…seyahât-ı cüz'iyede bir seyr-i umumî, bir urûc-u küllî var ki; tâ Sidretü'l-Müntehâ'ya, tâ Kâb-ı Kavseyn'e kadar merâtib-i külliye-i esmâiyede gözüne, kulağına tesâdüf eden âyât-ı Rabbâniye'yi ve acâib-i san'ât-ı İlâhiye'yi işitmiş, görmüştür, der. O küçük cüz'î seyahatı hem küllî, hem mahşer-i acâib bir seyahatın anahtarı hükmünde gösteriyor.