Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

serap

O her şeyin mutlaka bir iz bırakacağına inanıyordu, izsiz şey olmazdı; kuşların bile izi vardı gökyüzünde, sözcüklerin dişte, bakışların yüzde.Güvercin, tahta merdivenleri hiç çıkmamış, kümesin önünde yem tasını unutmamış, güneşli günlerde kağnı tekerleğine sırtını verip dantel işlememiş, pencere camına burnunu gömüp of çekmemiş ya da altın sarısı saçlarını sarkıtarak eğilip sokağa bakmamış gibi, ardındaki her şeyi silerek kaybolamazdı.Buralarda bir yerde izler olmalıydı, en azından onu iten ya da çekip götüren her neyse onun izleri ...Farklı eksikliklerin içine gizlenmiş bir fazlalık belki, bir eksiklik.Bu, bir boşluk bile olabilirdi.
Sayfa 44 - Everest yayınlarıKitabı okudu
Reklam
288 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
16.50 Treni
16.50 TreniAgatha Christie
8.2/10 · 4.596 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
serap

serap

, bir kitabı okumaya başladı
Fırtınanın Habercisi
Fırtınanın HabercisiMaksim Gorki
7.7/10 · 791 okunma
İnsanlar genellikle dertlerinden kurtulmak için geleceğe kaçar; zamanın yoluna düşsel bir çizgi çeker, bu çizginin ötesinde o anki dert ve sıkıntılarının sona ereceğini sanırlar.
Reklam
serap

serap

, bir kitabı okumaya başladı
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov
9/10 · 39,5bin okunma
Yaşamanın çetin bir iş olduğunu daha önce de belli belirsiz duyumsamıştım zaman zaman . Şimdi ise kılı kırk yaran düşüncelere dalmak için karşıma yeni nedenler çıkmıştı. Tüm bilgilerde bir çelişkinin yattığı sezgisi bugüne kadar gönlümde hiç eksik olmadı. Çünkü yoksulluk içinde , zahmet ve meşakkat içinde geçti yaşamım , öyleyken başkalarına
“Nedir sizi üzen?” “Her şey.Ne yaşamak geliyor elimden, ne ölmek.Her şeyi düzmece ve aptalca buluyorum.”
Madem bizi sevindirecek başka şeyimiz yok, kendilerine sevimli birkaç şey buyur edelim ki şu duygusuz insanlar yaşamın yalnızca yüzeysel bir şey olmadığını anlayabilsinler.
Şöyle biraz bilinçli şekilde keyfini çıkaramadığım gençliğimin kırpılıp budanarak yoksullaştığını görüyordum.
Reklam
Dışarıdan bakıp yaşamıma şöyle bir göz gezdirdiğimde, pek de mutlu bir yaşam olduğunu söyleyemeyeceğim bunun. Ne var ki, içerdiği tüm yanlış ve hatalara karşın mutsuz bir yaşam olarak da niteleyemeyeceğim doğrusu. zaten işi mutluluk ya mutsuzluk açısından ele almak düpedüz budalalıktır; çünkü bana öyle geliyor ki, yaşamımın en mutsuz günlerini en neşeli günlerine değişmezdim. bir insanın yaşamında önemli olan, önüne geçilemeyecek şeyi bilinçli bir şekilde sineye çekmekse, iyinin de kötünün de gereği gibi tadını çıkarmak ve dış yazgıdan ayrı, daha gerçek, rastlantı karakteri taşımayan bir iç yazgıyı ele geçirmekse eğer, kendi yaşamım için yoksun kötüydü denemez. dış yazgı herkes gibi benim üzerimden de geçip gitti, karşı durulamaz ve tanrılar tarafından alnıma yazılmış. ne var ki, içteki yazgım benim kendi eserim oldu; tatlılığı da acılığı da benim sayılan, sorumluluğunu tek başıma üstlenmeyi düşündüğüm bir eser.
Toplum içinde olduğum zamanlarda da hayranlığımı ifade ederken yapay bir heyecan sergileyip etkileyici şeyleri abartarak içimin ne kadar hissiz ve kayıtsız olduğunu gizlemek için bir anlamda gösteri yapıyordum.
Hiçbir yere tutunmadan, hiçbir yerde köklenmeden, akan suyun üzerinde kayar gibi yaşıyordum ve bu soğuklukta ölü, cesedimsi bir yan olduğunu gayet iyi biliyordum; gerçi henüz çürümenin kötü kokan soluğu hissedilmiyordu, ama umarsız bir dokunluk, acımasız, soğuk bir duygusuzluk yerleşmiş, yani bedensel anlamda gerçek ölümün ve çürümenin dışarıdan da görüldüğü aşamanın eşiğine gelmiştim.
97 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.