediler. Ama beşinci gün gece çökerken, hâlâ Ered Wethrin'in oldukça uzağındalarken, Orklar Hithlum ordularını kuşatmışlardı; sabaha kadar savaştılar ve daha da yaklaşıp, sıkıştırdıkça sıkıştırdılar. Sabahleyin, Gondolin'in büyük ordusuyla birlikte ilerleyen Turgon'un boruları umutları canlandırdı, çünkü Sirion Geçidi'ni korumak üzere güneye doğru konumlandırılmışlardı ve Turgon halkının büyük bir kısmının alelacele saldırıya girişmesini engellemişti. Şimdi kardeşine yardım etmek için koşturuyordu; Gondolindrim güçlüydü ve zırh kuşanmıştı ve orduları çelikten bir nehir gibi güneşte parlıyordu.
Sayfa 404 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Beyoğlu'nda Karnaval Yapıldığını Biliyor mydunuz?
«Beyoğlu denilince» diye yazıyor Rakım Ziyaoğlu: «Dünyaca bilinen ve her yıl kış mevsiminde sokaklarda, caddelerde tekrarlanan karnaval adlı topluca ve acayip kıyafetlerle birkaç gün ve gece müzikli ve oyunlu eğlenceler hatırlanır. Hristiyanların büyük perhizlerinin başlangıç ve sonu ile ilgili olan bayram niteliğindeki karnaval günlerine büyük önem verilirdi. Levantenler, Ortodoks Rumlar hoş giysiler içinde dans, müzik, şarkı, laterna gruplarıyla sokakları, meydanları doldururlardı. Geceleri de bu hareketler sanki fener alayına dönüşürdü. En parlak karnaval geçidi Beyoğlu'nda yapılırdı.Eski Linardi (Çiçekçi) ve Venedik (Balyoz) sokaklarının sermayeleri faytonlan doldurur, en dekolte giysileri ve en kısa etekleri ile (bazen eteklerinin altında, soğuğa rağmen, hiçbir şey giymeksizin ve bunda «Moulin Rouge»un «can-can» yapan çamaşırcı kızlarını taklit ederek) ellerinde şarap, rakı, uzo, mastika, konyak ve - varsa - şampanya - şişeleri ile ortalığı kızıştırırlar. Laf atmalar, karşılıklı iltifatlar, yüksek sesli pazarlıklar, gerektiğinde küfürler, sarkıntılıklar alır götürür ortalığı. Vesikalı ya da vesikasız «hayat kadınları»nın alenen yaptıkları «uygunsuz., teklifler balolarda, dansing ve kulüplerde, gece lokallerinde daha ölçülü, daha «uygun» hatta kibar şekilde tekrarlanır. Gizli aşklar, anlık maceralar, ayaküstü ilişkiler kurulur, yaşanılır ve noktalanır. Karnaval fuhuş değildir, karnaval bir «eğlence»dir
Sayfa 66 - Altın Kitaplar 1997Kitabı okudu
GİRİŞLER 844 - ORPHEUS'A SONELER
İŞTE bir ağaç yükseliyor. Ah o dupduru yükselişin! Ah Orpheus şarkı söylüyor! Ah o ulu ağaç kulağımdaki! Susuyar her şey. Ama yine de suskunlukta bile yeni bir başlangıç var, bir işaret ve değişim. Hayvanlar bürünmüş sessizliğe, çıkıyorlar aydınlık, çözülmüş arınanın içinden, yuvalarından, saklandıkları yerden ve görülüyor o zaman, değil kurnazlık yüzünden ya da korkudan, böylesine içlerindeki sessizlik, çünkü işitiyorlar. Kükreme, bağınş ve hırlama azalıyor yüreklerinde. V e az önce orada kulübe bile olmayan yerde, kucaklamaya, en derinlerdeki arzulardan doğan bu sığınağı öyle bir geçidi var ki, sütunları titremekte,­ yarattın sen onlara duyma yetisindeki tapınağı.
Sayfa 25
Trabzon, kıyıda demirlemiş, her biri aşağı yukarı ikişer grostonluk dört paslı askerî nakliye sefinesi ile, mazı ve akçaağaçlar içinde âdeta kaybolan Fâtih Câmii ve çevresindeki, herbiri mütevâzı birer mimârî şâheseri olan küçük evler ile, başta Zağnos Paşa’nınki olmaküzere taş köprüleri ve nice câmi ile, Küçük Ayvasıl Kilisesi, hükümet binâları,
Reklam
26 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.