Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kıyıdaki Gemi
Kurudum da kadid oldum kumlarda Bir sefer bekleye bekleye her gün ben. Enginlerden bir rüzgâr esmez mi serin serin Pul pul ürperişler geçer içimden. Bir gün atlayıveresim gelir şu kıyılardan Işıl ışıl, yeşil yeşil sulara. Al başını çek git, der deli gönül Verip kendini bir büyük rüzgara!
Sayfa 84
Hilal
Nehrin kıyısında yüzen bir kütüğün üzerinde dört tane kurbağa oturuyordu. Kütük birden akıntıya kapıldı ve yavaşça nehrin aşağısına doğru sürüklenmeye başladı. Kurbağalar memnundular ama meraklanmışlardı, çünkü daha önce hiç gemi yolculuğu yapmamışlardı. Bir süre sonra birinci kurbağa konuştu ve dedi ki, "Bu gerçekten harika bir kütük. Sanki canlıymış gibi hareket ediyor. Daha önce hiç böyle bir kütük görülmemiştir." Sonra ikinci kurbağa konuştu ve dedi ki, "Hayır, dostum, kütük, diğer kütükler gibi ve hareket etmiyor. Hareket eden nehir, nehir denize doğru akıyor ve bizi de kütükle birlikte sürüklüyor." Ve üçüncü kurbağa konuşup dedi ki, "Ne kütük ne de nehir hareket ediyor. Hareket eden bizim düşüncelerimiz. Çünkü düşünce olmadan hiçbir şey hareket etmez." Ve üç kurbağa aslında neyin hareket ettiği konusunda tartışmaya başladılar. Kavga giderek hararetlendi ve gürültü arttı, ama bir türlü anlaşmaya varamadılar. Bunun üzerine o zamana kadar sessiz kalıp dikkatle onları dinleyen dördüncü kurbağaya döndüler ve onun fikrini sordular. Ve dördüncü kurbağa dedi ki, "Her biriniz haklısınız ve hiçbiriniz hatalı değilsiniz. Kütük, su ve düşüncelerimiz, hepsi hareket ediyor." Ve üç kurbağa çok sinirlendiler, çünkü hiçbiri kendisinin tamamen haklı ve diğer ikisinin tamamen haksız olduğunu kabul etmeye yanaşmıyordu. Sonra garip bir şey oldu. Üç kurbağa birleşip dördüncü kurbağayı kütüğün üstünden nehre ittiler.
Reklam
İs kokan cocukların sessiz çığlığını duyabiliyor musunuz?
Bunun bir sonu yok mu? diye düşündü Emma. Ölüm, sakatlık....Maden bu kasabaya, ailelere ve çocuklarına korkunç zararlar vermeye daha ne kadar devam edecek?
Sayfa 157 - arkadya yayınlarıKitabı okudu
Beren ile Luthien öyküsü
“Size Tinuviel’in öyküsünü anlatacağım,” dedi Yolgezer, “kısaca, çünkü bu sonu bilinmeyen uzun bir öyküdür ve artık Elrond’dan başka bu öyküyü eskiden anlatıldığı gibi, doğru dürüst hatırlayan kimse kalmadı. Bütün Orta Dünya öyküleri gibi güzel ama acık bir öyküdür, yine de içinizi açabilir.” Bir süre sessiz kaldı; sonra konuşmaya değil, yavaş
Gollum - Smeagol Hikayesi
"Uzun bir zaman sonra, ama yine de zamanımızdan çok yıllar önce. Ulu Nehrin kıyısında Yabandiyar'ın sınırında eli uz, ayağı sessiz küçük bir ahali yaşarmış. Sanırım, Ülkenler'in babalarının babalarıyla akraba bir hobbit türündenmişler bunlar, çünkü Nehir'i çok seviyorlar ve içinde yüzüp kamıştan küçük kayıklar yapıyorlarmış.
Gülünç
Utançla gözyaşlarım suratımdan kayıyor ve enseme intikal etmiş baş ağrılarım, doymaz bir arayışa sokuyor beni... tereddüt ediyorum kendimden, yoksa bir hapsi mi yaşamıştım tüm hayatım boyunca... bir çocuk büyüttüm içimde, ta ki, nefret ve hınçla doğrulmasını sağlayana kadar; belime apansız bir bıçak sokuyor, dayanamıyorum!.. Nedir bu karanlık deryanın derdi, nedir beni içten içe kemiren duyguların derdi, nedir bu sokaklarda serserice dolaşmak isteyen bedenimin derdi. Yıllarca gasbolmuşum, titriyor ve ağlıyorum burada, umutlarını ak ve pak tutan hiç kimseniz yok mu? Yok mu burada bizleri çekip bataklıktan kurtaracak, ey... yok mudur bu bataklığı kökünden kurutacak. Tedirgin bir yalnızlık söküyor yine, doğan şafaklarla etime, kemiğime. Düşlüyorum, annemi, babamı ve sokaklarda ölen kardeşlerimi... damarlarıma bir sızı çöküyor, günden boşalan karanlık; ansızın bedenimle birleşmiş halde. İşte bu, işte bu acı ve işte bu şakaklara dayanan gerçeklik; işte, geliyor olmalı ölümüm... soğuktan diş takırdatıyorum ama ne çare, bir kâbusu yaşıyorum hâlâ... Suskunlaşan bu prangalar, bir şeyler anlatmak istiyor artık... ne, ne anlatıyorsunuz sesli söyleyin! Bir çocuğu sessiz bırakmayın lütfen, lütfen!.. Zehir oldu yaşam, ben bu hayatı anlar anlamaz içimde, bir sessiz deprem sarstı tüm sevdiklerimi; çılgınlık, nehir gibi çağlarken içimizde! Tank, tüfek ve çıplanmış bıçaklar; seni, beni birbirimizden ayırdılar. Tamam, susun artık konuşmayın taş duvarlar, niyetinizi anladım dostlarım; boyalar altından gülümsüyorsunuz... ahmağın acılarına da bir bak, nasıl da kıvranıyor!
Reklam
Veda Zamanı
Etraf sessiz, Ağaçlar durgun, rüzgârlar suskun... Bekliyor herkes ritmik bir saat tiktakları ile Bir nefesin daha tükenişini, Boşlukta yitişini, umutsuzca. Belki olması gerekendir Kabul edemediğimiz bu yok oluş. Ama olmuyor.
kusura doğru gidiyorduk kuş sürüleri, kentenkeleler, su zambakları kusura doğru gidiyorduk aramızda bir acının kasırgası boşuna değil ay büyürken uyuyamamak dümdüz yaşamak saçımızı tarar gibi orada, zeytin ağaçlarının arasında sessiz ve bitkin durmuştuk seylantaşları, yaban arıları, eğri bir gök bir bükümlü ot, başıboş bırakılmış bir nehir gidiyorduk… ağrısına zamanın
Ahmet Erhan’dan özür diliyorum yeni keşfettiğim için
Geceyarısı, karanlık bir bozkırda Işıklar içinde akan bir tren kadar yalnızım içinde onca insan, içinde dünya... Soluk soluğa, demirden bir ırmağa mahkum Ve bilmeyen sonsuzluk nedir, Haklı olan kim bu kargaşada? Ateş ve su, yaşam ve ölüm, irin ve şiir Ucu bucağı olmayan bu çığlığın Ortasında nasıl barışılabilir? Anlamak isterim, hangi yasa Bir
408 syf.
·
Puan vermedi
"İki kalp birbirini bulduysa zorluklara hatta geçmişe inat birleşirdi". Yahya, geçmişte sessizce sevdiği kadından sonra kendini aşka yasaklayan bir adam. Esra ise delice seven cesur bir kadın. Aşkı için yaşadığı şehirden ayrılıp Yahya'nın yanına gider ve Yahya'nın aşka kapadığı kapının tozlarını silip atarak o kapıyı sonunda açar. Bir kadın istedikten sonra yapamayacağı hiçbir şey yoktur. Yahya gibi sessiz seven adamlara Esra gibi cesur kadınlar gelmesi dileğiyle... Keyifli bir kitaptı okurken o mahalle sıcaklığını hissettim. Bazen özellikle sonlara doğru biraz sıkar gibi oldu ama, sonradan toparladı.Sade ve akıcı bir kalem insanı yormuyor kafa dağıtmak için gayet okunabilir.
Aşkın Adı
Aşkın AdıNehir Erdem · Müptela Yayınları · 2016505 okunma
731 öğeden 471 ile 480 arasındakiler gösteriliyor.