Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Koca Sevimli Dev
Babam, sizin eğitim görmüş dediğiniz adamlardan değildi. Hayatında yirmi kitap okuduğundan bile şüphe ederim. Ama harika bir masal anlatıcısıydı. Her gece, bana bir uyku masalı uydururdu ve en güzelleri de diziye dö­nüşen ve geceler boyu sürenlerdi. Bunlardan biri, hiç kuşkusuz en azından elli gece sürmüştü, “Koca Sevimli Dev” ya da
Sayfa 19 - Can Çocuk - Çağdaş Dünya EdebiyatıKitabı okuyacak
320 syf.
5/10 puan verdi
·
10 günde okudu
(Spoiler var, sonra ben görmedim bilmiyordum deme.) “Ara sıra çerezlik niyetine okuduğum aşk kitapları” adlı katogerime soktuğum bir kitabın daha sonuna geldim. Kitaptan eğlendin mi derseniz son yüz sayfasına kadar eğlendiğimi söyleyebilirim ama eğlenmek eşittir beğenmek anlamına gelmez. Bir klavyeyi temizlerken de bir insan
Sana İhtiyacım Var
Sana İhtiyacım VarJudith McNaught · Epsilon Yayınevi · 2012735 okunma
Reklam
Birisine rastlıyorsun, onu ilginç kılmak istiyorsun, baştan yaratıyorsun, tepeden tırnağa güzelce giydiriyorsun, daha iyi görmek için gözlerini kapatıyorsun, o oyun oynamak istiyor, siz de; güzel ve aptalsa akıllı bulursunuz onu, o sizi aptal bulursa kendini akıllı sanır, göğüslerinizin sarkmış olduğunu gözlemlemişse kişilikli bulmuştur sizi, yavaş yavaş onun bir köylü olduğunu hissetmeye başlamışsanız, yardım etmek gerekir ona, diye düşünürsünüz, eğer bilgisizse, her ikiniz için yeterli bilginiz vardir, bunu her zaman yapmak istiyorsa beni seviyor, dersiniz kendi kendinize, pek fazla üstünüze düşmüyorsa, önemli olan bu değil, dersiniz, cimriyse, sebebi yoksul bir çocukluk dönemi geçirmiş olmasıdır, hıyarın biriyse, bunun bir huy olduğuna inandırırsınız kendinizi ve böyle apaçık ortada duran şeyleri yadsımak için var gücünüzle çalışmayı sürdürürsünüz, oysa göz çıkaracak kadar ortadadır herşey ve birlikteliğin sorunları denir buna, biri yada öteki çiftin sorununu uyduramazsa o zaman hüzün, kin, nefret, çocuklar sebebiyle ya da yalnız kalmaktansa hâlâ bok içinde birlikte olmayı yeğleyerek tutturulmaya çalışılan kalıntılar. İşte. Uyu. İyi, şimdi kendimi öyle bir korkuttum ki uyuyamayacağım. Işığı yak biraz, rahatlamak için bakayım sana.
Sayfa 30 - Agora KitaplığıKitabı okudu
1887 yılında Japon imparatoru Meiji dönemin osmanlı padişahı 2. Abdülhamid’e armağanlar gönderir. Bu, tarih de ilk türk ve japon yakınlaşmasıdır. Tabi Meiji japonyayı dışa açmakta dünyayla buluşturmakta kararlı bir imparator. Temasın bir nedeni bu ama aynı zaman da o tarih de japonlarla bizim ortak bir düşmanımız var. Ruslar. Yani ruslarla her iki
(COK UZUN VE KİTAPTA HERBİR SÖZÜN DÜŞÜNÜLESİ EN NAİF BÖLÜMÜ) “ Momo, şimdi o büyük salonun içindeydi. Burası en büyük kiliseden daha görkemli, en büyük istasyonların salonlarından bile daha genişti. Güçlü sütunların üzerinde yükselen tavan neredeyse görünmüyordu. Etrafta hiç pencere yoktu. Kocaman salonu aydınlatan altın renkli ışık çevrede
İç Çöküntüsü-1(neresini bıraksam eksik kalırdı)
Uyuyorsun şimdi. Ya da uyuyacaksın birazdan. Uyu kuzum. Ama bir taraftan da beni dinle. İkisini birden nasıl yapayım deme, yaparsın sen. Senden önce sevdiğim kadın uyurken bile dinlermiş beni. Her ağladığımda yatağından fırlayıp kucaklar, öper, emzirir, tekrar uyutana kadar başımda beklermiş. Annemmiş.. Şimdilik işler iyi gitmiyor. Tabii şimdilik. Biliyorsun hepsi geçecek bunların. Umutsuzluğa kapıldığının farkındayım zaman zaman. En çok da o zamanlar üzülüyorum. İnan bana hepsi geçecek. Pessoa şey diyor ya hani kitabında “Kuvvetli bir inanç ve yeterli isteğin üstesinden gelemeyeceği hiçbir şey yok.” Ben hem bütün gücümle inanıyorum sana hem de bütün kalbimle istiyorum. Sen de aynı şeyleri düşünüyorsan, gerisini zaman halleder hiç merak etme.. Günler iyice birbirine benzemeye başladı burada. Bu iyi bir şey mi yoksa kötü mü emin değilim. Ama şunu biliyorum ki o birbirine benzeyen günlerin içine sızan her şeyde biraz sen varsın. Kitap okurken senin sevebileceğin yerlerin altını çiziyorum, radyoda sevdiğin şarkılar çıktığında ben sevmesem de koşulsuz bir saygıyla sonuna kadar dinliyorum ve annemle günde en az bir kez senden konuşuyoruz.. Biraz içtim yine bu gece. İçip içip yazıyorum diye kızar mısın ki? Bu gece kızma e mi kuzum? İnsan Çarşamba gecesi neden içer? Çok özlediği biri vardır da ondan içer. Bu Çarşamba gecesi de çok özlüyorum ben seni. Ama biliyorum hepi geçecek bunların. Umutsuzluğa kapılıp beni üzme. Pessoa’yı aklına getir, beni oradan hiç çıkarma, üstünü sıkıca ört ve içinden bir şarkı tut. Ben de burada o şarkıyı mırıldanayım ve ayrı yerlerde yan yana uyuyalım..
Sayfa 23
Reklam
Bakar mısın?. Korkma, Özgür bırak zihnini... Sana sesleniyorum, Zihninin içinde ki sesimi duyabiliyor musun? Yavaş ve ağır oku... Yavaş lütfen... Sihri bozuyorsun,
Kafes..
KAFES Kafesin tam ortasında durup etrafıma bakınıyordum. Buraya nasıl geldim ? Kafese nasıl girdim? Kim ya da kimler beni buraya getirdi? Bu kalabalık neyin nesi. Herkesi bir kafesin içerisinde, diğerlerini süzüyordu. Şaşkındı kafes cumhuriyeti nin kafeslenmiş halkı. Yan kafeste duran ömrünün ilk baharında küçük kız çocuğu seslendi "hey
Nefes alamıyorsan , açıklayamıyorsan Tutunamıyor , kanatlanamıyorsan Ve artık başaramıyorsan.. Olsun , olsun varsın Şimdi uyu.. Biraz uyu.
295 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.