Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Liberal demokrasinin en büyük savunucularından Karl Popper'ın bile ifade özgürlüğüne sınır koyduğunu ve şiddet kullanarak demokrasiyi ortadan kaldırmayı amaçlayan fikirlere izin verilemeyeceğini söylediğini hesaba katarsak sınırsız özgür düşünce bir ütopya aslında. Her paradigma kendisini koruyor kısacası.
Sayfa 35 - KronikKitabı okudu
Liberal demokrasinin en büyük savunucularından Karl Popper'in bile ifade özgürlüğüne sınırlama koyduğunu ve şiddet kullanarak demokrasiyi ortadan kaldırmayı amaçlayan fikirlere izin verilemeyeceğini söylediğini hesaba katarsak sınırsız özgür düşünce bir ütopya aslında. Her paradigma kendisini koruyor kısacası.
Reklam
Kapitalizm Yaşayacak mı?
Boris Porchnev birkaç yıl kadar önce beni ve Jiger "burjuva" tarihçilerini (bundan Batılı tarihçileri anlayınız) kapitalizmin kökenleri ve ilk gelişmelerine ilişkin olarak çok fazla konuşurken, sonuyla meşgül olmadıgıınızdan ötürü dostça eleştiriyordu. En azından benim birkaç mazeretim var. Ben kendimi ilk modernlikle sınırladığım için,
Liberal demokrasinin en büyük savunucularından Karl Popper'ın bile ifade özgürlüğüne sınırlama koyduğunu ve şiddet kullanarak demokrasiyi ortadan kaldırmayı amaçlayan fikirlere izin verilemeyeceğini söylediğini hesaba katarsak sınırsız özgür düşünce bir ütopya aslında. Her paradigma kendisini koruyor kısacası.
400 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
75 günde okudu
Ezbere Yaşayanlar – ki isminin ne kadar güzel seçildiğine ayrı bir başlık açmak lazım – belki de hiç düşünmeden verdiğimiz günlük kararların arkasında hangi etkenlerin rol aldığını konu edinmiş bir kitap. Kitap birçok konuda giriş seviyesi sayılabilecek bilgiler vererek bir temel atmaya çalışıyor. Konu yelpazesinin çok geniş olması okuyucuyu biraz
Ezbere Yaşayanlar - Vazgeçemediğimiz Alışkanlıklarımızın Kökenleri
Ezbere Yaşayanlar - Vazgeçemediğimiz Alışkanlıklarımızın KökenleriEmrah Safa Gürkan · Kronik Kitap · 20221,730 okunma
Gene yakın zamanda sosyal medyaya düşen eski bir kamera arkası görüntüsü, Türkiye'nin şık ve gözde gazetecilerinden Uğur Dündar'ın "İstanbul Türkçesi ile adam dövmesi"nin göklere çıkarıldığını gösteriyor bize. Demek ki şık bir konuşma stili normalde aşırı hassas sosyal medya kullanıcısının şiddet ve küfrü bile sempatik bulmasına yol açabiliyor.
Reklam
Giriş: İçgüdüler ve İnsan Tutkuları
ULUS ve dünya ölçeğinde şiddet ve yıkıcılığın artması, bu işle uğraşanların ve bütün kamuoyunun dikkatini, saldırganlığın doğasının ve nedenlerinin kuramsal açıdan araştırılmasına yöneltmiştir. Bu ilgi şaşırtıcı değildir. Şaşırtıcı olan, bu uğraşın çok yeni olması gerçeğidir. Özellikle Freud gibi dev bir araştırıcının cinsel dürtü çevresinde
Sayfa 20 - Payel YayınlarıKitabı okudu
Liberal demokrasinin en büyük savunucularından Karl Popper'ın bile ifade özgürlüğüne sınırlama koyduğunu ve şiddet kullanarak demokrasiyi ortadan kaldırmayı amaçlayan fikirlere izin verilemeyeceğini söylediğini hesaba katarsak sınırsız özgür düşünce bir ütopya aslında. Her paradigma kendisini koruyor kısacası.
Cinsel kökenli suçluluk duygusunun, kişiyi gerçek ilişkiler yerine cinsel fantezilerle doyum sağlamaya sürüklediğini belirtmiştik. Aşağılık duygusu da aynı rolü oynamaktadır. Karşı cinsel ilişkinin mutluluğunu tadamayan kimsenin cinsel fantezilerinin iki önemli kaynağı bulunmaktadır. İlk kaynak, kişinin çocukluğunda yaşadığı, büyüdüğünde yerlerine
Ulus'un zihin berraklığından bir kesit...
''(...)Yasa bir şarkıydı; Aristotales, onların yazılmadan önce şarkı olduklarını, babadan oğula geçtiklerini söylemektedir. ''Nemo'' paylaştırma, bölüştürme anlamına geliyordu ve , yasa anlamına gelen ''nomos'', bölüm ,ölçü, ritm ve şarkı anlamlarına doğru gitmekteydi.Titus-Livius da '' Lex horrendi carminis arat'' sözleriyle Romalıların yasayı
Sayfa 433 - BirikimKitabı okudu
Reklam
Toplumsal gruplar arasındaki güç farkları ve hiyerarşi bir "sembolik şiddet" tarafından fikslenmiştir. Hem hâkim hem de domine edilen grupların üstünde anlaştığı bu sembolik şiddet, güç dengelerinin fiziksel şiddete dayanmadan sürdürülebilmesi ni sağlar. Max Weber'in meşruluk kazandırma (Alm. Legitimie rung) kavramından da etkilenerek geliştirilen bu konsept, kalıcı gücün meşruiyet ve inanç üstüne inşa edilmesi gerektiğine ina nır. Sadece fiziki zorlamaya dayanan bir gücün kırılganlığı orta dadır, bu güç ancak içselleştirildiği ve kurduğu sistem eşyanın tabiatından kabul edildiği zaman kemikleşir.
Sayfa 70 - Kronik KitapKitabı okudu
42 öğeden 31 ile 42 arasındakiler gösteriliyor.