Dördüncü yüzyıldan itibaren Kilise, din kitaplarındaki "gerçekle­re" karşı gelenleri "sapık" ilan edip ''Tanrı'ya karşı gelmiş" gibi göstererek yok etmeğe başlar, etkili olabilmek için Devlet iktidarını ken­disine araç yapar. Daha sonraki yüzyıllar boyunca kişileri dehşet ve korku içerisinde tutacak olan engizisyon sistemi bu gelişmenin so­nucudur. Bu vahşet usulleri, akılcı yoldan bilimsel araştırma yap­mak isteyenlerin kökünü kazımak bakımından fevkalade etkili bir iş görecektir. Kilise, bir elinde İncil, diğerinde engizisyon aracı ile bü­yük bilim üstadlarını (örneğin Bruno'ların, Copernicus'ları, Galileo'ları ve saymakla bitmeyecek daha niceleri), "Tanrı Kitab'ından farklı dü­şünüyorlar" diye ateşlere atacaktır.
Sayfa 53 - inkılap kitapeviKitabı okudu
Hapishane ve polis ikiz bir düzenek oluşturmaktadır; bu ikisi birlikte, suçluluğun yasadışılıkların - bütün alanı içindeki farklılaştırılmasını, soyutlamasını ve kullanılmasını sağlamaktadır. Polis-hapishane sistemi yasadışılıkların içinden kullanılabilir bir suçluluğu kopartmaktadır. Bu, kendine özgü olan yanıyla birlikte sistemin bir sonucudur, ama aynı zamanda onun bir çarkı ve aleti haline de gelmektedir.
Sayfa 408Kitabı okudu
Reklam
Çelişme, oluşun itici gücüdür. Her varlaşma yoklaşmayı, eşdeyişle her olumlama yadsımayı içerir. Gelişme, bu içeriksel çelişmenin sonucudur. Bu sonuç, toplumun gelişmesinde de görülür; bir zaman için topluma yararlı bulunan yasalar ve kuruluşlar, bir zaman sonra toplumun yeni çıkarlarıyla çelişerek kendi karşıtlarına dönüşürler. Akıl akılsızlığa, adalet adaletsizliğe, yarar zarara dönüşür. Gelişmiş aşama, bu çelişmeden doğar. Örneğin adaletsizlik adaleti yadsır, ama bu yadsıyan adaletsizlik de yeni bir adaletle yadsınır. Sentez, yadsımanın yadsınmasıdır. Hegel, Mantık adlı yapıtında şöyle der: ‘’Bu, yeni bir kavramdır. Ama öncekinden daha zengin, karşıtıyla zenginleşmiş, eşdeyişle hem kendisini hem de karşıtını birlikte taşıyan, öncekinden daha gelişmiş bir kavramdır. İşte kavramlar sistemi böylelikle gerçekleşir ve kesintisiz bir akış içinde ilerler’’
Sayfa 362Kitabı okudu
İbn-i Haldun / Akademi /Alev Erkilet/ "ESTETİK"
06.05.23 / 1.oturum Şehir ve zihinde soyutluk Düşünsel kültür En soyut kültür sosyokültürel değerin sonucudur. Her soyut düşünce somut olma mecburiyetindedir. Mimari; Kültürün taşa kazınmış halidir. Hayattaki hiç bir şey tesadüfi değil değer ve anlam (değer dünyasının) cisimleşmesinin karşılığıdır. Değerin cisimleşmesi şehir ve kenttedir. Teslis
( Zarif bir Hristiyanlık eleştirisi. )
_Oorroossppuu çocuğu, kahbenin evladı, ciğeri 5 para etmez, domuz ahırında doğan cüzzamlı yahudi piç’i Tanrınız yapmadınız mı? İğrenç şarlatan. Tanrı’yla bir kaltağın düzüşmesinden doğan bu soytarının kanını ve etini, şarap ve ekmek diyerek, meyhane yemeği gibi yiyip bağırsaklarınızdan geçirip, sıçıp tanrıyı boka dönüştürmediniz mi? _Bir boka
Terör dinden uzaklaşmanın bir sonucudur. Bundan dolayı, laik sistemi benimseyen devletler bile, toplum düzenini korumak için, dini desteklemek zorunda kalmışlardır. Fransa bunun en açık örneğidir.
Reklam
333 öğeden 251 ile 260 arasındakiler gösteriliyor.