Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Stepançikovo Köyü ve Sakinleri
Dayım Albay Yegor İlyiç Rostanev emekliye ayrıldıktan sonra, kendisine miras kalan Stepançikovo Köyü’ne yerleşmiş, orada, ömrünü malikânesinde geçirmiş atadan bir toprak sahibi gibi yaşamaya başlamıştı. Kesinlikle her şeyi hoşnutlukla karşılayan, her şeye alışıveren insanlar vardır. Emekli albay da bunlardandı. Ondan daha uysal, her
Sayfa 39 - İletişim Yayınları 1305 • İletişim Klasikleri 39 / Birinci Bölüm - GİRİŞKitabı okuyacak
Durum bir hayli karışık aslında. Yağmur yağıyor. Seller akıyor. Arap kızı görevinin başında. Allahım sen aklımı koru. Arkadaşlar da tıpkı o Arap kızı gibi uslu uslu oturup yağmuru seyretselerdi ya! O zaman işler bu kadar karışmazdı. Peki ne yaptılar? Kayboldular. Kim? Arkadaşlar. Nereye kayboldular? Elinin körüne. Efendim? Yaa efendim tabi! Ben de
Reklam
II. Abdülhamid: Söylendiği ve yazıldığı gibi kötü bir hükümdar değil, aksine büyük ve dahî bir imparatordur. Onun hakkında, henüz, bütün belgeleri gözden geçirerek hazırlanmış tarafsız bir inceleme yapılmamıştır. 1908 Meşrutiyetinden beri "vur abalıya!" kabilinden, aleyhine söyleyip yazmak moda olduğundan, Abdülhamid'in görülmedik
Yeşil Renkli Namus Gazı Operası -Aziz Nesin
«Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.» Uvertür Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük. * Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte biçok ileri ulusların
- Ömer Hayyam ’ın asıl çekindiği kalabalıklardı, kalabalıkların içindeki öz saygı duvarını yıkmasıydı.(Sf17) - Kadı nın boş kitabı Hayyam’a vermesi ünlü rubailerinin günümüze ulaşmasına vesile olan ilk harekettir. - Birçok şehir İslam topraklarında kendilerinden daha misavirperverinin bulunmadığını iddia eder, ama sadece Semerkant sakinleri
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 1. BÖLÜM 1. Severim bir işe başlamadan önce altın sözler saçanı ver her zaman vaat ettiğinden daha fazlasını yerine getireni: çünkü kendi batışını ister o. (s. 9) 2. Severim yaralandığında bile ruhu derin kalanı ve küçük bir hadiseden yok olup gideni: böylece köprüden seve seve geçer o. (s. 10) 3. Bu
Reklam
Kendimizi tanıdıkça ve kendi yapımızı fikirlerin ve ruh hallerinin değişen bir alanı olarak görüp böylece bir parça kendini küçümsemeyi öğrendikçe, bir kez daha kendimizle diğer insanlar arasında bir denge sağlamış oluruz. Her bir tanıdığımıza, hatta aralarında en önemli olanlara bile, oldukça az saygı göstermemiz için pek çok neden olduğu doğrudur ama bu duyguyu kendimize yöneltmemiz için de bir o kadar çok neden vardır. - Öyleyse, birbirimize tahammül edelim zira kendimize tahammül ediyoruz ve galiba biri günün birinde şöyle dediğinde daha sevinçli bir ana ulaşacaktır: "Dostlar, dost diye bir şey yoktur" diye haykırdı ölmekte olan bilge; "Düşmanlar, düşman diye biri yoktur" - diye haykırıyorum ben, yaşayan aptal.
Sayfa 253Kitabı okudu
692 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.