Kendi yolculuğumuzun anlamını ararken bir arada yaşamayı öğrenmek ve dünyayı bulduğumuzdan daha iyi bir yer haline getirmek zorundayız. Sen sen olduğun için ben değerliyim. Ben ben olduğum kadar dünyaya faydalıyım. Ben olmasaydım sen de olamazdın. Seni değerli kıldığım kadar ben de değerliyim. Sana verdiğim söz kadar kendime sadığım. Bana tanıdığın hak kadar özgürsün. Bana baktığında gördüğün sensin. Senin aynan temizse ben de temiz görüneceğim. Ben, beni keşfedersem senin değerini bilirim.
Yine de suç benimdir onların değil benim
Karanlıkları delen bir ışık olamadım
Akıtamadım ayağına gönlümün pınarını
Senin gönül kentine bal ve sütten bir nehir
Tatlı doğu rüzgarı beni sana ittikçe
Zehirden kılıcını savurdu bana batı
Ben akşamın ufkunda döne döne battıkça
Seni kuşattı durdu firavun saltanatı
...
Herkes bir kurtuluşa erdi
Yerleştikleri için senin kutlu çevrende
Payını alacaktır güneşten katran bile
Yeraltı sularında da var ayın med ve cezri
Köle diye mi sattın ayrılık ateşine
Sana köle olmanın değerini bilmeyen
Kendini dev saymanın sonsuz cehennemini
Benliğinde taşıyan gurur sarhoşu beni
Artık yolun uğramaz bilirim toprağıma
Ömrüm yanıp yıkılmış harap ölüm sayfası
Sen orda hakikata çevirirken yalanı
Ah, yalana çevirdim ben burda hakikatı
Kendi yolculuğumuzun anlamını ararken bir arada yaşamayı öğrenmek ve dünyayı bulduğumuzdan daha iyi bir yer haline getirmek zorundayız. Sen sen olduğun için ben değerliyim. Ben ben olduğum kadar dünyaya faydalıyım. Ben olmasaydım sen de olamazdın.Seni değerli kıldığım kadar ben de değerliyim. Sana verdiğim söz kadar kendime sadığım. Bana tanıdığın hak kadar özgürsün. Bana baktığında gördüğün sen sin. Senin aynan temizse ben de temiz görüneceğim. Ben, beni keşfedersem senin değerini bilirim.
"Tolerans gösterdiğimi düşünme. Ben sadece senden daha çaresiz durumlarda kaldım çünkü sırf annemin babamın sözünü dinlemek için, sırf onların kıçını kurtarmak adına... dünyayı dolaşsam bir eşini bulamayacağım bir kızdan vazgeçmek zorunda kaldım. Ayrıca hayatta hatır için her şeye alışılır... her şey unutulur. Ama bir an gelir, kendine
. “Bu ikisini birleştirerek yeni bir yazar yaratmak yeterli. Fukaeri’nin sahip olduğu hırçın öyküye, senin metnini vereceğiz. İdeal bir birleşim. Buna senin gücün yeter. Zaten bu yüzden, bugüne kadar sana özel olarak destek oldum. Yanlış mı? Gerisini sen bana bırak. Güçlerimizi birleştirirsek, yeni yazarlar ödülü çok hafif kalır. Akutagava Ödülü’nün peşine rahatlıkla düşebiliriz. Ben de bu piyasada bugüne kadar boşuna ekmeğimi kazanıyor değilim. Bu işleri en ince noktasına kadar bilirim.”
Tengo ağzını hafifçe açmış halde, bir süre Komatsu’nun yüzüne baktı. Komatsu kaşığı fincan tabağına bıraktı. Doğal olmayan sert bir ses çıktı.
“Diyelim Akutagava Ödülü’nü aldık. Sonra ne olacak?” diye sordu Tengo, kendini toparlayarak.
“Akutagava Ödülü’nü almak itibar kazandırır. Bu dünyadaki insanların çoğu romanın gerçek değerini anlamaz. Fakat dünyanın akışının dışında kalmak da istemezler. O yüzden de, ödül alıp gündeme gelen kitaplar olduğunda satın alıp okurlar. Gençler, hele de liseli kızlar. Kitap satılırsa bir hayli para gelir. Kazancı aramızda bölüşürüz. İşin o kısmını ben ayarlarım.”
Kendi yolculuğumuzun anlamını ararken bir arada yaşamayı öğrenmek ve dünyayı bulduğumuzdan daha iyi bir yer haline getirmek zorundayız. Sen sen olduğun için ben değerliyim. Ben ben olduğum kadar dünyaya faydalıyım. Ben olmasaydım sen de olamazdın. Seni değerli kıldığım kadar ben de değerliyim. Sana verdiğim söz kadar kendime sadığım. Bana tandığın hak kadar özgürsün. Bana baktığında gördüğün sensin.”Senin aynan temizse ben de temiz görüneceğim. “Ben, beni keşfedersem senin değerini bilirim.
Gözlerimin içine bakarsan yalan söylemediğimi görürsün... Senin değerini bir tek ben bilirim, bütün gerçeği ben söyleyebilirim sevgilim... Benimle gelecek misin? Bırakmayacaksın beni, değil mi?