Sevda dediğin ne ki ? Tarifsiz bir tanışıklık duygusu. Sebepsiz bir gülümseme arzusu...
Sayfa 161Kitabı okudu
Duygularımız haber kaynaklarıdır. İçdünyamızdan ve etrafımızdaki dünyadan bir etki-tepki meselesi olarak ortaya çıkarlar ve bir ihtiyaçtan dolayı doğarlar. Hiçbir duygu öylesine, tesadüfen, kendiliğinden, boş yere, sebepsiz oluşmaz, boş yere hissedilmez.
Sayfa 18Kitabı okudu
Kötü bir şey mi oldu? Sebepsiz yere kaçmaz insan!
Sayfa 85 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Hayatın gerçekliğinden kopuk, sebepsiz ve ütopik bir neşeye tutunmaktan bahsettiğini düşünmüyorum. Bilakis, hayatın her türlü zorluğunu göğüslerken, köşe bucak gizlenen neşeyi bir şekilde bulup hayatında tutan ve bu tavrından aldığı güçle gülmeye, yürümeye ve mücadelesini vermeye devam eden insanlardır bahsi geçen.
Godot yu Beklerken'de, "Yapacak bir şey yok,""" derken elbette haklıydı Samuel Beckett; sonu olan bir hayatın anlamını sorgulamaktan daha doğal bir şey olamazdı.
Ama yapacak bir şey olmadığını kabullenen insanın ne anlamı kalacaktı bu durumda?
İnsan ne için yaşayacaktı?
Sayfa 17Kitabı okudu
Beni gerçekten sevseydi böyle sebepsiz yere kovar mıydı? Ah! Erkeklerin sevgisine inanmak, onların sadakatine aldanmak ne büyük bir kabahat!
Sayfa 60 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Dolayısıyla okumak söz konusu oldugunda geri durabilmek (nerede duracağını bilmek) çok önemli bir şeydir. Geri durulacak yeri kestirmedeki maharetin esası, zaman zaman neredeyse salgın halinde yaygın olarak okunan her hangi bir kitabı, sırf bu yüzden okumaktan ısrarla uzak durmaktır denebilir, sözgelimi sebepsiz gürültü şamata koparan, hatta yayın hayatına çıktıklarının ilk ve son yılında bir kaç baskıya ulaşabilen, sonra da unutulup giden siyasi ve ya dini risaleler, romanlar, şiirler ve benzeri böyledir. Ama şunu hatırdan çıkarmayın, ahmaklar için yazanlar her zaman karşılarında geniş bir dinleyici kitlesi bulurlar; okuma zamanınızı sınırlamaya dikkat edin ve okumak için ayırdığınız zamanı da münhasıran bütün zamanların ve ülkelerin büyük kafalarının eserlerine tahsis edin, onlar insanlığın geri kalanını yukarıdan seyrederler, şöhretleri onları zaten bu hüviyetiyle tanıtır. Okunması halinde sadece bunlar gerçekten bir şeyler öğretir ve insanı eğitir.
