Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yaşamak ve yeryüzünde üç adımlık bir yer işgal etmekle mühim bir iş yaptıklarını zannederler. Kimisi gençliğine mağrurdur, kimisi ihtiyarlığına ve tecrübesizliğine dayanıp böbürlenir; kimisi eskiden neydim diye övünür kimisi ilerde neler olacağını ihsas ederek itibar kazanmak ister. Hepsi birden mahiyetini asla anlamadıkları bu değirmenin içinde yuvarlanıp giderler.
Belki de şeytan arkamda durmuş ve beni kötülüğe başarıyla teslim etmişti.
Reklam
Yaşamak herkesten daha iyi ,herkesten daha üstün yaşamak insanlara hakim olarak kuvvetli belki de biraz zalim olarak yaşamak…
Hayatta Hiçbir şeyin uğrunda ölmek için istenmez. Her şeyi yaşamamız için olmalıdır. Hatta biraz ileri gideyim kendi yaşamamız için…
"..günümüzün koşulsuz buyruğu iyimserliktir, dipsiz uçurumun kıyısında bile iyimserliğimizi koruyoruz, sözlü büyüye geri döndük, duayla koruyoruz kendimizi ve şeytan çıkartıyoruz; işin tuhafı, davranışlarımızdaki gülünçlük artık düzen içinde görülüyor, devlet şeflerimiz keramet taslayanlardan başkası değiller ve biz de onların egemenliğinde yaşarken, rıza gösteren kurbanlardan başkası olamayız."
Sizden başka hiç kimseye inanmıyorum..Ve.. Sizi seviyorum!
Reklam
Buna içimdeki şeytan diyordum; müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketleri ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefesimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum
Şeytan diyor ki: Aç pencereyi; “Bağır, bağır, bağır; sabaha kadar.”
Hayat herhalde bir katakulli değildi. Ama neydi? Bu hayatın bir manası olmak icap ederdi. İnsan dünyaya sadece yemek, içmek, koynuna birini alıp yatmak için gelmiş olamazdı!
kalsın burada
Şefin çalmaktan hoşlandığı, benim klasik müziğin yuva sınıfına dahil edeceğim parçaların bazıları; Offenbach'in La Vie Parisienne'i. Ravel'in Bolero'su, Rossini'nin La Gazza ladra uvertürü, Çaykovski'nin Fındıkkıran Süit'i (şeytan bizi korusun!), Bizet'nin Carmen'i, Copland'in Meksika Salon'u, de Falla'nin Üç Köşeli Şapka Dansı, Elgar'in Debdebe ve Tantana Marşı, Gershwin'in Mavi Rapsodi'si (şeytan bizi iki kez korusun!); ve şu anda aklıma gelmeyen bir sürü parça daha...
Reklam
… bu adam ne Allah’a boyun eğiyor­du ne şeytana. Allah ve şeytan adına bütün hesapları kendisi yapıyor, yolunu kendisi çiziyor ve planlarına uygun olarak hareket ediyordu.
Tanrı doğayı yaratıp yeri göğü var et­tiğinde, buna karşı Şeytan da insanı sahiplenmiş, onu bil­gi ağacının meyvesiyle beslemişti. Bilgi edinen insan, di­ğer canlıların yapamadığını yaptı, varoluşunu bildi. Bildikçe varlığına hayran oldu. Kendisinden başka kimseyi sevmedi, Tanrı'yı bile. Tanrı'ya bağlılığı, ölümden sonraki yaşamı iste­mesindendi. Ölçü, kendi varlığıydı. Doğayı ezdi, canlıları öldürdü. Zamanı geldiğinde Tanrı'yı da öldürecekti. Dünyada kötülük bu yüzden çoğunluktaydı.
Sen kafanın içindeki yokluğa o kadar saplanmışsın ki, derhal uğruna can feda edecek bir şey arayarak ikinci bir yokluğa dalmak istiyorsun! Yaşamak, herkesten daha iyi, herkesten daha üstün yaşamak, insanlara hakim olarak, kuvvetli, belki de biraz zalim olarak yaşamak...
Saatlerce konuşup hiçbir şey ifade etmemek kabiliyeti!
Acaba dünyada benim kadar manasız şeyler düşünen var mıdır?
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.