Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sevda Demir

Sevda Demir
@sevdademirsevda
6 okur puanı
Kasım 2018 tarihinde katıldı
kalp çıkmazı
Gölgesine sığınarak bir ömür sürebileceğimi sandığım insanların ihaneti sırtıma, kendi inkârlarımın ihanetiyse kalbime sıkılmış bir kurşundu.
Sayfa 23 - Epsilon
Reklam
Mahpus
Yüreği sürgün düşenin umudu suya düşerdi. Suya çizilen suretinin aksini bile tanımazdı insan. Kimi zaman dalgalanırdı umman, kimi zamansa süt liman. Ama her daim darmaduman...
Sayfa 23 - Müptela
Katran
Yüreği umuda sevdalananın yangını büyük olurdu. Sağa dönse alev, sola dönse kor. Yandığını bilmeden ince ince döner durur da yine de umudun sevdalığından vazgeçmezdi kimse. Umudu yanar, ömrü yanar, canı yanar...Ama ille de umuda yâr..
Sayfa 13 - Müptela

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Önsöz
Şerefi imamesine işledi ince ince adam. Tornanın ucunda şekillenen turkuazın rengi gözlerine eşti. Verdiği her bir şekilde ruhu baş eğdi. Kimi zaman inceldi, kopacakmış gibi...kimi zaman halka halka dizdi imameye kaderindeki bozgunları. Püsküllerinin ucuna akıtamadığı gözyaşlarını ekledi. Bitmişti turkuazı. Kenara koydu. Tıpkı akıp giden zamanın götürdüklerini başucuna koyduğu gibi.
Sayfa 9 - Müptela
27. Bölüm
Salma kader gam ahını Olursun gönülle ruha deva, Al götür yalnızlığımı Huşu ile bekle sefa Şayet derdim gönlümü geçerse, İklimim Hüma ile bürünür Aklım senden vazgeçerse Parem kırklara bölünür
Sayfa 171 - Dorlion
Reklam
Kadın olmak başlı başına bir ihtilaldi.
Bahçenin taş köprüsünden geçerken heyecanla etrafına baktı Ülkü, çünkü hayatında daha önce böylesine özenle yapılmış bir yer görmemişti. II. Abdülhamid'in anılarında "her metrekaresine altın döktüm" dediği eviydi burası. Eskiden sadece padişah ve yakınlarına açık olan bu güzellik şimdi herkesindi! Abdülhamid'in yüksek zevkine tanıklık edebilmek şahaneydi. Bu güzellikler değil miydi yüreklere sızıp düşünceleri değiştiren, insanlığımızı geliştiren, yaşadığımız toprağa vatan dedirten?
Sayfa 243 - Everest
Düşman
O kişi Efken Karaduman'dı. "Hatırlıyorum," diye fısıldadım gözlerim tek bir noktada yaşlar içinde donup kalmışken. Düşmanıma nasıl âşık olduğumu hatırlıyorum."
Sayfa 239 - Dokuz Yayınları
April Rain, Sleeping Beauty Syndrome, Efken Karaduman
"Bu dünya sırlarla dolu güzel kızım," diye fısıldadım ve soğuk saç telini sıcak parmağımın etrafına sardım. "Ama sen neyi korumak in gelmiş olursan ol, seni ben koruyacağım."
Sayfa 73 - Dokuz Yayınları
Acılarını unutmuş, bana gelirken bir yerde bırakmış gibi gülümsedi. İnleyerek, kaybolmuş ve en nihayetinde yolumuzu bulmuşuz gibi, aynı zamanda birbirimizin dudaklarına saldırdığımızda vakitsizdik. Karanlığın ortasında, uçurumun ağzında, arabanın tavan lambasında öpüştük. Dünya bazı aşkları asla kaldıramazdı...
Sayfa 164 - Epsilon
Reklam
Uçurum
Kendini bana bastırarak boynumun hassas çukurunda soluklandı. Kollarının arasında küçüldüm, o öyle büyük ve görkemliydiki, kanatları altında nefes almayı seviyordum.
Sayfa 149 - Epsilon
Cehennemi Yutan Kül Kuyusu
Gözleri şey gibiydi...Cehennemi yutmuş kül kuyusu..
Sayfa 88 - Epsilon
Tanrıların Şafağı
"Çocuklarından nefret edenler sonsuza kadar nefretle anılacaktır. İster ölümlü olsun, ister ölümsüz, kendi soyuna ihanet edenler, ihanetin en korkuncuyla cezalandırılacaktır."
Sayfa 123 - Yapı Kredi Yayınları
4. Gardiyan
Hayallerimi darağacına asılı bir bedenin yerçekimini arzulayan cansız bacakları için sallanması için kalbime asmıştım.
Sayfa 99 - Dokuz Yayınları
Efken Karaduman
"Korkuyorsun" diye fısıldadım ve o an pusulam parmaklarımın ucunda salınarak yere düştü. Umursamadım. "Ve tam şu an, sana dokunan ölümü bile kandıracak kadar masum görünüyorsun."
Sayfa 78 - Dokuz Yayınları, Efken, Mahinev
Korkular
Bundan sonra özgürlüğün, baktığın her yere diktiğin taşların arkasında ve sen o, taşların içinde benim yanımda tutsak kaldın.
Sayfa 76 - Dokuz Yayınları, Efken, Mahinev
Reklam
Ölü bir Şehir
Israrcı saç telim tekrardan yanağıma döküldü. Kirpiklerinin altından bana baktı, bu adamın gözleri mezarlıksa ben karanlığa âşık olup, çukurlara sevdalanabilirdim. "Seni haketmeyecek kadar adiyim," diye konuştu, ruhsuz bir tebessümle. İçim acıdı. "Esila, bu nasıl bir delilik? Niye geçilmiyor senden?"
Sayfa 211 - Epsilon, Esila, Asrın
Sen benim bir parçamsın...
Sen benim bir parçamsın... Ben âşık oldum. Şüphe yok. Buz soğuktur, gül kırmızı. Ve bu aşk beni sürükleyip bir yerlere götürmeye çalışıyor; öyle güçlü bir akıntı ki ondan kendimi korumam neredeyse olanaksız. Ama artık dönüş yok. Kendimi bu akıntıya bırakmak dışında bir şey yapamam. Yanıp kül olsam da, yok olup gitsem de.
Doğan Kitap
Yeşilin Kızı Anne
Her gece yatmadan önce, penceremden dışarı bakıyorum ve orman perisinin gerçekten burada oturup pınarı ayna gibi kullanarak lülelerini tarayıp taramadığını merak ediyorum. Bazen sabah çiyde onun ayak izlerini arıyorum. Oh, Diana, orman perisine olan inancından vazgeçme!
Ren Kitap
Aşkım iki günlük iptilalardı Hayatım tükenmez maceralardı İçimde binlerce istekler vardı Bir şair, yahut bir hükümdar gibi Hissedince sana vurulduğumu Anladım ne kadar yorulduğumu Sakinleştiğimi, durulduğumu Denize dökülen bir pınar gibi
Sözün şiirlerin mükemmelidir Senden başkasını seven delidir Yüzün çiçeklerin en güzelidir Gözlerin bilinmez bir diyar gibi Başını göğsüme sakla sevgilim Güzel saçlarında dolaşsın elim Bir gün ağlayalım, bir gün gülelim Sevişen yaramaz çocuklar gibi
Sır
Silik tebessümlerin doğurduğu küçük mutluluklar, ruhumu doyuran adamın peşinde dört dönerken adımlarım yine o adamın izini sürüyordu.
Sayfa 56 - Esila
Reklam
Sır
Bazı ruhlar için yapılacak hiçbirşey yoktur. Bil ki, ben senin için ruhu kurtarılmayacak bir kızım. Ve bileceğim ki, sen benim için ruhu kurtarılmayacak bir kıza kendini dahi unutturacak bir adamsın.
Sayfa 46 - Esila
Ritim
Sahi, onun dudaklarına oturan o gülüş ve kıvrılan dudaklarının aldığı şekil belki de en çok görmek istediğim ama ulaşamadığım ilahi bir yasak olacaktı.
Sayfa 328 - Esila
Çözümsüz
Kanatlarına taktığı acıyı yağmurla ıslatan kırık kelebeklerin hazin sonu ölüme mahkûmiyetti.
Sayfa 291 - Esila
Esila
Boş sokakta savrulan yaprağın damarlarında konaklayan bir serçenin melül bakışlarını taşıyordum gözlerimde. Kırılgan ruhumun çırpınan kanatlarında, parmak uçlarımla tuttuğum azapları çaresizce iyileştiriyordum ama bunun için yeterli gücüm emiliyordu.
Sayfa 184 - Epsilon
Asrın ve Esila
"Seni, kanatları kırık küçük kız," diye fısıldadı karanlık bir sesle. Kor gibi nefesi soğuk tenimi ısıtırken kalbim düğümlendi. "Kozasından çıkmayan o kelebeğin bütün sırlarını kendime saklayacağım."
Sayfa 183 - Epsilon