Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
kaç kişiyi öldürdüm düşlerimde kaç kilo çekerdi yalnızlık kaç kere ezildim altında yaz yağmurlarının belki de palyaçolar ağlardı pazartesi sabahları her sirk geldiğinde ağlamaklı olurduk hep ağlamaklı olurduk gülünecek halimize
140 syf.
10/10 puan verdi
yalnız insanların başucu eseri. dostoyevski bu romanında insanların beyin kıvrımlarında neşter dolaştırıyor diyebiliriz. kulak verin dostoyevski'ye, o insanlık adına tüm gerçekleri söyleme cesaretini gösteriyor. insanlık...hani şu kibrinden geçilmeyen, hani şu her şeyi bildiğini sanan, hani şu sen, ben, bizler, hepimiz... kafası karışık bir
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020128,4bin okunma
Reklam
"BİR PİRİNÇ TANESİ" Ben beş yaşında idim. Babaannem rahmetli pirinç ayıklıyordu. Bir tane yere düştü. Babaannem eğildi aramaya başladı. Sağa bakıyor sola bakıyor bulmaya çalışıyor.... Çocukluk işte 'aman babaanne' dedim. 'Bir pirinç tanesi için bu kadar caba harcamaya yorulmaya değer mi?' Rahmetli ilk defa sertleşti bana karşı öfkeyle
SÜRVEYAN HEKİM “Doktordan satılık araba” diye ilan verirler, çok doğru aslında. Ne o arabayı kullanacak vakit bulursunuz, ne de düzenli bir hayatınız olur. Hele bir de cerrahsanız, o uyku denen tatlı şeyle bir türlü buluşamazsınız. Ben de Güneydoğu’da görev yaparken hem uykudan, hem de arabamdan mahrum kaldım. Zaten kullanmaya vakit
http://www.hakanevrensel.com/guneydogudan-oykuler-3/Kitabı okudu
İlk evladım Köksal 1969 yılında ikinci evladım Serdar 1971 üçüncü yavrum Hakan 1973 dördüncü oğlum da 1975 yılında dünyaya merhaba demişti. 13 Kasım Cumartesi 1976 gününden bir gün evvel Serdar'ın dişi çok ağrıyordu. Sabaha kadar ağlamış hiç yatmamıştı. En küçük oğlumu abisine (Köksal) bırakarak Serdar'ı dişçiye götürmeye karar verdik. Serdar
Katılımcılar ve Yorumlar: #5801199 Kurallar: #5782014 (BUTUNLESTIRILMIS HIKAYE) Islak, nemli ve soğuk bir akşamdı. Herkesin akşam yemeği için evlerine girip sıkıca kapısını kilitlediği Medine Sokak’taki lambalar yeni yeni ışıldamaya başlamıştı. Evlerden sokağa taşan çocuk çığlıkları
Reklam
SORUNUN ESARETİ... Yağmurun sesinin içimin tellerini ıslattığı bu günde yapacak hiçbir şey yok ne yazık ki. Şöyle nette bir sörf yapayım dedim, içim daha da karardı. Dünyanın her yanı savaş tehdidi altında, bir yerlerde barış anlaşmaları, diğer tarafta savaş anlaşmaları. Arada kalanlar ise maalesef ölüm yolcuları. Ülkemize sığınmış bulunan
Alice: Lütfen söyler misin bana, buradan ne yana gidebilirim? Kedi: Bu gitmek istediğin yere bağlı. Alice: Neresi olursa olsun, önemi yok. Kedi: O zaman ne yana gitsen olur. Alice: Yeter ki bir yere varayım. Kedi: Tabii varırsın. Yürümekten yılmazsan, bir yere varırsın elbet Alice: Buralarda nasıl insanlar oturuyor? Kedi: Şurada bir Şapkacı oturur, şurada bir Mart Tavşanı. Hangisine istersen git; ikisi de delidir Alice: Ben deliler arasında ne yapayım? Kedi: Başka çaren yok ki, hepimiz deliyiz burada. Ben deliyim. Sen delisin. Alice: Benim deli olduğumu nereden çıkarıyorsun? Kedi: Mutlaka delisindir. Yoksa burada ne işin var?… Alice Harikalar Diyarında - Lewis Carroll
Hikmet Kıvılcımlı'nın tarihi Eyüp Sultan konuşması 06.01.2013 16:59 Hikmet Kıvılcımlı'nın tarihi Eyüp Sultan konuşması Türkiye'de Sosyalizm'in en büyük savunucularından Hikmet Kıvılcımlı'nın Eyüp Sultan'da yaptığı tarihi konuşma. TIMETURK / Haber Merkezi Muhterem Vatandaşlarım! Sevgili İşçi kardeşlerim!Bugün, Müslüman
Sayfa 1 - derleniş yayınlarıKitabı okudu
Vatan
— Sen hiç savaşa gittin mi, Zorba? O, büzülerek karşılık verdi: — Ne bileyim ben? Hatırlamıyorum. Hangi savaşa? — Vatan için yapılan savaş, demek istiyorum işte! — Sana bırak o lâfları demedim mi ben? Geçmiş saçmalar, unutulmuş saçmalardır! — Bunlara saçma mı diyorsun, Zorba? Utanmıyor musun? Vatan için böyle mi konuşursun sen? Zorba
Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Kendini Halkın Sağlığına Adayan Doktor... Bir Köy Doktorunun Hatıraları adlı eserin yazarı, göreve başladığı ilk günden beri günlük tutuyor ve Tıp Fakültesini nasıl bitirdiğini, bölge hizmetine hangi niyetle başladığını kaydediyor. Talihi kendisine pek yardımcı olmamış, çocukluğunu ve gençliğini muhtaçlık ve yokluk içinde geçirmiş.
Bellek
Biz, hepimiz, sürekli değerli bir şeylerimizi kaybediyoruz. Önemli fırsatları, olasılıkları, bir daha yerini asla dolduramayacağımız duyguları. Hayatta olmanın bir anlamı da bu işte. Fakat kafamızın içinde, ben kafamızın içinde olduğunu sanıyorum, öyle şeyleri bellek haline getirebilmemiz için küçük bir oda var. Herhalde, kütüphanenin depo kısmı gibi. Dahası, bizler kendi yüreğimizin ne durumda olduğunu doğru şekilde takip edebilmek için, sürekli arama kartları yapmak zorundayız. O odayı temizlememiz, havalandırmamız, çiçeklerine su vermemiz de gerekiyor. Başka bir deyişle, sen sonsuza kadar kendi kütüphanende yaşayacaksın.
Doğan CÜCELOĞLU bir gün bir programında akvaryum balıklarının hastalanmalarına sebep olarak içinde bulundukları suyu örnek gösterip, bizimle özdeşleştirmiş ve "Kültürümüz hasta" demişti. Teşhis konulmuş... ancak tedavisi; çok uzun soluklu, sancılı ve bir çok aşamalardan geçmesi gereken bir süreç... Ben müsadelerinizle tedavi için bir
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.