Sevgilim, sana karanlıktan sesleniyorum; utanç duymuyorum, sana söylemek istiyorum, ama korkma , sevgilim - ben kendimi sattım. Sokak kadını denilenlerden olmadım, bir fahişe (denilenlerden olmadım), ama sattım kendimi. Zengin dostlarım vardı, zengin sevgililerim: önce ben aradım onları, sonra onlar beni aradı, çünkü ben - hiç farkettin mi acaba? - çok güzeldim. Teslim olduğum herkes, hoşlandı benden, hepsi bana teşekkür etti, hepsi bana bağlandı, hepsi beni sevdi - bir sen değil, bir sen değil sevgilim!
uykunun ölüm olduğunu o an anladım.
ve uyudum.
sevgilim...
üzülme.
yakınında ölmek Tanrı'nın bana verdiği armağan oldu.
nefesinle bana can vermeye çalışma.
ölürken bile senden bir şeyler çalmak istemem.
günahlarım çok, bunu da yükleme yukarıya çıkmaya yüzü olmayan ruhuma.
sevgilim...
üzülmüyorum.
elin elimde, dudakların tenimde yumdum gözlerimi. elveda diyemedim sana.
beni bağışla.
bağışlanmayacak hatalarıma bunu da ekle.
ve asla unutma.
günahkar sevgilin seni çok sevdi.
Şimdi sen arkandaki kalabalığa aldanıyorsun.
Biz ikimiz, o kalabalığın içinde yapayalnız kaldık,
kabullenemiyorsun.
Gün geçtikçe eksiliyor yüreğin, fark etmiyorsun.
İnsana yanlızlık da öğretilir sevgilim, sen acıyı hiç tanımıyorsun.
Eğer bir gün gidecek olursan yokluğunda nasıl bir karanliğa boğulacağımi, sensiz nefes dahi alamayacağımı hatırla. Eğer gidecek olursan, tüm senliğimle beraber
benliğimi de alacağını bil. Güzel sevgilim, biriciğim benim.
Yokluğunla varlığımı kaybettirme bana.
Şiir, insanla yığın, ölümle ölümsüzlük arasında ayrım yapmaz. Ama her şey yeryüzünde geçer, savaşçıların etten, kemikten ve kıldan oluşan gövdeleri, bir de ruhları olursa savaş korkunç bir şey sevgilim!