Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kur'ân-ı Kerim'de, çoğunlukla Mekkî surelerde, Allah (cc) bizzat kasem eder. Bunların çoğu genellikle Kur'ân-ı Kerim'in sonuna doğru yerleştirilmiş bulunan, Mekke'nin ilk döneminde nåzil olan sürelerin başlarında bulunmaktadır. Bu yeminler, üzerine kasem edilen şeye göre farklı sınıflara ayrılır. Allah (cc) bazen sema, arz, güneş, ay veya yıldızlar gibi kevnî olaylar üzerine yemin ederken bazen şafak, seher, kuşluk vakti, ikindi veya gece gibi günün belli evreleri üzerine yemin eder.
Seher vakti sessizliği vardır sonra. Sonbaharda uzun mesafe yürüyüşleri için yola çok erken çıkmak gerekir. Dışarısı olduğu gibi mora çalar, sarı ve kırmızı yaprakların arasından loş bir ışık süzülür. Her şeye gebedir bu sessizlik...
Sayfa 59 - Kolektif KitapKitabı okuyor
Reklam
Sevgiyi emekle, özgürlüğü direnmekle var edelim.
“Bütün büyülerden bir şey, bir tek şey öğrendim ki büyü insandadır. Büyü insanın gözündedir. Büyü insanın kulağında, burnunda, yüreğindedir. Dünyanın en güzel büyücüsü, o sevgiyle dopdolu olan insanın gözünde, burnunda, yüreğini kökündedir. Poyraz, düşünceye dalmış, beynin daha neler olduğunu düşünüyor, kendi kendini bülendim de yüreğimden haberim mi yok, diyordu. Bir insanın yüreğinde olduğuna göre, beni yüreğimden mi vurdu? Büyü, nsanın yüreğindeki sevgi mi, acımama mı, büyü, insanın yüreğini dolduran bir tanyerinin ışığı, seher yerinin insanı sevinçten deli eden, dünyaya olan tutkusu, kara sevdası mı?”
Bulut gelir seher ile Çiçek açmış bahar ile Herkes kavuşmuş yâr ile
Döndüm daldan kopan kuru yaprağa Seher yeli dağıt beni, kır beni; Götür tozlarımı buradan uzağa Yarin çıplak ayağına sür beni.
Reklam
Şu kokun mahvediyor beni. Tenin ise sadece bana ait bir yuva gibi.
Sayfa 398
hahaha
"Osmanlı bile yükselme döneminde benim sana yükseldiğim kadar yükselmemiştir."
Sayfa 246
"Dünya gözlerinin içinde dönüyor. Zaman gözlerinde duruyor." "Bu anda kilitli kalsak olmaz mı?"
Sayfa 155
“Niye bu kadar güzelsin? Niye beni bu kadar zorluyor güzelliğin?”
Sayfa 93
Reklam
Serenad
Yeşil pencerenden gül at bana, Işıklarla dolsun kalbimin içi. Geldim işte mevsim gibi kapına Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ. Açılan bir gülsün sen yaprak yaprak Ben aşkımla bahar getirdim sana; Tozlu yollarından geçtiğim uzak İklimden şarkılar getirdim sana. Şeffaf damlalarla titreyen, ağır Koncanın altında bükülmüş her sak. Seninçin dallardan süzülen ıtır, Seninçin karanfil, yasemin zambak... Bir kuş sesi gelir dudaklarından; Gözlerin, gönlümde açan nergisler. Düşen öpüşlerdir dudaklarından Mor akasyalarda ürperen seher. Pencerenden bir gül attığın zaman Işıkla dolacak kalbimin içi. Geçiyorum mevsim gibi kapından Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ.
Kim Allah'ın kelamını akıl kulağı ile dinler ve kalp şuuru ile inceleyip kavrarsa, bu buyruk­ larda -şiir olsun nesir olsun- başka bir sözde bulamayacağı ölçüde kavram zenginliği, haz, hidayet ışığı ve kalp şifası bulur. Kim seher vakitleri gibi, rekat secdeleri gibi ve namaz sonraları gibi meşru za­manlarda dua etmeyi devamlı bir alışkanlık haline getirirse, artık ge­rek özleri ve gerekse bir kısım nitelikleri bakımından bid'at olan dua­lara gerek duymaz olur."
Seher Vakti
İnsanoğlunun zihninin en durgun olduğu zaman, seher vaktidir. . . . "Insanin düsüncesini teksif etmesini sağlayan yollardan birisi de sırt üstü uzanmaktır. Fakat her halükârda, düsünce denizlerinin kilitlerini açmak için, uykudan kalkip seher vakitleri erkenden calismaktan daha iyi bir anahtar yoktur. Çünkü insanin düşüncesi o vakit bir noktada toplanmıştır. Aklı, eglence, maişet gibi kendisini mesgul eden yönlere bu vakitte dağılmaz. Çünkü beden dinlenmis kendine gelmis, yen bir silkinişle tazelenmis gibidir. Velhasil, havanin en güzel, esintinin en tatlı, gece ile gündüz arasindaki en müsait zaman seher vaktidir.
Sayfa 85 - Takdim yayınlarıKitabı okuyor
Gece yıldızlar öper seni usulca Çiğ damlacıkları toplanır yanaklarında Ufuklar ağarmaya duranda seher vakti Bâd-ı sebâ demlenir dudaklarında Arılar kokuna koşar gelir Beyaz gül derler sen duvak takınca Yeşil çimenlerde tamamlanır tuvaldeki resmin Gülünce pembe pembe olur yüzün gülüm İffetle birlikte anılır ismin Seninle yeryüzüne bahar gelir Kırmızı gül derler sen kızarınca Kalbimin yangınıdır senin yüzüne vuran Her mevsim en temiz sular öper Harama göstermediğin ayaklarının altından Böcekler usâresini emer yumuşak teninin Sevdalın dağları aşar gelir Bende figân başlar sen sarı açınca Sayrı yapan bir sevdanın resmidir sarılık Vuslat köprüsünü seller götürür Her ezgide keleplenir ayrılık Aşka vedâsıdır gözlerinin Hüzün sular gibi coşar gelir
Kendimiz için arzu ettiğimizi, bir başkası için de arzu etmiyorsak ,gerçek bir mümin olamayacağımızı ,hatırlat bizlere Yarabbi..”
Sayfa 231Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.