Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
- Hazin tarafı şu ki, bu cins azapları bütün dünya bir asır evvel yaşadı, bitirdi. Hegel, Nietszche, Marx geldiler, geçtiler. Dostoyevski Suat'tan seksen sene evvel bu azabı çekti. Bizim için yeni nedir bilir misiniz? Ne Eluard'ın şiiri, ne de Comte Stravoguine'in azabıdır. Bizim için yeni, en ufak Türk köyünde, Anadolu'nun en ücra köşesinde bu akşam olan cinayet, arazi kavgası veya boşanma hadisesidir. Bilmem, fikrimi anlıyor musunuz? Suat'ı itham etmiyorum. Fakat onun meselelerinin bugünümüzün, kendi günümüzün çerçevesine giremeyeceğini söylüyorum. Mümtaz kadehini boşalttı. - Ama bir noktayı unutuyorsunuz! Suat hakikaten azap çekiyor... İhsan eliyle bir şeyi kendinden uzaklaştırdı: - Çekebilir... ama bana ne?.. Benim ferdin peşinde koşacak vaktim yok. Ben cemaat ile meşgulüm. Sürüden ayrılanın arkasından anası ağlasın. (...) Gecikmiş şeyler... Herkes bir düşünceyi böyle dönülmez yere taşıyabilir ve orada azdırabilir. Fakatniçin yapmalı? Zorla kendimize baş dönmesi yaratmaktan bir şey çıkmaz ki. Biz yapacağı birtakım işi, mesuliyetleri olan insanlarız...
Sayfa 300 - ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: SUATKitabı okudu
İşin aslı, nihayetinde kalbe dayanır eğer kalp Cenab - ı Allah 'tan başka şeylere yönelip kendimi onlara kaptırırsa hali haraptır. Sadece âdete uyarak, halis niyetsiz yapılan ameller ve şeklî ibadetlerle bir şey ele geçmez.
Sayfa 16 - İmâm - ı RabânîKitabı okudu
Reklam
"Giderken öğreniyorum gidilmesi pek gereken o yeri" diye, Mousthapha'nın mı, yoksa, rivayet muhtelif, Asmalımescit'te dar sokaktaki köhne meyhanede ya da Tunalıhilmi'de modern bir işhanındaki yazıhanede doğmuş, Tan Seçkisi'nde boy göstermiş Arşidük Reşit'in mi olduğunu şimdi anımsayamadığı dizeyi düşündü. O yer birilerince doldurulmuştu, bunu sezinliyordu ve biliyordu ki hikâyecinin de elinden bir şey gelmezdi artık. Ayrıca Sultan Reşit'in dört kez öleceğini ve cenazesinin pek ıssız olacağını da biliyordu. Yolda dışarıya bakıyordu camdan, birtakım insanlar, araçlar, ağaçlar, direkler, devasa binalar geçiyordu, öte yandan ozanın ilk kez düpedüz altında bir başına uzanacağı, dizelerinde defalarca selamladığı sevinçli bir gece yaklaşıyor, yüreklerde kendine yer açmaya hazırlanıyordu. İnsanların devinimine bu sevincin endişesi bulaşıyordu.
Sayfa 48 - Törensiz Bir CenazeKitabı okudu
Bir duvarcı ustasının Sokrat adındaki oğluydu. Herodot'tan on altı yıl sonra doğdu ve Perikles'in öldüğü yıllarda adı duyulmaya başladı. Kendisi hiçbir şey yazmadı, onun adeti halka açık yerlerde konuşma yapmaktı. O günlerde büyük bir ilim ve irfan arayışı vardı, gerçekler, güzellik ve doğru yaşamak hakkında düşünceler üreten, genç dimağların merak ve hayal güçlerini yönlendiren, sofist denen çok çeşitli öğretmenler vardı. Bunun sebebi Yunanistanda büyük ruhban okullarını olmayı saydı. Bu toplantılara sarsak ve pasaklı, yalınayak haliyle bir adam gelir, etrafında bir hayran kitlesi ve öğrenciler toplanırdı. Yöntemleri bir hayli kuşkuluydu; olası tek erdemin doğru bilgi olduğuna inanır, nihai bir testten geçemeyen hiçbir inanç ya da umuda tahammül etmezdi.
Berkeley
–"Yaşadığı dönemde felsefe ve bilimin Hıristiyan inancını tehdit ettiğini düşünüyordu. Özellikle, giderek işi daha sıkı tutan Materyalizmi doğadaki her şeyi Tanrı'nın yarattığı ve yaşattığı yolundaki Hıristiyan inancı için bir tehdit sayıyordu." –"Öyle mi?" –"Bir yandan da en tutarlı empiristlerden biriydi
Sayfa 321Kitabı okudu
"benim yaşantımda, sizinkinde olmayan bir çabukluk var. ben, koku ardında tazı gibiyim. tan ağardıktan alacakaranlığa dek avlanırım. hiçbir şeyin, ne kumlar arasında yetkinlik peşine düşmenin ne ünün ne paranın anlamı var benim için. ama istediğimi hiçbir zaman elde edemeyeceğim; çünkü bedensel güzellik ve onunla birlikte gelen yüreklilik yok bende. bilincimin çabukluğu, bedenime göre çok güçlü. sonuca ulaşamadan, nemli, belki de iğrenç bir yığının içine düşüyorum, başarısızlığa uğruyorum. yaşamın bunalımları içinde sevgi değil, acıma uyandırıyorum. bu yüzden korkunç biçimde acı çekiyorum. ama louis'in yaptığı gibi kendime bir görünüm hazırlamak için acı çekmiyorum. kendimi bu hokkabazlıklara, bu gösterişlere kaptırmayacak denli hoş bir gerçek duygusu var bende. her şeyi görüyorum -bir tek şey dışında- tam bir açıklıkla. bu benim kurtarıcım. bu, benim acıma bitmeyen bir taşkınlık veren şey. bu, sessiz olduğum zaman bile bana konuşarak bir şey yazdıran şey. ve bir bakıma aldatılmış olduğum için, istek değişmese de kişi sürekli değiştiği için, hiçbir zaman durağan değilim; en kötü yıkımların bile altından kalkıyorum, dönüyorum, değişiyorum. çakıl taşları benim kaslı, benim uzamış bedenimin zırhını dövüyor. bu arayış içinde yaşlayacağım."
Sayfa 112
Reklam
Kafkanın'Babaya Mektup' eserinden sayfa 34...
Babaya Mektup
Babaya Mektup
Çocukken, seninle göruş birliği içinde kendimi suçlardım çünkü sinagoğa yeterince gitmez, oruç tutmazdım vs. Bununla kendime değil, sana haksızlık yaptığımı sanardım ve her zaman hazırda bekleyen suçluluk bilinci içimi kemirirdi. Sonraları genç bir insan olarak, senin Yahudilik le ilgili sahip olduğun o hiçlikle, aynı hiçliği uygulama
208 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Yine ve yine bir ÖMER karakteri yav noluyor noluyor?!?
Gerçekten sevdiğim bi solukta bitirdiğim bi kitaptı. Bitirince üzülmedim değil. Allah tan serinin devamı var insan teselli buluyor. Kitabın bana kattıklarına gelecek olursak, gerçekten bi olayda ne kadar erken haklı, haksız kanısına vardığımı farkettim. Bir olayı sadece iki farklı bakış açısından değil de iki farklı fıtrattan da okudum aynı zamanda. Bu beni çok mutlu etti ve çok şey kazandırdı. Ömer ve Zeynep. İki farklı karakter. İki farklı cinsiyet. İki farklı fıtrat. Ve resmen iki farklı olay örgüsü oluyordu böylelikle. İletişimsizlik eşittir bütün sorunlar. Bilemiyorum yada sağlıklı iletişim kuramamak. Kurduğunu zannederken aslında karşı tarafın baktığı yerden bakamadığın için empati kuramadığın için yine sorunları çözememek… İnsanların psikolojisini incelemeyi yaşamadan tecrübe etmeyi öğrenmek istiyorsanız 2.kere düşünmeden okuyabileceğiniz bi kitap.
Huşu Ağacı
Huşu Ağacı
Funda Uçuk Er
Funda Uçuk Er
Huşu Ağacı
Huşu AğacıFunda Uçuk Er · Cezve Kitap Yayınları · 2020983 okunma
Allah'tan başka hiç bir şeyden emin olma, bu hayatta her şey değişebilir; hedefler, insanlar, fikirler, yerler, dostlar, duygular.. Her şey bu hayatta geçici, sen dahil. Bunu asla unutma ve hiç bir şeye tutulma.. Allah'tan başka. Nur
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.