Bazen düşünüyorum da dünyaya gelmek bir afetken, sonra bu memlekette, üstelik kadın olarak doğmanın dayanılmaz azabına nasıl tahammül ettiğime hayret ediyorum.
Sadece bir istekleri vardı: Herkes bana ve kendilerine gıpta etsin. En parlak, eşi bulunmaz bir evlat olarak gösterileyim. Düşünmediler ki bu memlekette ne kadar yegane, ne kadar eşi bulunmaz olursak o kadar mutsuz olacağız.
Ah nasıl ve ne kadar nefret ediyorum... Bütün bu hayattan, bu hayatı memnuniyetle kabul eden ve severek yaşayan, bütün bu gelenek ve görenek adını verdikleri şeylere sersemce bağlı olan bu adamlardan ne kadar nefret ediyorum.
Yaşayanların birçoğu ölümü hak ediyor. Ve ölenlerin bir kısmı da yaşamayı hak ediyor. Yaşamı onlara verebilir misin? O halde öyle hak, hukuk adına ölüm buyurmakta çok acele etme. Çünkü en bilge olanlar bile her şeyin sonunu göremez.