Güzelliğin geçici olmadığını senden öğrendim
Emeğin aşktan büyük bir hazine olduğunu senden
Zaman, kâküllerinden doğar topuklarından batardı
Al yeşil soluğum, yarasına döndüğüm, sözümün sahibi
Sevmenin, dünyayı sevmek olduğunu senden öğrendim.
"Kime dert anlatmalı! Bu kibirli, vefasız, değer bilmez hayvanların kadınlar elbette taraftarı olur! Zaten kedi, kadındır"
(Asıl kibirli olup hayvanlardan üstün olduğunu düşünen, onları aşağılayan üstüne üstlük kadınların kibirli, vefasız ve değer bilmez olduğunu söyleyen sensin! Madem kadınlar kibirli ve vefasız o zaman neden 33 senedir bir kadınla evlisin ve o kadın kedilere senden daha çok değer veriyor diye ağlıyorsun? Sen önce kendini ve neyi neden yaptığını algılayabilecek kapasiteye gel sonra başkaları hakkında yorum yapabilirsin. Bu arada teşekkür ederim, sayende işkence yöntemleri hakkında hayal gücümün ne kadar geniş olduğunu öğrendim.)
Ben aşkın dilini
Senden öğrendim
İlk defa hayatımda
Ben aşkça konuştum
Aşkça öğrenmek palavra
Bizlere sence lazım
Aşkça değil senlerce
Konuşmalıyız senelerce
Seninle sence konuştum
Sonra okyanusu duydum
O büyük dedi ki bana
"Şiiri bir daha okusana"
Sana yazdığım deniz şiiri
Sanır deniz kendisine
Dışarıda yüzlerce denizcim
Ama bu şiir sana güzelim
Senden başkası haramdır
Günahtır, aşığım sana
Seviyorum seni güzelim
Hadi baştan okusana
Güzelliğin geçici olmadığını senden öğrendim
Emeğin aşktan büyük bir hazine olduğunu senden
Zaman, kâküllerinden doğar topuklarından batardı
Al yeşil soluğum, yarasına döndüğüm, sözümün sahibi
Sevmenin, dünyayı sevmek olduğunu senden öğrendim.
Ben de senden, seninle olan ilişkimden bir şey öğrendim, kendimin kıymetini öğrendim. Kendime değer vermeyi, bir ölçüde de olsa kendimi korumayı, kollamayı; sen beni öyle hoyrat kullandın ki, ben de işte bunları öğrendim.
Kamran, ben seni sevmesini, senden ayrıldıktan sonra öğrendim.
Hatta yaptığım tecrübelerle, başkalarını sevmekle sanma sakın.
Gönlümün içindeki ümitsiz hayalini sevmekle.
Sonra tuttum uzun bir yalnızlığa çıktım
Ardımda dudaklarından keder gülleri bırakarak.
Kirpiklerin kınla kınla bitmişti çoktan
Yüzünse doygun bir aşkın soğukluğundaydı nicedir.
Güneşin iyimserliğini otobüs terminalleriyle silerek
Geçtim yolların ve kalabalığın inciten uzaklığından.
Ayın çırpınışı yetmiyordu gecenin büyüklüğüne
Yol kenarlarındaki evlere paylaştırdım ışığını
Ömürlerinin dışına çıkamayanlar sevinsin diye birazcık.
Herkesin her şeyi kolayca konuştuğu
Arkasını döner dönmez unuttuğu zamanlardı.
Bütün güneşler, içinde doğup içinde batan biriydim
Kekeleyen bir yaşamın hecesinden gelmiştim sana.
Öyle iyi konuşuyordun ki, öyle bilerek, bana öyle yakın
Açık denizler gibiydi sesin hiçbir sözcüğe sığmayan
Gülüşünün engininden bir baş dönmesiydim artık.
Sonra bütün söylediklerini doğruladın gövdenle
Uçsuz bucaksız çıplaklığında yaşadım dünyanın sınırlarını
Sabahın buğusu, suyun köpüğü, ışığı yaprakların
Azalan ağzınla öğrendim her şeyin bir ömrü olduğunu.
Beni sana bırakıp seni bana ekleyerek
Gittim, aşkı ayrılıkla emzire emzire...
Senden başka kimseyi aramadım gittiğim yerlerden.
Kâmran ben seni sevmesini senden ayrıldıktan sonra öğrendim hatta yaptığım tecrübelerle başkalarını sevmekle sanma sakın. Gönlümün içindeki ümitsiz hayalini sevmekle...