Geceleri tüm genişlik ve yok oluyordum
güvencesi güç ay ve yıldız takımı altında,
Kimi an, ben zıplıyordum üzerlerine.
İlintimizin haklılığına kim susmaz?
YALNIZ BİR OPERA
ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda
yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim
oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim
Ben sende bütün aşklarımı temize çektim
Ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda
yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim
oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim
Ben sende bütün aşklarımı temize çektim
imrendiğin, öfkelendiğin
kızdığın ya da kıskandığın diyelim
yani yaşamışlık sandığın
ŞAİRİN GÖREVİ
I.
Niçin sürgünsün şair yaşadığın toplumda? (1)
Işıksız bir karmaşadır siyasal partiler,
Bir yararı olur mu şu tasasız ruhuna?
Çiçeğe durmuş şiirin sararıp soluyor;
O boğucu, kirli havalarında onların,
Güzelim buhurların, günnük kokuların;
Şaşırıyor yolunu soluklarını duyunca.
Köle ruhlu kavgalarında senin yüreğin,
Çimeni
ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda
yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim
oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim
Ben sende bütün aşklarımı temize çektim
imrendiğin, öfkelendiğin
kızdığın ya da kıskandığın diyelim
yani yaşamışlık sandığın
MİRZABEYOĞLU'NUN ESERLERİ
İngilizce ve Arapça'ya tercüme edilen Mirzabeyoğlu'nun eserleri, Latin Amerika'dan Afrika'ya, Mısır'dan Tunus'a, Kuveyt'ten Filistin'e ve Türkistan'a kadar geniş bir coğrafyada takip ediliyor. Özellikle "Başyücelik Devleti" isimli eseri, önemli birçok devlet
bu gece gözlerinin göğünden
şiirime yıldız yağıyor
kâğıtların beyaz sessizliğinde
kıvılcım ekiyor pençelerim
sıtmalı, divane şiirim
arzuların yarığından mahcup
yeniden yakıyor vücudunu onun
Ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda
Yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim
Oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim
Ben sende bütün aşklarımı temize çektim
İmrendiğin, öfkelendiğin
Kızdığın ya da kıskandığın diyelim
Yani yaşamışlık sandığın geçmişim
Dile dökülmeyenin tenhalığında
Kaçırılan bakışlarda
Gündeliğin başıboş ayrıntılarında
Zaman zaman geri
Ahmet OKTAY:
Fazıl Hüsnü Dağlarca ile konuştuk biraz. "Sen şair değil bilginsin" dedi, şunları da ekleyerek: "Şiirlerini küçümsediğimi sanma, ama senin gibi her alana açılan bir kişi daha yok. Ne zaman yapıyorsun bunları?"
Sana öyle hak veriyorum ki Dağlarca!
(Uzun zamandır herhalde bir kitabı okurken hiç bu
Pek çok insanın hayatın olağan akışı içinde bu muazzam şiir ile rastlaştığı fikrindeyim. Hangimiz daha önce en azından okullarda Sakarya şiirini duymadık ki? Eminim ki bu sayı pek azdır. Peki halen bu şiirin Sakarya savaşı için yazıldığını düşünenimiz var mı? Bunu sorgulamak bana düşmez elbette ancak belki bu yazım ve hemen ardında paylaşacak
Kitapta 13 öykü bulunuyor. Zor bir yazar ve anlaşılması güç hikâyeler olduğunu tahmin ediyordum. Okuduktan sonra anladım ki Borges'i anlamak için biraz daha zamana ihtiyacım varmış. En azından yazar ile tanışmış oldum.
Anlayıp da sevdiğim
Öteki - There Are More Things - Ayna ve Maske - Yorgun Adamın Düşülkesi hikâyeleri oldu. Herkese keyifli okumalar dilerim.
#kitapalıntıları :
*Yalnızlık bana acı vermiyor: insanın kendisini ve kendi davranışlarını hoş görmesi zaten yeterince zor.
*Alçaklığın da binbir türlüsü vardır.
*Şiir, eğer onu gerçekleşen bir olayın öyküsü olarak değil de, çok güçlü bir isteğin dışavurumu gibi algılarsak, güzeldir.
*Bir şeyi görebilmek için onu anlamak gerekir... Evreni gerçekten görebilmiş olsaydık belki onu anlardık.
*... Alıntılardan başka ne kaldı geriye. Dil bir alıntılar dizgesidir.
Kum KitabıJorge Luis Borges · İletişim Yayınevi · 20181,639 okunma
Ölü ruhların gölgelerinde tazelenmiş ışık oyunları gibisi yoktur.. Onlar hep yerini bilirler ordadırlar.. Küçük ve kıvrak hareketlerle süzülüp tüm ruhunun arındırılmasına izin verirler.
.
Arınmanın en portakal kokulu saatleri şu sıralar. Ortadan ikiye kesip sağlam bir güç gösterisi ile avuç içine sıkıp ensen ve boynundan temas ederek tüm ruh üzerine yazılmış safsataları attırır bir kenara..
..
Başdöndürücü etkisi ile göz kapakların kapanır ışık oyunları ve muazzam koku ile yeniden dirilme baş gösterir. Öyledir ki.. Keskin kokular sana bu anın hiçbir saniyesini bile umutturmayacaktır. Baş parmağını kaldırıp yıldızlara dokunabilme hassasiyetini yaşama..Tedariği mümkün olmayan hazlarımız arasında birinci sırayı korur.. Soğuk, çam, portakal kokusu zihnin en derin yerlerine nüfuz eder! Kapatıp gözlerini kendini zamana bırakmayı becerebilirsen epifiz sermayesinden de faydalanıp kapalı göz kapaklarının ardından dünyaya açılan bu pencereyi görebilirsin..
.
Dört yıldız daha doğdu tepemde kuzey, güney, batı ve Doğu tam ortasındayım vaadedilmiş toprakların sahibi.. Yıldıza, geceye, soğuğa, portakal kokusuna, çam ezgilerine uğuldayan rüzgara and olsun ki..
.
Soğugun içi dışından sıcak..!
.
. Ruh ve beden oyunları
DENEME 6
1. Utanç bir prangadır. Kendini azat et.
2. Yeteneklerin hakkında endişelenme. Sevme yeteneğin var. Bu yeter.
3. Diğer insanlara karşı nazik ol. Evrensel boyutta onlar sensin.
4. İnsanlığı teknoloji kurtarmayacak. İnsanlar kurtaracak.
5. Gül. Sana yakışıyor.
6. Meraklı ol. Her şeyi sorgula. Şimdinin gerçeği gelecekte bir hikaye olacak sadece.
7.
bu gece gözlerinin göğünden
şiirime yıldız yağıyor
kâğıtların beyaz sessizliğinde
kıvılcım ekiyor pençelerimsıtmalı, divane şiirim
arzuların yarığından mahcup
yeniden yakıyor vücudunu onun
ateşlerin ebedi susuzluğuevet, sevmenin başlangıcıdır bu
gerçi belirsizdir yolun sonu
ama ben artık düşünmüyorum sonu
sevmektir güzel olan çünkükaranlıktan
YALNIZ BİR OPERA
Ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda
Yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim
Oysa bilmediğin birşey vardı sevgilim
Ben sende bütün aşklarımı temize çektim
İmrendiğin, öfkelendiğin