Antonius bakar kendini yenemeyerek.
Senin rastladığın bütün kadınlar, köşe başlarında, kırmızı fenerlerinin altında şarkı söyleyeninden tut tahtırevanına uzanıp güller yolan eşraf karısına kadar; aralıklardan görür gibi olduğun bütün biçimler, sevişme isteğinin bütün aklına getirdikleri, hepsini iste benden! Bir tek kadın değil, bir dünyayım ben! Giysilerim bir düşmeyegörsün üstümden, ardı ardına ne sırlara erersin bende!
Antonius’un dişleri birbirine vurur.
Omzuma parmağını bir dokunsan, damarlarında bir ateş dolanır gibi olur. Bedenimin en ufak bir yerini elde etmekle bir ülkeyi fethetmenin sevincinden daha ateşlisini duyarsın! Uzat dudaklarını! Yüreğinde eriyecek bir meyve tadı vardır öpüşlerimin! Ah! Nasıl yitirirsin kendini saçlarımın arasında, göğsümü koklar, her yanıma ayrı bir şaşkınlıkla bakarsın nasıl, yakar seni gözbebeklerim kollarımın arasında, su çevrimlerine kapılmış gibi…
Antonius haç çıkarır.
Umut yoksa zindan, varsa meydan
Yeter ki ara...
Şeytan da sensin, melek de
Savcı da sensin, hakim de
Yalan da sensin, gerçek de
Seçmek sadece senin elinde,
Anahtarsa yüreğinde... 🌿
(Alıntı )
************
Çığlık ** Edvard Munch **
Sana kancalarını saplarken, yüreğinde senin çıkarlarını taşıdığına inandırır seni. Bir gülümsemeyle paramparça edebilir ve bunu senin iyiliğin için yaptığını söyler. Şeytan olan odur, ben değilim. Ben düşünürüm, numara yaparım ama o bile bile yapar her yaptığını, iki ayağı üstünde yürüyen en acımasız alçaktır o. Tuhaf olan şey de, acımasız olduğu için sever insan onu, ya da belki dürüstçe yaptığı için. Önceden haber verir vuracağı zaman. Gülümseyerek söyler bunu sana. Bitince de kaldırır seni yerden, üstünü başını silkeler sevecenlikle, çok canını yakıp yakmadığını falan sorar — melek gibidir alçak herif!
Aralık ayının sonlarına doğru birçok ülkelerde bir bayram kutlanır. Buna bazı yerlerde Noel derler. Noel Baba'yı duymuşsunuzdur herhalde. Bazı ülkelerde ise buna 'Christmas' denir.
Acaba bu bayramın gerçekten ne amaçla kutlandığını hiç düşündünüz mü? Bir açıdan diyebiliriz ki, bu bayram dinsel gelenek ve göreneklere dayanmaktadır,
_Binbir Gece Masalları'nı anlatan, Şehrazat’tır.
_Eski zamanlarda Hint ve Çin diyarlarında hüküm süren Şehriyar ve Şahzaman adlı iki kardeş hükümdar, eşleri tarafından aldatılmışlar. Bu olayların etkisiyle Şehriyar, kendi ülkesinde, her gün bir kızla evlenip ertesi gün onu idam ettirir olmuş; bu yüzden vezirin güzel, bilgili ve akıllı kızı
Umut yoksa zindan, varsa meydan
Yeter ki ara…
Şeytan da sensin, melek de
Savcı da sensin, hâkim de
Yalan da sensin, gerçek de
Seçmek sadece senin elinde,
Anahtarsa yüreğinde…
_İsa havarilerine, öleceğini ve 3 gün sonra dirileceğini söyledi. Onlar inanmadı. Bir bulut yaklaştı ve Tanrı: Oğlumu dinleyin dedi.
_İsa, 2 körü iyileştirdi. Sonra isa'ya içine cin girmiş birisini getirdiler. İsa cini kovunca adam sevinçten göbek attı.
_İnsanların size nasıl davranmasını istiyorsanız, siz de onlara öyle davranın.
_Kim
*_Düşünce_
_Buda: Her şey düşüncedir. Ne düşünüyorsak o oluruz. Bize düşüncelerimiz şekil verir. Hepimiz düşüncelerimizden doğarız. Bu dünyayı yaratan, zihnimizdir. Bu dünyayı bir hava kabarcığı, bir serap gibi düşün. Dünyayı böyle gören kişiyi ölüm görmez. Biz, içselliğimizin meyvesiyiz. İçimizde ne varsa biz oyuz. Bizi biz yapan zihnimizdir.
İsa'nın İlk Taşı:
Her ne kadar dinle alakam sizinki kadar olmasa da, her hikâye insan yüreğine dokunduğundan, Yeni Ahit'te konu edilen bir olay, hafızama yer etmiştir :)
İsa, mucize üstüne mucize gerçekleştirip halkın sevgisini kazanmıştır. Bu mucizeler sayesinde etrafına birçok insan toplamıştır. Birgün, ırmakta kayıkla dolaşırken
Kardeşlerimiz Şeytan'ı "ettikleri tanıklığın bildirisi" sayesinde yendiler. Eğer vicdanımız suçsuzsa, tanıklık verebiliriz. Vicdanımızda suçluluk duyuyorsak, ağzımızdan tek bir söz bile çıkmaz. O durumda biz konuştukça sesimiz de gitgide zayıflar. Tanıklığın anlamı, kişinin kendisine değil, diğerlere tanıklık etmesidir.
İsa'nın İlk Taşı:
Her ne kadar dinle alakam sizinki kadar olmasa da, her hikâye insan yüreğine dokunduğundan, Yeni Ahit'te konu edilen bir olay, hafızama yer etmiştir :)
İsa, mucize üstüne mucize gerçekleştirip halkın sevgisini kazanmıştır. Bu mucizeler sayesinde etrafına birçok insan toplamıştır. Birgün, ırmakta kayıkla dolaşırken
"Kardeşlerimiz Kuzu'nun kanıyla ve ettikleri tanıklık bildirisiyle onu yendiler."
(Vahiy 12:12)
Ruhsal savaşta zafer kazanmak Kuzu'nun kanına dayanır. Kan yalnızca günahların bağışlanması ve kurtuluş sağlamakla kalmaz, Şeytan'ı yenmemizin temelini de oluşturur. Bazıları vardır ki, Rab yolunda olgunlaşmış inanlılar için