Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Galiba İnsan Yaşamayı Çok Seviyor
Evrenin geleceği ile ilgili bir derse katılan yaşlı bir kadın ilgili bir fıkra vardır. Dersten sonra konuşmacıya bir soru sorar." Afedersiniz Profesör, evren ne zaman yok olacağını söylemiştiniz?" "Dört milliyar yıl kadar sonra " diye cevap verir konuşmacı," şükürler olsun" der yaşlı kadın," bir an dört milyon dediğiniz sandım."
Sevmek ve sevilmek ihtiyacında olduğumdan, âşık olduğumu sandım. Başka deyimle, aptallık ettim. Deneyimli bir insan olarak o zamana kadar hep sormaktan kaçındığım bir soruyu sık sık sorarken yakalıyordum kendimi. “Beni seviyor musun?” sorusu takılıyordu dilime. Bilirsiniz, böyle durumlarda, “Ya sen?” diye yanıt vermek âdettir.
Reklam
Velhasıl bir zamanlar çok sevdiğim ve bir gün gideceğini adım gibi bildiğim birinin yasını tutuyorum. Güvenmiştim, ne olursa olsun bir yol bulacağımıza inandım...... Çünkü seviyor sandım.......
Koza. Onun burada olduğunu hissedebiliyordum, hissetmekten öte biliyordum. Nereden bildiğimi sayfalarca anlatabilirdim ama elimi kalbime koyduğumda bile onun sesini işitebiliyordum. Buradaydı, kendini ait hissettiği ve en çok korktuğu yerde. Işıklar demişti, bana. Işıklar bizim ortak noktamız. Şimdi o ortak noktamız olan yere gidiyordum, ben
Sayfa 292 - Koza - Helin (Poyraz - Saye)Kitabı okudu
“Ah, Küçük Prens! Kısa ve hüzünlü hayatını işte böyle, yavaş yavaş anladım. Epeydir tek eğlencen gün batımlarının o dinginliğine dalıp gitmek olmuştu demek. Bu ayrıntıyı, dördüncü günün sabahı, "Günbatımlarına bayılırım, haydi günbatımını görmeye gidelim," dediğinde öğrenmiştim. "Ama, beklemek gerek..." "Neyi?" "Günesin batmasını." Bir an şaşırıp kalmış, sonra da basmıştın kahkahayı. "Yine kendimi gezegenimde sandım!" Doğru ya... Herkes bilir ki, Amerika'da öğlen olduğunda, Fransa' da güneş batıyordur. Bu durumda, insan bir dakika içinde Fransa'ya gidebilse, günbatımına tanık olabilir. Ne yazık ki, Fransa çok çok uzakta. Senin küçük gezegenindeyse, sandalyeni birazcık geri çektin mi, tamamdı, alacakaranlığı dilediğin an seyredebiliyordun... "Bir gün, günbatımını tam kırk dört kez izledim!" demiştin bana. Sonra da bir süre susup, "Biliyor musun... İnsan günbatımlarını çok kederliyken seviyor..." diye eklemiştin. "Su kırk dört günbatım izlediğin gün de çok kederliydin demek?" Ama, karşılık vermemiştin soruma.”
“Seviyor musun diye sorma bana , Gözümün içine bak , Sen anla.”
Reklam
BAKIR Rahatlatıcı bir şeyler söylemesini bekledim, sabırla. Suskunluğun ardından gelen o haykırışı. Önemsenmenin eteklerine sığınmış iyiliğin fazlalıklarından arınmış Bakır’ı. “Zülfü” dedi. Bu dalgın, cılız ses yüzündeki çizgilerden çıktı sandım. Bir yılan gibi tısladı. “Bu savaş bizim savaşımız değil, bizim savaşımız...” “Evet, bizim
Sayfa 9 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Gün batımı...
Her an biraz daha anlıyorum o kısa ve hüzünlü geçmişin izlerini... Epeydir tek eğlencen , oturup gün batımını izlemek olmuş demek. Bunu daha dördüncü günün sabahında, "Günbatımını izlemeye bayılırım. Haydi gün batımını izlemeye gidelim" dediğinde anladım. "Ama bunun için beklememiz gerekir", dedim "Beklemek mi ? Neyi ? "Gün batımını . Daha erken" Önce şaşırmış gözüktün. Sonra da bastın kahkahayı. " Yine kendi gezegenimde sandım kendimi" dedin. ..... Oysa senin gezegeninde sevgili küçük prensim, yapacağın tek şey, iskemleni biraz kaydırmak. Böylece dilediğinde günün bitimini, karanlığın çöküşünü izleyebilirsin... "Bir gün", demiştin bana, "gün batımını kırk dört kez izledim!". Sonra da "Biliyor musun" diye ekledin. "İnsan gün batımını çok üzgün olduğunda seviyor." "O sırada çok üzgün muydun?" , diye sorduydum. "Hani şu kırk dört gün batımı izlediğinde?" Ama küçük prens hiçbir söylemedi bu soruma karşılık.
Sayfa 5 - Can YayınlarıKitabı okudu
43 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.