Bak, biz sevmeyiz, çiçekler gibi, tek
bir seneliğine; ne zaman sevsek,
kadim sular yürür kollarımıza bizim. Ey kız,
bu: bizim kendi içimizde sevdiğimiz, biricik değil,
beklenen değil,
öteden beri mayalanandı; tek bir çocuk değil,
dağın eteğindeki taşlar gibi özümüzde
yatan babalardı; kuru nehir yatağıydı
bir zamanların analarının, kapalı ya da açık
talihin altındaki o sessiz sedasız
doğaydı -: bu, ey kız, senden önce de vardı.